Çiğli’de kadınlar, ‘Deprem, dayanışma ve haklarımız’ başlıklı panelde buluştu
İzmir'de Viyan Kadın Korosu’nun çağrısıyla “Deprem, dayanışma ve haklarımız” konulu panel ile 8 Mart etkinliği düzenlendi.

İzmir’in Çiğli ilçesinde Viyan Kadın Korosu’nun çağrısıyla “Deprem, dayanışma ve haklarımız” konulu panel ile 8 Mart etkinliği düzenlendi. Çiğli Belediye Meclis Salonunda gerçekleştirilen panelin kolaylaştırıcılığını Açelya Akgül Yardımcı yaparken, konuşmacı olarak Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, TMMOB İnşaat Mühendisi Odası adına Nurgül Atabay, Avukat Banu Dalgıç ve Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan katıldı.

Panelde, afetlerin felakete dönüşmemesi nasıl mümkün olur? Bu enkaz nasıl kaldırılabilir? Depremzedelerin hukuki hakları nelerdir ve depremde kadın ve çocuk olmak konuları değerlendirilerek, sorulara yanıt arandı.

‘YAŞANAN FELAKET KARŞISINDA İSTİFA YOK’

Panelde ilk olarak söz alan Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, “Ülkemizin bir numaralı sorunu hesap verebilirlik sorunudur. Bunca yaşanan felaket ve sorun karşısında hiçbir sorumlu ve istifa yok. Deprem konusunda dünyaca tanınan yer bilimcilerimiz, mimar, mühendislerimiz var. Türk müteahhitleri dünyanın birçok ülkesinde büyük inşaat projelerine imza atıyorlar. Demek ki bu bir anlayış sorunu. Bu iktidar denetim işlerini özelleştirdi. Tüm yetkileri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda topladı” diyerek, iktidarın uygulamalarını eleştirdi.

Depremle ilgili belediyenin yaptıklarına ilişkin kısaca bilgi veren Gümrükçü, “Belediye olarak depremde arama kurtarma ekiplerinin oluşturulması için eğitim seminerleri düzenliyoruz. Ancak katılım maalesef çok az. Depremden sonra bile 220 bin yurttaşımızın yaşadığı Çiğli’de bu seminerler için başvuran insan sayısı 600 kişi. 30 bin binanın olduğu bu ilçede en az 10 bin gönüllüye ihtiyacımız var. Bu nedenle fabrikalarda, mahallelerde deprem eğitimleri şart” diye konuştu.

‘DEPREMİ AFETE KÂR ODAKLI YAPILAŞMA DÖNÜŞTÜRDÜ’

Daha sonra söz alan İnşaat Mühendisi Nurgül Atabay ise, “Deprem ve afetlere karşı dirençli olmak” başlıklı sunumunu anlattı. Atabay, “Deprem aslında aynı sel gibi bir doğa olayı. Depremi afete dönüştüren çarpık ve kâr odaklı yapılaşma anlayışıdır. Bu sorunu ülkemizin bir deprem bölgesi olduğu gerçeğinden hareketle bir bütünlüklü anlayışla çözebiliriz. Merkezi idare, kamu kurumları, belediyeler, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşların ortak bir anlayışla, çalışmasıyla çözebiliriz. 1939 Erzincan Depremi’nden bu yana birçok büyük ve yıkıcı deprem yaşamamıza rağmen bunlardan bir ders çıkarılmadığını görüyoruz. Örneğin biz depremin altıncı günü deprem bölgesine gittiğimizde gördük ki resmi kurumların müdahalesi yetersiz ve büyük bir koordinasyonluk var” dedi.

DEPREMZEDELERİN HUKUKİ HAKLARI

Depremzedelerin hukuki hakları konusunda ayrıntılı açıklamalarda bulunan Avukat Banu Dalgıç da deprem sürecinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile bundan böyle deprem bölgesinde yapılan imar planlarının askıya çıkarılmayacağı, her türlü kamulaştırmanın engelsiz olarak yapılabileceği ve bu konuda yurttaşların hiçbir hukuki itiraz haklarının bulunmadığı konusunda uyarılarda bulundu. Dalgıç ayrıca daha önceki depremlerden ve İzmir depremi sonrası yaşanan haksız ve hukuksuz uygulamalardan örnekler verdi.

