Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu (HÜKÇAT) olarak 8 Mart’a giderken bu süreci birlikte örebilmek için önümüze çeşitli etkinlik planlar koyduk. İlkini gerçekleştirdiğimiz etkinlikte “Günümüzde Kadın Mücadelesi ve Olanakları” başlığında dünyadaki kadın mücadelelerini konuştuk. Ekvador’dan İran’a, Lübnan’dan Şili’ye kadar halk ayaklanmalarını, kadınların burada nasıl bir rol aldıklarını, hangi taleplerin öne çıktığını değerlendirdik.

Türkiye’de ise kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılmaya çalışıldığını ve ekonomik krizin kadınlar üzerindeki etkilerine değinrek bu karanlık tablonun karşısında kadınların bir araya gelme isteklerinin artığına dair fikirlerimizi paylaştık. Genelde tüm ülkelerdeki kadın hareketlerinde ise ortaklaştığımız konu; hakkımız gasp edildiğinde, taciz ve tecavüz vakalarına uğrandığında veya kadın cinayetleri cezasız kaldığında kadın hareketinin yükselişi oldu. Oysa kalıcı ve sürekli bir kadın mücadelesi için her an ve daha ilerden taleplerle bir araya gelmemiz gerektiğini konuştuk. Son olarak Hacettepe’ye dair neler yapabiliriz, nasıl sorunlarımız var ve hangi yollarla mücadele etmeliyiz noktasında tartışmalarımızı yoğunlaştırıp, önümüze hedefler koyduk. Bizden her şeye umutsuz bakmamızı isteyenlere karşı bunun böyle gitmeyeceğini, başka bir hayatın mümkün olduğunu, yeni bir başlangıç arayarak işe koyulmanın gerekliliğini vurgulayıp etkinliğimizi bitirdik.

Halk hareketlerinin ve kadın mücadelelerinin ön planda olduğu bu dönem açısından, dünyadaki bu art arda veya eş zamanlı ilerleyen hareketliliklerin somut kazanımlarla sonuçlanmış da olsa, asgari anlamda bir kazanım da olsa bir ses çıkarabilme ve talepleri ifade edebilme açısından epey önemli olduğu bir durumdayız. Tüm bu koşullar ve gerçeklik dahilinde, bizlerin bu mücadeleyi öncelikle mensubu olduğumuz kampüslerimizde bu tarz etkinliklerle örmek ve mücadelenin ucundan tutup bir parçası olmak şu an için en acil ve gerekli durumdur.