Kadın örgütleri: Savaş bitmeyen yıkım demek
Tezkerenin uzatılmasıyla savaşın 2 yıl daha devam edecek olmasına tepki gösteren kadın örgütleri bunun yeni göçlere, yoksulluklara, kadın ve çocuklar açısından bitmeyen şiddete yol açacağını belirtti.

Meclis Genel Kurulunda önceki gün görüşülen Irak ve Suriye’ye dönük tezkere Meclisin onayından AKP, MHP ve İYİ Parti’nin oylarıyla geçti. Sınır ötesi operasyon ve Irak, Suriye’de asker bulundurma konularını da kapsayan tezkere iki yıl daha uzatılmış oldu. Savaş, savaşla birlikte yaşanan göçler özellikle kadınları ve çocukları çok daha yakıcı biçimde etkilerken, kadın örgütleri savaşın iki yıl daha sürecek olmasının yansımalarını değerlendirdi. Tezkerenin uzatılmasıyla savaşın iki yıl daha devam edecek olmasına tepki gösteren kadın örgütleri bunu yeni göçler, yeni yoksulluklar, kadınlar ve çocuklar açısından bitmeyen bir şiddet olarak değerlendirirken kadınlar başta olmak üzere tüm toplumsal muhalefeti savaşa ve tezkereye karşı ses çıkarmaya çağırdı.

ADALET KAYA: SAVAŞLAR ŞİDDETİ YENİDEN ÜRETİYOR, ORTAK BİR MÜCADELE ŞART

Adalet Kaya| Fotoğraf: Evrensel

Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, ortak bir zeminde buluşulan kadın örgütleri olarak savaşa karşı duruşlarının net olduğunu dile getirdi. Dünyanın neresinde olursa olsun savaşa karşı olduklarını, her daim barışı savunduklarını ifade eden Kaya, “Biz, çatışmalı bölgede yaşayan ve bu bölgede çalışma yürüten bir kurumuz, dolayısıyla bize yansıyan yüzü de çok fazla. Ne yazık ki çatışmaların arkasından gelen şiddet meselesi bitmiyor. Barış demek sadece savaşın olmaması demek de değil, barış toplumun her kesiminde yeniden ifade edilmesi, yeniden konuşulması gereken bir şey. Savaşın kadınlara, çocuklara, LGBTİ+’lara çok daha fazla etkisi var ve bu kırılgan gruplar şiddetin daha hedefi haline geliyor. Cinsel şiddete, yerinden edilmeye, ekonomik şiddete vb. pek çok şeye maruz kalıyorlar. Savaş şiddeti yeniden yeniden üretiyor. Tüm bu nedenlerle sadece kadınların değil toplumsal muhalefeti oluşturan her unsurun barış savunuculuğu yapması gerektiği çağrısını yapıyoruz. 40-50 yıldır süren bir savaşın içerisindeyiz ve bunun bitmesini istiyoruz. Şiddetsiz bir hayat yaşamak istiyoruz. Adalete dair mekanizmaları oluşturmamız gerekiyor. Yeniden bir tezkereye onay veren siyasi iradeye karşı ortak bir mücadele sürdürmek tek seçeneğimiz” dedi.

SEVGİ ÖZLEM GÜLMEZ: SAVAŞA KARŞI BİRLİKTE SESİMİZ YÜKSELTMELİYİZ

 Sevgi Özlem Gülmez| Fotoğraf: Kişisel arşivi

Savaşın 2 yıl daha sürecek olmasının AKP'nin “bir daha seçilmez” ihtimalinin olduğu bir ortamda askeri operasyonları devam ettirme politikasının iktidarda kalma hedefinin bir göstergesi olduğu yorumunu yapan İlerici Kadınlar Meclisinden Sevgi Özlem Gülmez de AKP’nin hiçbir zaman halkın yoksulluğunu, doların 10 lira olmasını umursamadığı söyledi. AKP’nin savaş çığırtkanlığıyla seçimlere ertelemeyi hesabı yaptığını ya da savaşla birlikte yükselecek milliyetçi duygularla kendine oy apartmaya çalıştığını belirten Gülmez sözlerine şöyle devam etti: “Tabii ki savaşın yıkımların en çok etkisini gören kadınların savaştan yana olması evet demesi beklenemez. Savaşlarda en çok acı çekenlerin kadınlar çocuklar ve LGBTİ’ler olduğunu bulunduğumuz çeşitli platformlarda konuşuyoruz. Bu yüzden göçten de savaş sırasındaki saldırılardan da tacizden, tecavüzden, ölümden de en çok payını alan kadınlar ve çocuklar oluyor. Kadınlara çağrımız savaşa karşı birlikte sesimizi yükseltmek ve oradaki kadınlarla dayanışmayı büyütmektir. Bölgedeki arkadaşlarımızla birlikte biz de buna en yüksek sesi çıkartacağız.”

