Fizyoterapistleri anlamak: Aynı ağrıların ortağıyız
Dünya Fizyoterapistler Günü’nde Fizyoterapist Meltem Teker mesleğin güzellikleriyle birlikte sorunlarını Ekmek ve Gül için yazdı.

Merhabalar. 8 Eylül Dünya Fizyoterapistler Günü’nde tüm fizyoterapist kız kardeşlerime kocaman bir merhaba. Neden mi? Çünkü hem mesleğin bin bir güzelliğini hem de ne yazık ki bin bir sorununu Ekmek ve Gül’de paylaşmanın tadı bugün onlara özel de ondan. 😊

Günlük koşturmaca içinde, kas iskelet sorunu yaşamayanımız var mıdır acaba? Sanırım yok gibi. Kimimizin bel boyun ağrısı kimimizin omuz diz sorunu hatta tüm vücudum sızlıyor diyenlerimiz bile vardır. Sonuçta çoğumuzun yolu, “fizik tedavi” denen, o sıcak havlulardan, elektrik veren aletlerden, masajlı egzersizli odalardan geçmiştir. Tam da burası fizyoterapistlerin bizi beklediği yer. Hele de fizyoterapistimiz kadınsa tedavimize psikoterapinin de eklenmesi işten bile değil! 😊

Yasalarımız, fizyoterapisti, “Tanısı koyulmuş hastanın, gerekli ölçme değerlendirmelerini yapan, fizik tedavi programını düzenleyen ve uygulayan, hastaya günlük yaşam aktivitelerine yönelik eğitim veren kişi” olarak tanımlıyor. Hatta sağlıklı kişilerin yaşam kalitesini yükseltmeye, dayanıklılık kapasitesini artırmaya yönelik her türlü eğitim ve uygulamaya hâkimdir bu meslek.

Sporcu sağlığından nörolojik hastalıklara, bel boyun fıtıklarından ortopedik sorunlara, felçli bireylerden spastik çocuklara, lenf ödemden idrar kaçırma sorununa, migrenden astıma vb. akla gelen onlarca hastaya dokunan fizyoterapistler hem iyileşmemize hem de aktivitelerde bağımsızlığımızı artırmada yani “kendi kendimize yetmemiz” konusunda olmazsa olmazımız artık.”

SAĞLIK EKİP ZİNCİRİN BİR PARÇASIYIZ

Bu kadar sıkıntıya temas eden fizyoterapistlerin de sıkıntıları yok mu sizce? 15 yıldır yaptığım bu mesleğin nereden nereye geldiğini her düşündüğümde zihnimde kalan son kelime hep “maalesef” olmuştur.

Öğrenciyken, bölümümüz 4 ya da 5 okulda varken bugün hemen her üniversitede ön lisans programı da açılmış ve hızla mezun veriliyor. Artık alanda kimin hangi konuya hakîm olduğu karmakarışık durumda. Teknisyenlere, hemşirelere, hasta bakıcılara (ihtiyaç hali denilerek) elektroterapiden egzersize birçok uygulama yaptırılıyor.

Tüm bunların ekonomik yansımasını tahmin etmek de zor değil elbette. Bugünkü aylık gelirimiz, 10 yıl öncesi gelirin onda biri. Sanırım sözün bittiği yer de bu cümle. Tüm diğer meslek gruplarında olduğu gibi fizyoterapistler de aynı konuda muzdarip. Hele ki sağlıkta şiddetin katbekat arttığı, halkın ayrımcılığa sürüklendiği bu hassas günlerde bizlere her zamankinden daha fazla iş düşüyor.

Fizyoterapisler hayatımızın her yerinde. Sağlık ekip zincirinin her halkasında. Tıpkı kadınların, yaşam halkasındaki yeri gibi.

Fotoğraf: Pexels

İlgili haberler
Fizyoterapist Meltem Teker'den basit egzersiz öner...

Sağlıklı bir bedenle hayatınızdaki her şeye daha kolay yetişebilir, daha hızlı ve dinamik hareket ed...

GÜNÜN ÖNERİSİ: Evde yatma, egzersiz yap

Korona virüsten korunmak için evde kal çağrısıyla birlikte daha fazla oturmak ve uzanmaktan kaynaklı...

Egzersizden kaçmayın, bunları ihmal etmeyin…

Fizyoterapist Meltem Teker, egzersizi günlük rutinimizin bir parçası haline getirmek için önerilerde...