İTÜ Taşkışla Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Eşitlik Kulübü olarak 6 Ağustos Cuma günü resmileşme sürecinde olduğumuz, ki hatta kulüpleştiğimiz haberini almamıza rağmen, güvenliğin “Resmî değilsiniz” suçlamalarına maruz kalan kulübümüzle birlikte kadın cinayetlerine yönelik bir açıklama yapmak istedik. Ancak güvenliğin eril söylemleri, pankart hazırlarken başımızda nöbet tutarak ve zorla, video-fotoğraf kaydı alma talepleriyle karşılaştık. Biz genç üniversiteli kadın öğrenciler baskı ve şiddete çözüm ararken sokaklarda kadınların kolluk güçleri tarafından uğradıkları baskı ve engellemelerin aynısına güvenlik tarafından bizler maruz kaldık. Biz bir kadın çalışmaları kulübü olarak üniversitelerde kadın mücadelesini yükseltme ve sorunları çözme yolunda attığımız adımlara yönelik engelleyici müdahaleleri kabul etmiyoruz. Hele ki katlima dair öfkemizi, acımızı ve protestomuzu sesli bir şekilde ifade etmeye çalışırken hiç etmiyoruz. Ve Ekmek ve Gül aracılığıla açıklamamızı sizlerle paylaşıyoruz:
Bugün burada en temel hakkımız olan yaşamımızı savunmak adına seslerimizi ve güçlerimizi birleştirmek için toplandık. Bizler gibi üniversite öğrencisi olan arkadaşımız Azra Gülendam Haytaoğlu, adı gizlenmeye çalışılan Mustafa Murat Ayhan tarafından katledildi. “Telefon sinyallerine hafta sonu bakamayız” deyip pazartesiye erteleyerek ihmal eden polis ve emniyet güçleri Azra’nın ve diğer kadınların katlinin suç ortağıdır.
Aleyna Çakır’ın katili Ümitcan Uygun takipsizlik kararı ile serbest bırakılmıştı, dün Esrahan Kulu’nun evinde ölü bulunması haberini aldık. Bu, hepimize devletin erkek egemen politikalarının yol açtığı sonuçları ve yargının bunun önüne geçmediğini tekrar gösterdi. Katilleri de onları koruyanları da tanıyoruz. Başta İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kararını alanlar, failleri cezasızlıkla ödüllendiren yargı ve kadınları korumayan emniyet güçleri katillerin en büyük destekçisidir.
Kadınlar olarak toplumun her alanında var olma çabamız bile suç haline gelmiş durumda. Elimizden alınan hayatlarımızı savunmak zorunda olmaya, haklarımıza yapılan saldırılara yönelik yargının çözümsüz kalmasına tahammülümüz yok. Halihazırda bizi, haklarımızı korumak, şiddetle mücadele etmek için temel nüvelerden biri olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararıyla derinleşen taleplerimize yanıt bulmak için daha acil bir durum kalmadı.
Biz İTÜ’lü öğrenciler olarak şiddetin, tacizin öğrencilerden, akademiden olmak üzere her alandan çekilmesi için üniversitemizden başlayarak daha çok yan yana gelmeliyiz. Buradan bir kez daha okulumuzdaki diğer kulüplere, topluluklara ve öğrencilere çağrımızdır. Kadın ve LGBTİ+ haklarına yönelik saldırıların son bulması ve yargının gereğini yapması için mücadelemizi sürdürerek bu hareketi hep birlikte büyüteceğiz.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Kadınlar Kadıköy’den seslendi: Hayatlarımız için i...
İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu çağrısıyla Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelen kadınlar ‘...
Antalya Kadın Platformu: Kadınları katledilen bir...
Azra Gülendam Haytaoğlu ve Emine Gökkız’ın katledilmesini protesto eden Antalya Kadın Platformu, ‘Ka...
Adana Kadın Platformu: Kadın cinayetlerinin faille...
Kadın Katliamlarına yönelik açıklama yapan Adana Kadın Platformu ‘Katilleri serbest bırakıp aklayanl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.