İskenderun emek ve demokrasi güçleri, Mustafa Kemal Mahallesi çadır alanına gönüllülerin kurduğu çadırların kaldırılmasına ilişkin açıklama yaparak, ihtiyaçları karşılamayan, çadır alanında sorumluluk almayan devletin yaraların sarılması için orada olan gönüllülere müdahalesine tepki gösterdi.

Bir araya gelen emek ve demokrasi güçleri adına açıklamayı yapan Ekmek ve Gül gönüllüsü Mevhibe Akdeniz’in; Gıda-İş, İletişim-İş, Birtek-Sen, Ekmek ve Gül, ODTÜ Mezunları Derneği ve Rotary Kulüp’ün kurduğu ve depremin dördüncü gününden itibaren, depremzedelerin barınma, beslenme, hijyen, sağlık ihtiyaçlarının karşıladığı çadırların 38. günde Kaymakamlık kararıyla kaldırıldığını hatırlattı.

DAYANIŞMAYLA YARALARI SARMAYA ÇALIŞTIK

Açıklamada “Ülkenin dört bir yanından işçi ve emekçilerin gönderdikleri malzemelerle ihtiyaçları gidermeye çalışmanın yanı sıra yakınlarını, evini yitirmiş insanların yaralarını dayanışmayla sarmaya çalıştık. Bu süreç içeresinde, çocuklar için oyun alanları, Ekmek ve Gül kadın çadırı, sağlık çadırı kurarak depremzedelerin hayata tutunması için büyük bir çaba gösterdik. Bu süreç içerisinde İskenderun mülki amirleri ve yetkileri, sadece yetkili görevlendirmesi olan alanlar dışında çadır alanındaki hiçbir ihtiyacı giderme konusunda sorumluluk almadı” ifadelerine yer verildi.

Akdeniz, geçtiğimiz günlerde Ekmek ve Gül’ün ‘Kız Kardeşlik Köprüsüyle’ İstanbul’dan gönderdiği yardım malzemelerinin İskenderun Belediyesi Kapalı Spor Salonuna yetkililerden alınan izin ve iş birliğinin ardından geçici olarak yerleştirildiğini fakat ertesi gün bölgeye gelen İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek’in spor salonunda bulunan malzemelerin ve Rotary Kulübü’nün kurduğu çamaşırhanenin boşaltılması, gönüllülerin çadır kentten çıkarılması talimatı verdiğini belirtti.

Açıklamada İskenderun Kaymakamının “gönüllülerin kamu kurum görevlilerinin işlerini yapmalarına engel oldukları, spor salonuna el koyulduğu ve gönüllüler tarafından kurulan çadır alanının ‘özerk bir yönetim’ haline getirildiği” açıklamalarının gerçeği yansıtmadığı belirtilerek, “Gönüllüler 38 gün boyunca depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması için canhıraş çalışmışlardır. Başta siyasi iktidar olmak üzere mülki amirler ve AFAD’ın depremin 38. gününe kadar bölgede koordineli bir şekilde çalışma yürütemezken, gönüllülerin desteğiyle birlikte oluşturulan çadır alanı ve depremin yaralarını sarmaya yardım eden gönüllülere ilişkin asılsız iddia ve algı yönetimi uygulamaları kabul edilemez” ifadelerine yer verildi.

38 GÜNDÜR OLMAYAN DEVLET CEBERRUT YÜZÜNÜ GÖSTERDİ

Depremzedelerin “Güvenliğimiz yok, güvenlik önlemi alınsın” talebini görmeyen kaymakamlığın söz konusu gönüllü kuruluşlar olunca “çıkın devlet geldi, AFAD dışında kimse yardım ve dağıtım yapamaz” diyerek onlarca polis ve askerini alana yığmaktan ve “çıkmazsanız malzemelerinize, çadırlarınıza ve konteynırınıza el konulacak” diyerek tehdit etmekten çekinmediğini belirten Akdeniz, “Dün çadır alanını su bastığında “hani devlet, görsün halimizi” diyen depremzedelere ve gönüllü gruplara devletin ceberut yüzünü göstererek devlet burada demiş oldular. Depremzedelerin çadır değil konteyner kent istiyoruz talebini görmemiş kendi kurdukları çadırların dahi sular altında kalmasını bahane göstererek dayanışmayla inşaa ettiğimiz çadır alanından zor yoluyla çıkarılmamız sağlanmıştır. Ekmek ve Gül’ün kurduğu kadın çadırı, kız kardeşlik köprüsüyle kurulan sağlık çadırı, çocuk oyun çadırları toplatılmış, yardımların konulduğu depolar boşaltılmış ve gönüllülerin kaldığı çadırlar kaldırılmıştır. Yani başından bu yana çadır alanı resmi görevlileriyle koordineli şekilde yürütülen çalışmalarımız provakatif bir dille karalanmaya çalışılmıştır. Bölgede kalan depremzedelerin çadırları büyük bir hızla, depremzedelerin ellerinde avuçlarında kalan bir kaç eşyanın zarar görmesine de aldırmadan değiştirilmiş, yeni mağduriyetler yaratılmıştır. Depremin başından beri gönüllü çalışan arkadaşımıza yönelik saldırgan tutum gösterilmiş, basın mensuplarının, avukatların işlerini yapmaları engellenmiş, gözaltı girişiminde bulunulmuştur. Yine alandaki çözülemeyen hijyen koşulları nedeniyle sağlık sorunu yaşayan hatta sağlık çadırında gözlem altında olan kadın arkadaşımız düşünülmeden çadırımız toplatılmış, bir AFAD çadırına yatırdığımız kadın arkadaşımız o halde dışarı atılmıştır” dedi.

DEPREM SONRASI İSTİFA ETMEYENLER VEKİLLİK İÇİN İSTİFA ETTİ
Açıklamada deprem sonrası yetkililerden tek bir istifa olmazken, Hatay Valisi Rahmi Doğan ve İl Sağlık Müdürü Mustafa Hambolat’ın AKP’den vekil olmak için istifa ettiği hatırlatılarak “Depremin ilk gününden 38. gününe kadar depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamayan, sorunlarına çözüm bulmayan devletin, kadınlar, gençler, sendikalar, işçiler ve gönüllülerin kendi çabalarıyla bu ihtiyaçların halka ulaştırılması için kurduğu dayanışma ağını engellemelerine izin vermeyeceğiz ve dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamaya Ekmek ve Gül gönüllüleri, DİSK İletişim-İş, Gıda-İş Gönüllüleri, Birtek-Sen Gönüllüleri, ODTÜ Mezunları Derneği Gönüllüleri, İskenderun Vartolular Derneği yöneticileri, Akkavak Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Kemal Yalçın, Arsuz Gökmeydanı Mahallesi Muhtarı Eşref Karayün, Dayanışma Gönüllüleri temsilcisi, Eğitim Sen İskenderun Şubesi yöneticileri, İHD İskenderun yöneticisi Adil Bahtiyar, Emek Partisi Hatay ve İskenderun yöneticileri, Atatürkçü Düşünce Derneği İskenderun Şube Başkanı Fahrettin Turhaner, Dünya Çiçekçiler Federasyonu yönetim kurulu üyesi Musa Gündoğdu, TMMOB İskenderun Koordinatörü ve Makina Mühendisleri Odası Temsilcisi Murat Durukan, İskenderun Bakallar Odası Başkanı Mustafa Çöloğlu ve Emekliler Sendikası İskenderun Şubesi yöneticileri katıldı.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül