Her kadının başka bir hikayesi, özlemi, yaşanmışlıkları, yaşanamamışlıkları var. Gazete verdiğimiz bir Yeter var. Geçtiğimiz günlerde yaşadığı birkaç olayı anlatıyor. Hiç dinlememişiz ondan bunları. Dinledikçe daha çok şaşırıyoruz.
‘HATIR’ İÇİN EVLENDİRİLDİ, ‘HATIR’ İÇİN BOŞANMADI
Çocukmuş daha evlendirildiğinde. “Babam evliya gibi bir adamdı, elini kaldırmazdı bize, okuyalım diye yollardı bizi okula. Durumumuz da iyiydi, zengindik” deyince neden onu evlendirdiklerini merak ediyoruz. Annesinin kardeşinin oğluna hatır için verdiklerini söylüyor. “İtiraz edebildin mi buna?” sorumuzun cevabı ise “Çocuktum, ne olduğuna aklım bile yetmedi” oluyor.
Böyle başlayan bir evliliğin devamında kendini çalışıp evi çekip çevirirken, çocuklara bakarken buluyor: “İyi para kazanıyordum ama dört çocuğa ancak bakabiliyordum, insan tek başına evi çekip çevirmeye çalışınca kolay olmuyor. Emekliliğimi yatıracak kadar bile param artmıyordu, sırf bu yüzden emekli değilim şu an.” Yan odadaki eşini işaret ederek “Bunun hiç hayrı dokunmadı, PETKİM’de çalışıyordu, çok iyi de para kazanıyordu ama eve bir kuruş getirmezdi.”
Çok sonradan anlamış eve neden para getirmediğini. Kocasının paraları başka kadınlarla yediğini söylüyor. Bir komşusu gelip şikâyet ediyor ve inanmayarak kendi gözleriyle görmeye gidiyor. Ama sonra çocukların hatırı için evde kaldığını anlatıyor.
İŞ İŞTEN GEÇMEDEN!
Çalıştığı yerde Maden-İş’te örgütlüymüş. Grev kararı alıyorlar. Ancak yapamıyorlar, grev kırılıyor çünkü: “Kapının önüne silahlı askerler koymuşlardı. Birileri grevi bu örgütlüyor diye beni göstermiş, bir döndüm kafama silah doğrultmuşlar, sonra işten attılar 300 kişiyi. O zamanlarda tazminat veriyorlardı, 35 bin lira tazminatımı verdiler, çıkardılar beni.” Herkes tazminat parasıyla bir şeyler aldı o zaman, ben de ev aldım.”
Evi kendi üstüne değil kocasının üstüne yaptırıyor Yeter. “Aklım yoktu” diye kendini suçluyor bunun için. Zira sonrasında kocası, evi değerinden daha ucuza satıyor. “Ben gittim sordum işi bilen birine bu evi bu paraya satmış, böyle mi değeri evin diye, bana dedi ki ‘Ne yaptınız Yeter abla, o ev o paraya verilir mi?’ Yarı parasına vermiş neredeyse, onun da aklı yok” diyor.
“Nasıl dayandın?” diye soruyorum, Sorunun cevabı yine “çocuklar için” oluyor ama bir yandan da annesi müsaade etmemiş, boşanmak olmazmış, aile sözü çok mühimmiş… Çocukları boşanmasını istemiş annesinin yaşadıklarını öğrenince, “neden boşanmadın” diye kızmışlar ama artık iş işten geçti, diyor.
“Siz şimdi bakınca gayet iyi bir adam diyorsunuz belki de ama hiç öyle değil işte. Sabah yemeğini götürüyorum söyleniyor bazen hâlâ utanmadan. Yerimde başkası olsa dayanmazdı” diyor.
Yeter’in kocasının görme ve duyma sorunu var, hareketi çok kısıtlı ve zor. Yaptıklarına rağmen hâlâ ona bakan Yeter, her şeye rağmen kocasına bakmasını da “hatır için” diye açıklıyor. Kocaya gittim akraba hatırı, yanında kaldım çocuk hatırı... Birilerinin hatırları için yolunu çizerken ise hiç eğilmemiş. En çok çalışan, direnen hep oymuş. “Yerimde olsa başkası dayanamazdı” diyor çünkü bu kadınların yaşadıkları çile bitmiyor. Hayatlarını başkalarına teslim ederek, savrularak, hatır için yaşayarak devam etmeyecek elbette kadınlar. Kadınların kendi hayatlarını böyle zorunluluklardan kurtararak inşa edecekleri yarınlar için dik durmalı, çileler için değil.
Görsel: Freepik
İlgili haberler
Daha güçlü, daha örgütlü bir mücadele için soru an...
İşçi sınıfının ihtiyacı politika, kadın işçilerin ihtiyacı daha çok politika. Soru anahtarı az çok o...
Bizi güçlü kılacak olan; genç kadınların yan yanal...
Bugün yan yana gelen genç kadınlar da biliyor mücadele etmekten, yaşamımıza ve haklarımıza sahip çık...
Malatya Ekmek ve Gül Grubu: Her buluşmada daha güç...
Ekmek ve Gül gruplarına dahil edebildiğimiz her kadın, yaşamın zorlu koşullarında aslında yalnız baş...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.