Evliliğin kurulması ve boşanma, 2. Meşrutiyet sonrası Osmanlı kadın hareketinin üzerinde durduğu önemli konulardan biriydi. O dönemlerde evlilik, genellikle geçen sayıda sözünü
ettiğimiz görücü usulü üzerinden gerçekleşiyordu. Kadınların pek seçim ve itiraz şansı yoktu. Aynı biçimde boşanma konusunda da kadınların istekleri göz önünde bulundurulmazdı. Osmanlı toplumunda evliliğin sona erdirilmesi yani boşanma yetkisi, tek taraflı olarak erkeğe tanınmıştı. Erkek bu hakkı dilediği bir biçimde kullanabilirdi. Kanuni iddetini (gebeliğin olup olmadığını anlama süresi) bekledikten sonra kadını baba evine rahatlıkla gönderebilirdi.
Kadınlar evliliğin sona erdirilmesinin tek yönlü olarak erkeğin ağzından çıkacak söze bağlı olmaması gerektiğini söylüyorlardı. Kadınların aile içindeki konumları o dönemde çıkan Kadınlar Dünyası dergisi sayfalarına da yansıyordu. Dergide aile içindeki konumları hakkında durum saptaması yapan kadınlar, genel olarak ailenin, özel olarak da kendi konumlarının iyileştirilmesi için çeşitli önerilerde bulunuyorlardı. Aile yaşamındaki ikincil konumlarını sorgulayan kadınlar, kendilerini önemsemeyen erkeklere ise şöyle sesleniyorlardı: “Kadınlara ehemmiyet vermeyerek onları daima aciz, daima zebun, daima hakir bir halde görmek isteyen erkekler bilmiyorlar ki kendi hayatlarını, kendi refahlarını kendileri mahvediyorlar. Tahsil ve terbiyeden mahrem, kendi mevcudiyetlerinden bihaber bir kadının teşkil edeceği ailenin nasıl olabileceğini hiç düşünmüyorlar.”
O dönemde üzerinde durulan en önemli konu: Aile içindeki uyumsuzluktu. Kadınlar uyumsuzluğu önemli bir sorun olarak ortaya koyuyor ve ona yol açan nedenleri şu biçimde sıralıyorlardı: Kadının aile içindeki eşitsiz konumu, eşlerin birbirini tanımadan yaptıkları evlilikler, özellikle kız çocuklarının yetersiz eğitimi... Ailenin ıslahı için bu sorunların halledilmesi gerekiyordu. Onların sağlam bir evlilik için de önerileri vardı. Kadınlarla erkeklerin doğrudan doğruya ilişki içinde olmalarının doğal hale getirilmesi için eğitimden geçirilmesi gerekiyordu. Mutlu evlilikler için okullara “izdivaç” dersleri konulmasını bile öneriyorlardı. Eşlerin birbirleriyle konuşması ve tartışmasının, birlikte konserlere gidilmesinin, evlilik yıldönümlerinin kutlanmasının ailenin devamı açısından önemli olduğu da yazılanlar arasındaydı.
Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, sayı 11
İlgili haberler
GÜNÜN RAKAMI: 2016’da 213 bin boşanma davası açıld...
Ajans Press’in adli istatistiklerden derlediği bilgilere göre Türkiye’de 2016 yılında 213 bin boşanm...
Müftü nikahıyla evlendirecek, arabulucuyla boşanma...
Müftülere resmi nikah yetkisi verilmesinin ardından AKP’nin yeni hamlesi “boşanmaların artık mahkeme...
Boşanmalarda ‘ara bulucu’ dönemi: HADİ, EŞİTMİŞ Gİ...
“İsteseniz de istemeseniz de bu yasa geçecek” diyenler “İsteseniz de istemeseniz de bu evlilik devam...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.