Elazığ'dan kadınlar korkularını anlatıyor: 'Artık sessiz kalmamamız gerekiyor'
Yaşanan kadın cinayetleirnin ardından kadınların korkuları da kaygıları da öfkeleri de büyüyor, hastanede çalışan kadınlarla artan kadına şiddet olaylarını konuşuyoruz.

Ülkemizin her yerinde artarak devam eden kadın katliamları o kadar can acıtıcı ki... Yanı başımızda, Elazığ’da Burcu Demir’in çalıştığı hastane bahçesinde öldürülmesi, Dilara Günana’nın vahşice öldürülüp gömülmesi, bir başka kadının boşanmak istediği eşi tarafından canice çocuğunun gözü önünde bıçaklanarak öldürülmesi, Selen Akpolat, Binnaz Çimtay… Elazığ’da katledilen kadınların bir kısmı bu isimler. Narin ve Sıla bebeğin ölümünün haberi, Ayşenur Halil ve ikbal Uzuner’in canice öldürülmesi de hepimizi yasa boğdu.

'KORKUDAN HEP TEDİRGİNİM'

Bu yaşananlardan sonra çalıştığım hastanede kadın arkadaşlarla konu ile ilgili tartışmalar yürütüyoruz. Bir arkadaş “Ben artık geceleri uyuyamıyorum. Her dakika lisedeki kızımı ve üniversitedeki kızımı aramak istiyorum. Artık kafayı yiyeceğim. Çocuklara da kafayı yedirteceğim. Evde sürekli çocukları arkadaş seçiminde uyarıp duruyorum. Kızların erkek arkadaş edinmelerini istemiyorum sanki kızlarıma zarar verecekler diye düşünüyorum. Ağır cezalar verilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Diğer arkadaş “Ben işe gidip gelirken korkuyorum” diyerek ağlamaya başladı: “Bizim de kızlarımız var, Allah onları ve diğer kızları korusun. Biz artık kime neye güveneceğimizi bilmiyoruz. Artık birileri bunlara bir dur dese, bunlara ağır cezalar verilse, bir çalışma yapılsa...” Sonra ekledi: “Ülkemizde toplumsal yozlaşma var. En kötüsü de bunun nasıl düzeltileceğinin belirsizliği. Eğer ülkemizde eğitim çökerse, sağlık çökerse ve adalet işlevsel olmazsa bu olaylar bitmez. Gitgide halimiz kötüleşiyor. Artık sistemin değişmesi gerekiyor yoksa hiçbirimiz dışarı çıkamaz hale geleceğiz. Önce eğitim sistemini, sağlık sistemini ve adalet sistemini düzeltmek gerekiyor.”  

Başka bir kadın arkadaşın da korkusu o kadar büyük ki “Elimden gelse çocukları okula göndermeyeceğim” dedi. Yeni insanlara selam vermekten korkar olduğunu söyleyen arkadaşımız, “Artık devletin buna bir çözüm bulması gerekiyor. Yeniden İstanbul Sözleşmesi’ni geri getirmesi, kadın ve çocukları koruyan yasanın işler hale getirilmesi gerekiyor” dedi.
Daha önceden AKP’ye oy veren bir kadın da artık oy vermeyeceğini söyledi: “Ülkeyi o kadar çok kaosa soktular ki kadınların öldürülmesi ve buna çözüm bulmamaları, bunun yanında kötü giden ekonomi, tüm kurumların çökmesi... Hangi birinden bahsedeyim? Artan intihar vakaları ne olacak? Artık isyan ediyoruz. Bunlara bir çözüm bulmaları gerekiyor. Şunu çok iyi anladım, kadınların artık sessiz kalmamaları gerekiyor, örgütlenmek ve tüm bunlara karşı durmak gerektiğini anladım.”

ÇOCUKLAR SABAHIN KÖR KARANLIĞINDA NASIL OKULA GİDECEK?

Bir başka kadın ise kendisini en çok korkutanın kış saatinin kaldırılmış olduğunu söyledi: “Biz ne yapacağız? Çocuklarımız kışın karanlıkta okula nasıl gidip gelecekler? Servis tutmaya kalksak servis ücreti olmuş 25 bin lira. Gelin de rahat uyuyun! Bu saat uygulamasının değişmesi gerekiyor. Biz anneler artık güvenli bir ortam istiyoruz.”

HAREKETE GEÇMEK İSTEYEN KADIN SAYISI ARTIYOR
İstanbul’da yaşanan vahşi cinayetlerin ardından Elazığ’daki kadınların tepkisi sokağa taştı. Elazığ Kadın Platformu olarak yaptığımız basın açıklamasına uzun zamandır ilk defa bu kadar çok kadın katıldı. Özellikle üniversite ve lise öğrencilerinin katılımı yoğundu. Öğrencilerin de korku ve kaygıları oldukça fazlaydı.
Elazığ’daki kadınlar artık sessizlikleri bozup birlikte olmaya şiddete karşı tepki gösterme konusunda kararlılar. Birçok kadın Elazığ Kadın Platformunu arayarak “Biz de destek olmak ve birlikte hareket etmek istiyoruz. Kadın cinayetlerine ve çocuk istismarına, taciz ve tecavüzlere karşı durmak istiyoruz” diyorlar.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Genç kadınları kuşatanlara karşı mücadelemiz var

Genç kadınların ‘Artık geçinemiyoruz’ çığlıklarından en çok öne çıkan sorunun ekonomi olduğunu anlay...

‘Sayfayı çevirdim, yeniden başladım’

Bin bir türlü aile baskısıyla yüzleşen Zeynep, kendine yeni bir sayfa açarken hikayesini bizlerle pa...

Godot gelmeyecek, biz de beklemeyeceğiz

‘Bugün kadın işçi ve emekçilere de düşen kendi hayatlarında bir izleyici değil bir oyuncu olmak. Kur...