ÇAĞLA YOLAŞAN: SAVAŞA AYRILACAK BÜTÇE EMEKÇİLERİN SIRTINA BİR YÜK OLARAK BİNECEK

Çağla Yolaşan| Fotoğraf: Evrensel

Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Çağla Yolaşan da Erdoğan’ın yayılmacı politikalarının halklara ölüm ve yoksulluk olarak geri döndüğünü dile getirdi. “Bölgede yaşayanlar olarak, savaşın her türlü sonucunu yaşamışlar olarak biliyoruz ki savaşta ısrar demek, önce kadınların ve çocukların her türlü şiddete açık hale gelmesi demektir” diyen Yolaşan, “Türkiye halkları zaten büyük bir yoksulluğun pençesindeyken, savaşa ayrılacak bütçe emekçilerin sırtına bir yük olarak binecek. Erdoğan bu ısrarından vazgeçmelidir. Barış politikaları için acilen adımlar atılmalıdır” dedi.

MÜJDE TOZBEY: KADINLARIN VE ÇOCUKLARIN ÇIĞLIĞINA KULAK VERİLMELİ


Müjde Tozbey| Fotoğraf: Kişisel arşivi

Önce Çocuklar ve Kadınlar derneği Başkanı Müjde Tozbey ise yaşanan savaşların, eşit olmayan taraflar arasında yüzlerce ölümlerin gerçekleştiği ve özellikle yoksul gençlerin öldürüldüğü savaşlar olduğuna dikkat çekti. “Savaşların devamında özellikle yaşanan ekonomik krizlerde ilk kadınlar işten çıkarılmakta ve yoksulluk ilk kadınlarımızı ve çocuklarımıza zarar vermektedir. Yoksulluk psikolojisi de çocuklarımıza ve kadınlara daha fazla şiddetin, cinsel istismarların yönelmesi demektir” diyen Tozbey bu yüzden savaşa karşı olduklarına, barışın kadınların ve çocukların çığlığı olduğuna, egemenlerin bu sese kulak vermesi gerektiğine vurgu yaptı.

ADİLE DOĞAN: SAVAŞA VE YIKIMA KARŞI TOPYEKÜN MÜCADELE ŞART


Adile Doğan| Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Son olarak konuşan Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan çok uzun yıllardır sadece savaşı konuştuğumuzu dile getirdi. Savaşın yarattığı göçlerin başta Türkiye olmak üzere tüm dünyada bir mülteci düşmanlığı yarattığını söyleyen Doğan, “Bu mülteci düşmanlığının halk arasında bir bölünmeye bile neden olduğu gerçeği var. Tezkerenin 2 yıl daha uzatılması, hiçbir işimizin olmadığı topraklarda halk tarafından Meclise gönderilenlerin bu tezkereye onay veriyor olması biz kadınlar için oldukça olumsuz. Kadınlar kendi aralarında yaptığı sohbetlerde bunun gelecekteki seçimde bile belirleyici olacağını ifade ediyor. Çünkü biz kadınlar bulunduğumuz yerde savaşın yakıcılığını yaşadık, mülteci kadınların yaşadıkları ile birlikte yaşadık, göçlerle birlikte ortaya çıkan ağır yoksullaşmalarla yaşadık, işsiz kalma tehlikesi ile karşı karşıya gelerek yaşadık” dedi. Dernek olarak devam edecek olan savaşa da tezkereyi de karşı olduklarını ve buna karşı ses çıkarılması gerektiğine işaret eden Doğan şu çağrıyı yaptı: “Bugün savaşın nedenlerini ortadan kaldıracak bir mücadele veremezsek, devam edecek savaş yeniden bir göç demek. Bunun sonucu da sadece ‘mülteciler gelmesin’ demeye sıkışacak bir şey olarak kalacak. Savaş yüzünden kimse ülkesini terk etmemeli. Bu nedenlerle savaşa karşı, yıkımlara karşı topyekün mücadele etmeliyiz.”


Fotoğraflar: Ekmek ve Gül arşivi

İlgili haberler
Bu 1 Eylül’de barışı daha çok konuşmalıyız

Belki de barışı en çok konuşmamız gereken 1 Eylül’lerden biri bu. Ülkemiz için ve tüm dünya için. Da...

İzmir'de kadınlar pedalları barış için çevirdi

Konak Kent Konseyi Mülteci Meclisi, Dünya Mülteciler Günü kapsamında mülteciler için etkinlik düzenl...

Sultangazi Kadın Dayanışması: Deniz'e sözümüzdür b...

Deniz Poyraz’ın katledilmesine dair açıklama yapan Sultangazi Kadın Dayanışması, başta kadınlar olma...