8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken kadınlar ekonomik zorluklar, salgın ve savaş koşullarında mücadele vermeye devam ediyor. Bütün bu olumsuzluklar yine en çok kadınları etkiliyor. İki yıldır süren salgın koşullarında kadınların sırtında olan ev işi yükü, çocuk ve yaşlı bakımı daha çok arttı. Artan zamlar artık hayatı çekilmez hale getirdi.
Kadınlar yaşadıkları bu olumsuzluklarla mücadele etmek için birlikte olmayı istiyor. Bizi birleştiren en önemli aracımız ise Ekmek ve Gül dergisi. Bunu dergimizi ulaştırdığımız her kadında ve Malatya Ekmek ve Gül Grubu buluşmalarımızda daha iyi hissedebiliyoruz.
Dergimizi ulaştırdığımız kadınlar öncelikle derginin çok farklı olduğunu dile getiriyor. Dergi kadınların gerçek yaşam koşullarını yansıtırken bu koşullarda yaşanan zorluklara ve problemlere karşı nasıl baş edebileceğimiz konusunda da kadınlara yol gösterici oluyor, bu da dergimizin ulaştığı her kadında bir uyanış, bir fark yaratıyor.
Dergiyi ulaştırdığım kadınlardan biri şunları dile getiriyor örneğin: “Kadınların da bu hayatta bir düşüncesinin olduğu, bir savaşının olduğu ve en önemlisi kadınların ne zorluklarla hayatta kaldığı, ayakta durduğu ve direndiğini dergide gördüm. Ayrıca kadınların korkusuzca düşünce ve görüşlerini ifade ettiğini de fark ettim.”
Ekmek ve Gül Grubumuza dahil olan her kadın, yaşamın zorlu koşullarında aslında yalnız başına olmadığını fark ediyor. Çünkü diğer kadınların da kendi yaşadığı problemleri yaşadığını fark ediyor. Ve bu ona güç aşılıyor. Ekmek ve Gül grubuna yeni katılan bir işçi arkadaşımız olan Gülistan şunları dile getiriyor: “Bu gruba katılmak ve dergiyi okumak bana kısa zamanda çok şey öğretti. Yaptığımız okumalarda her seferinde yeni şeyler öğreniyorum. 8 Mart’ın tarihini bile ilk defa burada öğrendim.”
Yine grubumuzda yaptığımız dergi okumalarında kadınlar hem kendilerinden mekan olarak oldukça uzakta olan ama sorunlarının aynı olduğu kadınların sesini duyuyor ve hem de onların bu sorunların çözümü konusundaki deneyimlerini de öğreniyor. Her toplantıda bize katılan kadınların gözlerinde mücadele ışığının daha çok büyüdüğü ve birlikte olmanın verdiği gücün arttığı hissediliyor.
Grubumuza katılan başka bir işçi arkadaşımız ise şunları söylüyor: “Bu gruba katılarak yeni işçi arkadaşlar ile tanıştım ve kendi çalışma koşullarım ile onların çalışma koşullarını karşılaştırma imkanım oldu. İşyerlerinde verilen sendika mücadelesini öğrendim. Bunları öğrenmeden önce kendi işyerimde aslında iyi koşullarda çalıştığımı zannediyordum. Fakat öğrendim ki, bu düzen sürekli işçilerin emeğini sömürerek ayakta kalan bir düzen. Ve böyle bir sistemde iyi koşullarda çalışmadığımı böylece daha iyi anladım. “
Ekmek ve Gül okumalarında kadınlar hem dünyada ve ülkede yaşanan kadın sorunlarını hem de bu sorunlar karşısında sahip oldukları hakları ve çözüm yollarına dair bilgiler öğrendiklerini belirtiyor.
Ayrıca bir nebze de olsa günlük koşuşturmaca içerisinde farklı bir ortamda olmanın mutluluğunu yaşıyor. Belki de bu vesile ile tıpkı bir makine gibi hep aynı işleri yapmanın dışında da bir dünya olduğunu görüyor.
Görsel: Freepik
İlgili haberler
Mahallede 8 Mart: Biraz da bizim yüzümüz gülsün!
Kötü gidişata karşı her birimize umut taşısın diye bu 8 Mart’ı şenlik haline getirmeye karar verdik....
Ağzımızı açmayalım da taşa mı dönelim?
Allem edip kallem edip vardiya zamanlarını uydurup beş çayında buluşan işçi kadınlar birlikte kaleme...
Gelecek bizimle değişecek!
Kapitalist barbarlığa, aile, devlet, tarikat iş birliğiyle hayatlarımızı karartan ittifaka karşı eme...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.