Çalışan kadınlar evde, işte, sokakta şiddet sarmalında
25 Kasım yaklaşırken bir devlet hastanesinde çalışan kadın işçilerle sohbet ettik. Kadınlar evde aile, eş; işyerinde ise hasta yakınından müdürüne baskı ve şiddet sarmalında mücadele etmeye çalışıyor.

Her gün milyonlarca kadın ve kız çocuğu şiddete maruz kalıyor. Kadınlar sadece evde değil, işyerinde de şiddete maruz bırakılıyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Gününün arifesinde biz de hastanede çalışan kadın işçilerle, yaşadıkları şiddet ortamı hakkında sohbet ettik.

‘HASTA, HASTA YAKINI SALDIRSA DA SUSMAM GEREKİYOR’
Bilgi işlem bölümünde çalışan bir kadın işçi, işyerinde yaşadığı, özellikle sözlü şiddetten şikayetçi. Geçtiğimiz günlerde bir hasta yakınının kendisine yönelik sözlü şiddeti oldukça canını sıkmış. Üstüne sorumlu müdürünün olay sonrası hasta yakınını savunan tavrı da iyice tuzu biberi olmuş: “Ben sıradaki hastanın gideceği yeri tarif ederken hasta yakınlarından biri ‘İşine bak kadın! Maaşını bizim vergiler sayesinde alıyorsun. İşini yapacağına lak lak ediyorsun’ dedi. Ben de ‘Aylıklarımız bazen gecikiyor. Vergilerinizi zamanında yatırmıyor musunuz yoksa sizden vergi kesilmiyor mu’ diye cevap verdim. Adam iyice hiddetlendi: ‘Sen ne diyorsun kadın! İşine bak işine!’ diye çıkıştı bana. Ben de ‘Ben işime bakıyorum. Bak sıradaki kalabalığa yetişemiyorum. Ben sadece senin verginle maaşımı almıyorum. Burada bekleyenlerin de vergi verdiğini düşünüyorum’ dedim. Adamcağız sırayı beklemek zorunda kaldı. Bu arada sorumlum yaşananları duydu, bana dönerek, ‘İşine bak, karşılık verme. Hasta ve hasta yakını sana saldırsa da haklı. Elini çabuk tut’ dedi.”

Çalışırken elinden geleni yaptığını ve çok yorulduğunu anlatan kadın işçi çalışma saatlerinden ve iş yükünden şikayetçi ve bu tartışmaların da bu yük ve yoğunluk nedeniyle yaşadığını düşünüyor: “12 saat çalışıyoruz, bu yorgunlukla ne kadar verimli olabilirim ki. Kadroya geçtik, ama emekli yaşı gelenleri çıkardılar, yerine de çok az işçi aldılar. Bütün iş üstümüzde.”

‘KOCA ŞİDDETİ BİTTİ, AİLE BASKISI BAŞLADI’
Başka bir kadın işçiyle konuşuyoruz, evde yaşadığı şiddeti anlatıyor. Severek evlendiği kocasından çok şiddet görmüş, sebebi ise “kıskançlık”. Kocasını “Hem çalışmıyor, para getiremeyince de ekonomik yükün sorumlusu olarak beni görüyor ve şiddet uyguluyordu” diye anlatıyor. Sonrasında boşanmış ama sıkıntı bitmemiş. Bu sefer de döndüğü anne evinde yaşadığı baskı rahat bırakmamış yakasını: “Annem ve komşular, ‘Dulsun, dışarı çıkma, komşular seni yanlış anlar. Sesli gülme, açık giyinme, zamanında evine gel, çok gezme. Bir çocukla ne yapacaksın, kır dizini annenle otur’ dediler. Hep eşimle barışmamı istediler.”

Kardeşleri çocuklarına daha iyi bakabilmesi için çalışması gerektiğini anlatınca asgari ücretle bu işe girmiş. Eşinden boşanınca kadınları aile ve mahalle baskısının korkuttuğunu ancak kadınların cesaretle devam etmesi gerektiğini şu sözlerle anlatıyor: “Kadın cesaretli olursa ayakları üstünde durabilir. Benim gibi cesaretli olmaları lazım. Çalışarak ekonomik özgürlüğümü aldığımı düşünüyorum.”

İŞ VE AİLE YÜKÜ ÇOK ZORLUYOR
Bir başka temizlik işçisi kadın da işyerinin ağır çalışma koşullarının kendisini yıprattığını söylüyor. Ailesinin bütün yükünün kendi omuzlarında anlatıyor: “Bir yanda eşim ve çocuklar diğer yanda annesinin ölümü sonrası sorumluluğu bana kalan babam. Eşimle beraber çalışıyoruz ama onu da işe ben hazırlıyorum. Ev işleri benim üstümde. İş-ev arbedesinde ne sosyal hayatım ne gezmem ne tozmam kaldı, kendi kişisel bakımıma bile zaman ayıramaz oldum. İşyerinde oradan oraya verildim. Yıllarca gece ve gündüz vardiyasında çalıştım. Şimdi 12 saat (sabah 7 - akşam 7 veya sabah 9 - akşam 9) çalışıyorum. Akşam 9’da işten çıkarsam 11’de evdeyim. İş dönüşü yürüdüğüm mesafe uzun olduğundan karanlıktaki korkum da cabası. Ev kiraydı. ‘Kira ödemeyelim, ev alalım, birimizin maaşı evi öder diğeriyle de geçiniriz’ dedim ama çok zorlandık ve ben neredeyse ruh sağlığımı yitireceğim, çok bunaldım.”

İlgili haberler
Eşitsizlik evde de fabrikada da aynı

Bugün fabrikalarda, depolarda ve diğer çalışma yerlerinde bir sürü kız kardeşimiz eşitsizliğe maruz...

Taşeron kadın işçi anlatıyor: Evim bile ev gibi ko...

Hükümetin taşerona kadro vaatleri sürerken asgari ücretli bir taşeron kadın işçi yaşamını anlatıyor:...

İŞTE ELİF’İN YAŞAMI : Evde kocaya, işte ustabaşıya...

Yaşamı boyunca pek çok kadın gibi türlü haksızlıklara ve ayrımcılığa uğrayan Elif, ne kadar sorun ya...