‘FELAKETİN SORUMLULUĞU İKTİDARA AİTTİR’

Panelde son olarak söz alan EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, “Özellikle 99 Gölcük Depremi hem yurttaşlar olarak bizlerin hem de bürokrasinin yapması gerekenler konusunda bizlere epey bir sonuç vermişti. O günden bugüne dönüp baktığımızda ne değişti dersek ne devletin bir ders çıkardığından ne de devlet bürokrasisinin bu duruma göre yeniden yapılandırıldığını görebiliriz. Erdoğan hükümetinin bu depremden kısa bir süre sonra iktidara geldiğini düşünürsek, bugün yaşadığımız bu felaketin büyük bölümünün sorumluluğunun bugünkü iktidara aittir” dedi.

“Kapitalist sistemlerde insan hayatının bir önemi yoktur. Çevrenin ve doğanın bir önemi yoktur. Varsa yoksa kapitalist şirketlerin, sermaye gruplarının kâr hırsı vardır” diye konuşmasını sürdüren Gürkan, tek adam iktidarının da bu sistemi her açıdan devam ettirdiğini söyledi.

‘KARAMSAR TABLOYU DEĞİŞTİRECEK GÜCÜMÜZ VAR’

Tek adam rejimini el birliği ile göndereceklerini ifade eden Gürkan, tüm baskı ve ekonomik zorluklara rağmen halkın dayanışma örneğini göstermesinin önemine değindi. Ekmek ve Gül’ün başlattığı Kız Kardeşlik Köprüsü’nün önemli bir işlevi olduğunu dile getiren Gürkan, “Bunu büyütmeli ve bütün kadın platformlarının bu amaca yönelik birlikteliği için çaba sarf etmeliyiz. Bugün tek adam rejiminin yarattığı büyük bir karamsarlık var. Ancak bizim bu karamsar tabloyu değiştirecek gücümüz var. Bu gücü biz dayanışmada, iktidarın dayanışmayı engelleme çabalarına karşı, engelleri aşmak için ortaya koyduğumuz yaratıcılık ve çabalarda gördük. Kendi sınıf çıkarları ve hakları için direnen işçi sınıfı ve emekçi halk kitlelerinin mücadelesinde görüyoruz. Kadınların ve gençlerin mücadelesinde görüyoruz” diye konuştu.

‘ÖRGÜTLENEREK KENDİ İRADEMİZİ ORTAYA KOYMALIYIZ’

Seçimlere az kaldığını hatırlatan Gürkan, “Biz burada irademizi profesyonel siyasetçilere bırakamayız. Örgütlenerek kendi irademizi ortaya koymalıyız. Burada arama kurtarma birlikleri kurarak, mahalle meclisleri kurarak, yerel kadın platformları oluşturarak hem doğal afetlerin yıkımından kurtulabilir hem de bu siyasi enkazı ortadan kaldırabiliriz. Her alanda ortak çıkarlarımız etrafında birleşerek, mücadele ederek yeni bir emeğin dünyasıyla kurulacak düzenin ışığını hep birlikte yakmamız gerekiyor” dedi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Balçova ve Narlıdere’de kadınlar 8 Mart etkinliğin...

Balçova ve Narlıdere’de Emek ve Gül’ün çağrısıyla kadınlar 8 Mart öncesi bir araya geldi. Sorunların...

Aliağalı Kadınlar: Depremin yarattığı yıkımı kadın...

Aliağalı Kadınlar deprem bölgesinden Aliağa’ya gelen kadınlarla bir araya geldi. Kadınlar 8 Mart Çar...

Adana Kadın Platformu Osmaniye’deki depremzede kad...

Dayanışma için Osmaniye’deki çadır alana giden Adana Kadın Platformu, kadınlara getirdikleri erzakla...