Kadın Meclis Üyesi Adayı Çiçek: Kent bizim, bütçe bizim, biz yönetmeliyiz
Sultangazi Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Adayı Çiçek: Temiz hava yerine toz soluyoruz, ulaşım sorunlarımız var. Var olan kreşler çok pahalı. Birlikte yapabileceğimiz, değiştireceğimiz çok şey var.

Yüksek Seçim Kurulu kararıyla seçimlere girmesi engellenen Emek Partisi, çeşitli il ve ilçelerde belediye başkanlığı ve meclis üyeliklerine gösterdiği bağımsız adaylarla seçime hazırlanıyor. Seçimlere bir haftadan az bir zaman kalmışken çalışmalarını hızlandıran bağımsız adaylar, kısıtlı bütçelerle bastırdıkları broşürler ve bildirilerle mahalleleri, fabrikaları, atölyeleri geziyor, ev toplantıları yapıyor, işçi ve emekçilerin sofrasına konuk oluyor.

Çayan Sarıkaş Çiçek de İstanbul Sultangazi Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Adayı. Çiçek, 1977 Varto doğumlu. 20 yıldır özel sektörde çalışan Çiçek’in 5 yaşında bir çocuğu var. 12 yıldır Sultangazi’de yaşayan Çiçek, aday olmadan önce Emek Partisi Sultangazi İlçe Başkanlığı görevini yürütüyordu.

Çiçek, neden aday olduğunu açıklarken, “rantçı belediyeciliğe karşı halkçı belediyecilik” sloganının nasıl hayata geçirileceğini de anlatıyor: “Bu kentte biz yaşıyoruz, dolayısıyla bizim yani işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin, sendikaların, kitle örgütlerinin söz sahibi olduğu demokratik halkçı yerel yönetimler olmalı. Bu da ancak halkın içinde olduğu meclislerle mümkündür. Bizim sorunlarımızı ancak biz bilir ve biz çözebiliriz. İşte tam da bu nedenle adayım. Meclis üyesi olarak halk meclislerinden çıkacak kararları belediye meclisi gündemine getirmek ve belediye meclisinde halkın yararına veya zararına çıkan kararları halk meclislerinde tartıştırmaktır yapmak istediğimiz.”

KENTSEL DÖNÜŞÜM, TAŞ OCAKLARI, TOPLU ULAŞIM, BETONLAŞMA...
Sultangazi’nin sorunlarını saymakla bitiremiyor Çiçek. Kentsel dönüşüm, taş ocakları, gelmeyen ve tıklım tıklım dolu olan toplu ulaşım araçları, kaldırımlara park edilen arabalar, yeşil alanların betonlaşması ve daha nicesi... Kent planlamasında orada yaşayanların görüşünün sorulmadığını, bırakın fikir almayı bilgi bile verilmediğini belirten Çiçek, şunları söylüyor: “Geçen yıl Zübeyde Hanım Mahallesi’nde evler işaretlendi, neden işaretlendiği hakkında kimsenin bilgisi yok, herkes birbirine soruyor. Bilgi almak için başvurduğumuz yerel yönetim net bilgi vermedi. Evlerden gelen sesler ve oluşan zararlardan dolayı mahalle sakinleri olarak araştırınca 3. Havalimanına bağlanan yolları birleştirmek için evlerimizin altından tünel geçtiğini öğrendik. Başka bir sorun taş ocakları; Cebeci, Esentepe, Habibler mahalleleri başta olmak üzere 15 mahallemiz olumsuz etkileniyor. Temiz hava yerine toz soluyoruz, patlatılan dinamitlerden dolayı evlerimizde çatlaklar oluşuyor, biz onarıyoruz yeniden yeniden çatlıyor. Yerel yönetimler hiçbir soruna çözüm üretmiyor, çaldığımız kapılar yüzümüze kapanıyor. Kentsel dönüşüm değil ihtiyaca göre yerinde dönüşümle az katlı binaların, yeşil alanların olması gerekiyor. Yaşadığımız semt kentsel dönüşüm adı altında beton blokların olduğu lüks sitelere çevrili, site sakinlerinin rahatı sağlanırken; yanı başındaki yoksul halka ise onun trafiğini çekmek düşüyor. İşe giderken servis yok ise çile haline gelen ulaşım sorunlarımız var, gelmeyen, gelse de tıka basa dolu olan toplu taşıma aracı sorunlarımız var...”


HER YERDE CUMHURBAŞKANI KONUŞUYOR
İki aydır Sultangazi’de yoğun olan tekstil atölyelerine, işyerlerine, okul önlerine gidiyor, çarşı pazar geziyor, ev toplantıları yapıyor Çiçek. Bu çalışmalar sırasında dile getirilen sorunları, sıkıntıları, şikayetleri ise şöyle özetliyor: “Bizleri evlerine, iş yerlerine kabul edenler, pazarda, okul önlerinde konuştuğumuz işçiler, emekçiler, kadınlar... Kime dokunsak bin ‘ah’ duyuyoruz. ‘Yerel değil de genel seçimmiş gibi bir hava var’ diyorlar, ‘Hangi kanalı açsak Cumhurbaşkanı konuşuyor, tamam biliyoruz bu seçimlere başkanlık sistemi ile giriyoruz ama bu kadar da olmaz ki! Herkesin yerine o konuşuyor, devletin olanaklarıyla bizden aldığı vergilerle dolaşıp çay kahve dağıtıyor’ diyor vatandaş. İktidarın ülkedeki ekonomik krizden hiç bahsetmemesine, sanki bolluk içinde yaşıyormuşuz gibi konuşmalarına, kendileri ile dalga geçre gibi tanzim kuyruklarına ‘varlık kuyrukları’ denmesine tepki gösteriyor emekçiler. ‘Varlık kuyruğu ise neden gidip 2 kg patates, 2 kg domates için saatlerce bekleyelim’ diye soruyorlar.”

