Bu ‘bir aşk hikayesi’ değildi(r)!
‘Bizimkisi bir aşk hikayesi’ diyorlar ya, İstanbul’u aşkımız, sevgilimiz ilan etmişlerdi ya, bu erkeklerin kadınları öldüren sevgilerinden hiç farksız değil. Öldüren sevgi istemiyoruz...

31 Mart yerel seçimleri sonrasındayız. 31 Mart öncesi çok ilginç bir yerel seçim oluyor demiştik, siyasal iktidarın bizzat genel seçime dönüştürdüğü seçim sonuçları da ilginç oldu.

Seçimlere Cumhurbaşkanı, medyası, yalanı, dolanı, parası, pulu tüm gövdesiyle giren AKP, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Mersin gibi çok sayıda büyükşehiri kaybetti.

“Yerel seçimleri kaybedemeyiz, biz seçilmek zorundayız, bize oy vereceksiniz” diye tehditler savuran AKP 17 yıl sonra seçim kaybetti. 1994’ten beri ellerinde olan en önemli iki büyük şehir, Ankara ve İstanbul için ise “Kaybetmiş olabiliriz ama kabul etmiyoruz, vermeyeceğiz” tadında bir süreç içerisindeler.

Özellikle İstanbul’u kabullenmekte zorlanıyorlar. Nasıl da alışmışlar, “Ne dersek, ne yaparsak yaparız kazanırız” fikrine. Yıllardır seçim güvenliğinden bahsedenleri ciddiye almazken, bugün itiraz ediyor, “Usulsüzlükler yapıldı” diyor. Absürt bir filmin içindeyiz gibi, ama herkes biliyor kaybettiler işte….
Bakmayın genel sonuçlardan söz edenlere, toplam oy oranlarından bahsedenlere. Karadeniz’den, Akdeniz’e, İç Anadolu’dan, Ege’ye milyonlarca insan mevcut siyasal iktidarı seçmedi. Bölgede ise kayyımların gölgesinde, silahların altında pek çok şehir yeniden seçilmişlere geçti.

BİRİLERİ ‘İTAAT ET RAHAT ET’ Mİ DEMİŞTİ!

Ne demişlerdi bize hatırlayın, “İtaat et rahat et” idi söyledikleri yegane şey. “Susun, konuşmayın, itiraz etmeyin, hele kadınlar itaat etmekten başka şansınız yok” deyip durdular. Kadınların öldürüldüğü bu coğrafyada, çocukların istismara uğradığı ve istismarcıların tahliye edildiği bu topraklarda kadınlara “İtaat et” dediler.

Kadınlar için tek bir çözüm önerisi önermeyen, güvende yaşayacağımız kentler konusunda tek bir söz etmeyen, hatta yasal haklarımızı elimizden almak için hazırlıklar yapanlar kadınların yine kendilerine oy vereceklerini düşünmüşlerdi. Ama sonuçlar ortada işte sadece kadınlar değil pek çok kentte işçiler, emekçiler, gençler hayır dedi...

Zorbalıkla sürdürmeye çalıştıkları iktidarın gereği, bağırıp çağırarak, tehdit ve hakaretler eşliğinde oy isterken bir şeyi düşünmediler galiba. Kocaman bir ülkeyi korkuyla teslim almaya çalışmanın artık işe yaramayacağını görmediler anlaşılan. Ülkede yaşayan herkesin yoksulluğun sebebinin, işsizliğin sorumlusunun 17 yıllık iktidar olduğunun farkında olduğunu da unuttular sanki.

31 Mart gecesi bu ülke o unuttuklarını hatırlattı işte. Şimdi panik içinde İstanbul ve Ankara’yı kimin kazandığının belli olmadığı imajı vermeye çalışan bu kaybetmişlik, seçim sonuçlarını gayet iyi anladıklarını gösteriyor. İtaat et dedikleri bu ülke itaat etmedi, bütün tehditlere rağmen “Yeter artık” dedi.

EVET, KADINLAR İÇİN HAYAT BİR ÇIRPIDA GÜZEL OLMAYACAK AMA...

