8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken, Gülsuyu-Gülensu Kadın Dayanışma Evinden kadınlarla bir araya geldik. Dayanışma evinin 13 Mart'ta düzenleyeceği 8 Mart Etkinliği, bu yıl 8 Mart yaklaşırken hissettiğimiz hava ve yaşam koşullarımız hakkında sohbet ettik.
Dayanışma evi uzun zamandır Gülsuyu'nda çeşitli kurs, atölye çalışmalarını kadınların dayanışmasıyla sürdürüyor. 13 Mart'ta, Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde yapılacak etkinliği de dayanışma evindeki kadınlar organize ediyorlar.
Tiyatro provası ardından çalışmadaki kadınlarla, etkinliğe hazırlık aşamasının nasıl gittiğini ve hangi koşullarda hazırlandıklarıyla ilgili sorular sorduk.
Ev işlerinden, iş yerlerinden ya da iş aramaktan arda kalan zamanlarının çoğunu burada geçiriyorlar. Tiyatro provalarının güzel geçtiğini söyleyen kadınlar, sergileyecekleri oyunda, her kadının kendinden bir parça bulacağını düşünüyor. Çünkü toplumumuzda da çeşitli sebepler sonucunda evlatlarını kaybeden ve devletin adaletine inancını yitiren çok fazla anne var. Ama Gülsuyu'ndaki kadınların dayanışma evinden dolayı biraz daha şanslı olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan İstanbul gibi 8 milyon kadının yaşadığı bir şehirde devletin açtığı sığınmaevleri 5 ilçeyle sınırlı. 36 belediyenin sadece 10'unda dayanışma merkezi var. Halbuki biz kadınlar devletin adalet kurumlarından, bakanlıklardan daha çok bu dayanışma merkezlerine güveniyoruz.
KADINLARIN YALNIZ OLMADIKLARINI HİSSETTİĞİ BİR YER
Tiyatro ekibinden Tülay abla, Gülsuyu'nda yaşıyor ve kocasından ayrıldığından beri hayatını sürdürebilmek için iş arıyor. Çocuğuna bakacak kimsesi olmadığı için kızının büyüdüğünü göremeyen bir anne. Bir genç kadının anneye en ihtiyaç duyduğu yaşlarında kızından uzak kalmak zorunda bırakılan bir kadın. Tülay abla açısından kadın dayanışma evi, tüm kadınların, annelerin mücadeleyi öğrendiği, motive olduğu ve en önemlisi mahalledeki kadınların birbirleriyle gösterdiği dayanışma neticesinde yalnız olmadıklarını hissettikleri yer haline gelmiş. Onları yaşama sıkı sıkıya bağlayan da bu dayanışma olmuş.13 MART’TA DA BULUŞMAYA...
8 Mart'ta doğru giderken, taleplerimiz ve beklentilerimizin neler olduğuyla devam ediyoruz sohbete. En önce şuna vurgu yapıyor kadınlar; sokakta tehlike, tehdit, işyerinde, evde hakaret, taciz ve cinayetler bize kaderimizmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Öte yandan 8 Mart, 1 Mayıs gibi günler ise, hediye alma günü, bayram gibi lanse ediliyor her yerde. O yüzden bu yıl kadınların daha da bilinçli, cesur olmalarını ve dayanışmayı büyütmeyi umuyoruz. Birbirimizin hayatlarına dokundukça aslında sorunlarımızın ne kadar da benzer ve ortak olduğunu fark ediyoruz. Bu da bizi ortak bir çözüm yolu aramaya itiyor. Bu yolda yürürken dayanışmanın büyümemesi mümkün mü?2020'ye ne kadar depremlerle, salgın hastalıklarla, kriz, savaş ve ölüm haberleriyle girsek de 8 Mart'ın yaklaşmasından dolayı bir hava esmemesinden de şikayetçiyiz. Çünkü yılın başından bu yana yaşanan felaketler en çok da biz kadınları etkilemiyor mu? Dayanışma evindeki kadınlar 13 Mart'ta ki etkinliğe tam da bunlar yaşanırken hazırlanmaya başladı. Geçim sıkıntısı, çocukların bakımı, ev işi gibi birçok sorumluluğun üzerlerinde olduğu koşullarda bu etkinlikte yer alacakları için mutlular ve bizde onların heyecanını, 8 Mart coşkusunu paylaşıyoruz. 8 Mart'ta alanlarda birlikte yürüyeceğimiz kadınları, 13 Mart'ta da Türkan Saylan Kültür Merkezi'ne bekliyoruz.
İlgili haberler
ODTÜ'de 8 Mart hazırlıkları: Eşitsizliğe karşı güç...
ODTÜ’de 8 Mart hazırlıkları tüm hızıyla sürüyor, öğrenciler eşitsizlik karşısında daha güçlü olabilm...
Antep’te kadınlar 8 Mart’ta sokağa çıkıyor
Antep’te kadınlar 8 Mart günü saat 13.00’te Gaziantep Demokratik Kadın Platformunun çağrısıyla Kırky...
Fatih Sultan Mehmet EAH sağlık çalışanları 8 Mart...
Fatih Sultan Mehmet Eğitim Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık işçisi ve emekçisi kadınlar 8 Mart’...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.