Kadınlar Yeldeğirmeni’nde buluştu: ‘Bir Yüzyılın İki Kesitinde Kadınlar’
Yeldeğirmeni Ekmek ve Gül grubunun çağrısıyla 'Bir Yüzyılın İki Kesitinde Kadınlar' söyleşisi Fulya Alikoç'un katılımıyla gerçekleşti.

Kadınlar Yeldeğirmeni Ekmek ve Gül grubunun çağrısıyla “Bir Yüzyılın İki Kesitinde Kadınlar” söyleşisinde bir araya geldi. Söyleşiye katılan Fulya Alikoç’un Teori ve Eylem dergisinde bulunan aynı başlıklı makalesiyle bu tartışma gündemimize gelmişti. Bu vesileyle etkinlikte “100. Yılında Cumhuriyet kadınlar için ne anlama geliyor?” başlığı hep birlikte tartıştık.

Sunumda 1923-1950 Erken Cumhuriyet ve 2002-2023 AKP hükümeti dönemleri ele alındı. İki kesit de kendinden menkul, kişilerin tasarrufuna bağlı ve bağımsız süreçler değil, önceki dönemlerin birikimiyle şekillendiğine değinildi.

Çalışmasında eğitim, iş ve medeni kanun kapsamında kadınların toplumsal konumunu işleyen Alikoç, anlatımını her iki dönemin de kendi üretim ilişkilerine uygun toplum yaratmaya çalışması üzerine temellendirdi.

AYRIŞAN YAŞAMLAR

Erken Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün söyleminde biçimsel ve yasalar düzeyinde kadınlarla ortaklık vurgusu yaptığı, Cumhuriyet kadını yaratmak istemesi ile AKP döneminde, Recep Tayyip Erdoğan'ın “anne olmayan kadın yarımdır, ben eşitliğe inanmıyorum” sözleri kıyaslandı.

Eğitim sistemi konusunda, erken Cumhuriyet döneminde karma, örgün ve zorunlu eğitimin getirildiği, ancak günümüzde bile karma eğitim tartışmalarının yaşandığı ifade edildi.

O dönem kadın yaşantısını üç tip üzerinden değerlendiren Fulya Alikoç, Cumhuriyet Kadını ve Anadolu kadını figürleri tarihte belirginken, fabrikada çalışan işçi kadınların silik biçimde tarihsel anlatımlarda yer aldığını vurguladı: "Cumhuriyet kadını meslek sahibi olmuş, balolarda dans eden kadınlar görüntüsü veriyor. Bu kadınlar daha çok bey, toprak ağalarının kızlarıdır. Anadolu kadını cefakar, vefakar olarak anlatılır. Yeni kurulacak iktisadi yapı için Anadolu kadını çocuk doğurmalı, gerektiğinde şehit annesi olmalıydı. İşçi kadınların ise çalışabilmesinin ön koşulunda evli olmaları geliyordu. Evli değillerse de cemiyetin işaret ettiği kişilerle evlenme şartı vardı. Bu yaş kadınlar için 20 erkekler için ise 25’ti. İdeolojik çerçevesi ne olursa olsun kadınları aile kurmaya zorlayıp işçileştiriyorlardı. Günümüze baktığımızda kadınların yerli, milli ve güçlü aile ile var olan makbul, esnek çalışabilen ve girişimci kadın tipi oluşturulmaya çalışıyor."

‘BU BİR GERİYE DÖNÜŞ MÜ?’

Etkinlikte o gün verilen hakların bugün alınıyor olmasının nedenleri arasında erken Cumhuriyet döneminde kadınlara oy kullanma hakkının, eğitim hakkının Atatürk tarafından verildiği söylemlerinin, bir hakkın bir kişi tarafından verilip alındığını ifade etmesi, onları doğal haklar olmaktan çıkarıp lütfa dönüştürdüğü üzerinde duruldu. Bununla beraber kendi burjuvazisini oluşturmaya çalışan Erken Cumhuriyet dönemin kadınlardan savaş sonrası kadın nüfusun çokluğu ve gelişmesi istenen kapitalizmin taşıyıcılarından biri olması aynı zamanda bu taşıyıcıları da yetiştirmesi istendiği tartışıldı. Şimdiki dönem irdelendiğinde, neoliberal ekonomik politikalarının uygulandığı bir süreçte ve üretimde en büyük vaatlerinden biri ucuz emek gücü olduğu ve bu vaadin karşılığında oluşturmaya çalıştığı bir toplum ve o toplumda kadınlara biçtiği rol gereği kadınların haklarına saldırmaya çalışıyor olarak yanıt bulduğu tartışıldı. Çeşitli çelişkilerin tartışılmasıyla birlikte hepimiz için “Bu bir geriye dönüş mü?” sorusu gündeme geldi.

Aslında kadınların haklarının bir ileri bir geri alınabildiği, kadınlara ait değilmiş gibi düşünülmesinin en büyük sebebi kapitalizm olduğunu öğrendik. Kadınların hâlâ eşit işe, eşit ücret talepleri güncel, hâlâ kadınlar iktidarların çizdiği sınırlarda yaşamak zorunda. Tüm bunların değişmesi için “haklarımız, hayatlarımız ve geleceğimiz bizim” diyerek bir araya gelmeliyiz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Cumhuriyet’in 100. yılı| 2. yüzyılda da mücadele k...

Osmanlı ve Türkiye kadınlarının 100 yılı aşan mücadeleleriyle elde ettikleri kazanımlar hedef haline...

2024 Cumhurbaşkanlığı Programı: Sağlığa özelleştir...

2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı pek çok alana dair faaliyet ve projeler içerirken kadın v...

8. Aile Şurası açılışında yine ‘en az 3 çocuk’ çağ...

Türkiye'de 85 milyon nüfusun yeterli olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "en az 3 çocuk" çağr...