17 yıldır bu ülkeye yaşattığınız her bir kötülüğün, acının, gözyaşının elbet bir yanıtı olacaktı. Hiç kaybetmeyeceğini düşünen küstahlığınıza, halden anlamazlığınıza bir şeyler denilecekti mutlaka. 31 Mart günü elbette devrim falan olmadı ülkede. Emekçiler iktidarı almadı, kadınlar için hayat bir çırpıda güzel olmayacak. Ama önemli olan şu ki oy veren herkes bir tercih yaptı ve AKP’nin “Mutlaka almalıyım” dediği, hatta ‘beka’ söylemini kullandığı büyükşehirlerde oylar kendine gelmedi. Bu sebeple bilinçli bir seçimdir 31 Mart günü yapılan. Son derece bilerek ve isteyerek AKP’ye oy verilmemiştir halk.

Bir fatura çıkartsak şuraya yazmaya çalışsak sayfalar yetmez. Somalı maden işçileri, KHK’ler ile görevden alınan kamu emekçileri, hem görevden alınan hem haklarında dava açılan akademisyenler, tutuklanan gazeteciler, emeğinin karşılığını alamayan milyonlar… Sonra Şule ÇET, sonra Ensar Vakfı’nda kalan çocuklar, sonra Aladağ’da yurt yangınında ölen çocuklar, Cizre’de bodrumda yakılan gençler, IŞİD katliamlarında, Ankara’da, Suruç’ta, Antep’te, Diyarbakır’da ülkenin pek çok yerinde kaybettiğimiz yüzlerce insan, çocuklarını ısıtamadığı için intihar eden Emine, Giresun Eynesil’de öldürülen Rabia Naz.
Rabia Naz’ın memleketi Eynesil’deki seçim sonuçları ne kadar sembolik değil mi? Küçük bir çocuğun ölümüne neden olan belediye başkanı ve onu koruyan Nurettin Canikli’ye verilen cevap İstanbul ve Ankara ile birlikte mutlaka konuşulmalı.

‘YOL YÜRÜYÜŞ ÖĞRETİR’

“Bizimkisi bir aşk hikayesi” diyorlar ya, İstanbul’u aşkımız, sevgilimiz ilan etmişlerdi ya, bu erkeklerin kadınları öldüren sevgilerinden hiç farksız değil. İçinde şiddet olan bir şeyin sevgi olmadığını yılardır söylüyoruz, biz kadınlar “Öldüren sevgi istemiyoruz”. O yüzden slogan da yanlıştı galiba, halka eziyetten başka bir şey yapmayanlar bunu sevgi diye ilan edince kadınlar da cevap verdi, “Öldüren, eziyet eden sevgi istemiyoruz.”

Biz itaat etmedik. "İtaat et" diyenlere de hayatta başarılar diledik. Daha ne olsun ki. Nisan da geldi şimdi, hani güzel de geldi, baharla birlikte. Yüzümüze bir tebessüm oturudu, hakettik bu kadarını sanırım. Bundan sonra ne olacak diye sorarsanız, mücadeleye devam edeceğiz elbette ama bir farkla; başarabiliriz duygusuna sahibiz uzun bir zamandan sonra. Bir süre aşk, sevgi duymayacağımıza göre, baharın tadını çıkaralım, aşkı, sevgiyi hayatımıza dair güzel şeyleri de yanımıza alıp yola devam edelim. Hem zaten Gülten Akın’ın dediği gibi “En güzel, yol yürüyüş öğretir”...

İlgili haberler
HDP’nin 8 eş başkanı dışında sadece 2 ilde kadın b...

31 Mart yerel seçimlerinde HDP’nin kazandığı 8 il dışında sadece Aydın ve Antep’te kadın belediye ba...

Batman’da ilk kez bir kadın muhtar oldu!

Batman’da Sağlık Mahallesi’nde 7 erkek adaya karşı yarışan Fatma Türkan, mahalle muhtarı seçildi. Tü...

GÜNÜN GÜZELLERİ: Mahallelerinin ilk kadın muhtarla...

Mahallelerinde erkek adaylara karşı mücadele ederek mahallelerinin ilk kadın muhtarı seçilen kadınla...