KADINLAR YA ÇOCUK YA YAŞLI YA DA HASTA BAKIYOR
Çiçek, özellikle eve giren kısıtlı parayı yetirmekle yükümlü tutulan kadınların geçim sıkıntısı altında ezildiğini aktarıyor: “Kadınlar çeşitli handikaplar yaşıyor. Eşinin getirdiği para ile evin, mutfağın, çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor ama yetmiyor. O da çalışmak istiyor ama çocuğu var nereye, kime bırakacak? Var olan kreşler çok pahalı. Aldığı ücretin yarısını oraya vermek zorunda kalıyor, üstelik güvenli mi belli değil. Oysa ücretsiz veya çok az para ödeyeceği, güvenilir kreşler olsa çalışacak. İş bulabilirse tabii... Biz kadınlar ya çocuk ya da yaşlı, hasta yakınlarımıza bakıyoruz aynı zamanda evin tüm sorumluluğu bizim üzerimizde olunca iyice yoruluyoruz. Dışarı çıkıp nefes alacak bir yer yok, ücretsiz meslek edindirme kursları yok... Belediye ve muhtarlıklar bunu ücretsiz yapabilir, ama onlar da yanaşmıyor.”

‘OYUNUZU KENDİNİZE VERİN’
Kadınların üretime katılabilmesi için gerekli eğitimi alabilecekleri nitelikli meslek kursları, her mahalleye ve işyerine çocuklarını güvenle bırakacakları kreş, şiddete uğrayan kadınların ilk etapta başvuracakları ilk adım merkezleri ve sığınmaevi, şiddete karşı eşitlik yaklaşımıyla halka yönelik eğitimler ve kampanyalar düzenlenmesi, kadınlar, gençler ve çocuklar için sosyal, kültürel ve sportif faaliyet alanları... Belediyenin mevcut olanaklarla yapılabilecek çok şey olduğunu ifade eden Çiçek’in kadınlara şöyle sesleniyor: “Seçeneksiz değiliz, bu kent bizim, biz yönetmeliyiz. Onun için aslında oyunuzu bana değil kendinize vermeye çağırıyorum!”

SULTANGAZİ’DE BİR TEKSTİL FABRİKASINDAN İZLENİMLER
Çayan Sarıkaş Çiçek, Sultangazi’de Zara’ya üretim yapan bir tekstil firmasına yaptıkları ziyareti şöyle anlatıyor: “İşyerinde AKP’li, CHP’li, HDP’li her görüşten işçiler vardı. Yoğun bir ilgiyle karşılandık. 30 yaşlarında AKP’li bir kadın işçi ‘Erdoğan’ın bir sürü iyi yanları var. Bakın eskiden kuyruklar vardı şimdi yok. Tanzim kuyrukları var, ama onlar sayesinde sebzeyi ucuza alıyoruz’ dedi. Konuştukça asıl meselenin başörtüsü olduğunu anladık. Başörtüsü serbestisi nedeniyle AKP’den vazgeçemediğini ifade etti. Biz de ona bunun AKP’nin değil kadınların ısrarı ve çabasıyla olduğunu anlatmaya çalıştık.
Daha önce iki kez AKP’ye oy verdiğini ama son iki seçimdir vazgeçtiğini söyleyen başka bir kadın işçi ise ‘Uyandık biz” dedi. ‘Önce cüzdanımda 2 kuruş vardı, dokunmadı. Sonra kuruşlar artınca 2 kuruşu aldı, o yetmedi cüzdandaki diğer kuruşları da aldı. Ses etmedikçe aldı, bir baktık ki cüzdan boşalmış. Önce veriyor sonra hepsini geri topluyor. Alım gücümüz düştü, eve ancak ekmek götürebiliyoruz’ diye konuştu.
İlerlemiş yaşına rağmen çalışmaya devam etmek zorunda olan kadınlar da vardı işyerinde. 60 yaşlarında bir kadın ağlayarak anlattı. Eşi yatalakmış, sabah önüne yemeğini koyup işe geliyor, geç saatlere kadar çalışıyormuş. ‘Benim artık evimde oturmam, devletin de bana bakması gerekirken halen çalışıyorum. Aldığım da üç kuruş’ dedi. AKP’ye oy verenlere, özellikle de gençlere kızıyor...”
İlgili haberler
Yerel yönetimlerde eşitlikçi politikalar hayati!

Dr. Esra Ergüzeloğlu, yerel yönetimlerde kadın temsiliyetinin önemine işaret ederken, kadın sorunlar...

DOSYA| Yerel seçimlere doğru kadınlar

Kadınlar nasıl bir yerel yönetim istiyorlar, talepleri ne, kadın adaylar neler vadediyor? Yerel seçi...

Kayseri’de kadın temsiliyeti yerel yönetimler

Kayseri’nin kadın muhtar ve belediye başkan adayları ‘Kadın adaynları kürsüsü’nde bir araya geliyor.