Hadımköy’de bir ayakkabı fabrikasında çalışan Meryem, tezgah başında ayakkabı tabanlarını yapıştırıyor. 500 işçinin çalıştığı fabrikada yetersiz havalandırma nedeniyle, yüzündeki incecik maske bali kokusundan korumuyor Meryem’i. Akşam eve döndüğünde yorgunluktan yığıldığı yataktan sadece yemek yemek için kalkıyor. Ertesi sabah saat 5’te yine fabrika yolu, akşam 5’te yine eve dönüş... Bu durumunu “Karanlıkta giriyoruz karanlıkta çıkıyoruz” diye anlatıyor. Günde 10 saat çalışmanın, sürekli koşturmanın karşılığında aldığı ücret ise 22 bin lira. Aldığı ücretin 7 bini çocuklar için eski eşine ödediği nafakaya gidiyor, 12 bin lirası kirasına. Kendisine kalansa sadece borç ve icra. Meryem kullandığı kredi kartının kalan 10 bin liralık ödemesini yapamadığı için kendisi hakkında icra dosyası açılıyor. Banka avukatları “Ödemezseniz icraya geleceğiz, evde yoksanız da kapıyı çilingirle açarız” diyor. “Bir koltuğum bir yatağım var. Sanki neyi alacaklar, bir canımız kaldı” diye tepki gösteriyor duruma. Meryem’in hikayesi, bugün asgari yaşamlara mahkum edilen ve hayatını borçla sürdüren, icralık olan milyonlarca kadının hikayesi…
‘MAHKEMELERDEN BIKTIM’
45 yaşındaki Meryem, şimdi çalıştığı ayakkabı fabrikasına bir yıl önce başlamış. Öncesinde Depar Ayakkabı’da çalışmış. Burada ustanın hakaretine maruz kalınca ustayı mahkemeye vermiş. Ama işten çıkarılan Meryem olmuş, 9 senelik çalışmanın karşılığında ancak 30 bin lira tazminat alabilmiş. “Mahkemelerden tiksindim artık. Sürekli o mahkemeden bu mahkemeye… Bıktım artık” diyor yenilen hakkı karşısında. “Mahkemelerden bıktım” sözünü sık sık tekrar ediyor Meryem.
Şimdi de Hadımköy’de bir ayakkabı fabrikasında çalışıyor. Sabah 5.30’da servise biniyor. 7’de iş başı, akşam 5’te paydos. Tek başına yaşayan Meryem’in iki çocuğunun velayeti çocukların babasına verilmiş. Meryem ayda 7 bin lira nafaka ödüyor çocuklara. Ancak baba tarafı çocukları görme izni olan Meryem’e çocukları göstermiyor. 7 senedir çocuklarını göremeyen Meryem, bu süreçte mahkeme yollarını aşındırmış ancak bir çözüm bulamamış.
“Eski eşim evlendi ama ben nafaka ödemeye devam ediyorum. Devlete gittim bunun için, devlet ‘Vereceksin’ dedi. Maaşımı aldığım gibi otomatik kesiliyor zaten. Çocuklarımı göstermiyorlar, ötesi var mı? Defalarca gittiğim savcılıklara mahkemelere, benim çektiğim çileyi kimse çekmedi” diyor.
PATRON ÜNLÜ MARKALARA ÇALIŞIYOR, İŞÇİSİ HACİZLE BOĞUŞUYOR
Meryem’in çalıştığı fabrika ünlü markalara çelik ayakkabı üretiyor, yurt dışına çalışıyor: Zara, Huma, Kinetix…
Meryem’in aldığı 22 bin liralık ücretin 7 bini çocuklara, 12 bin lira kiraya, diğer ihtiyaçlar için elde kalan 3 bin lira. Haliyle borçlar, faturalar birikiyor: “Bana kalan bir şey yok. Para nasıl bir şey ben görmüyorum bile. Faturalarım duruyor daha. Su, doğal gaz, elektrik... 3 aydır ödeyemiyorum. Hepsi 4 bin lirayı geçti.”
Ancak Meryem’in önceliği biriken faturalar değil, eve gelmesi beklenen haciz.
“Kredi kartı kullanmazdım bile, 3 ay önce bir cenazemiz oldu, param yoktu. Cenazeyi memlekete götürmek için 50 bin liralık kredi kartı aldım. Epey de ödeme yaptım kullandıktan sonra. 10 bin lira borcu kaldı. Ödeyemeyince hemen takibe düşmüş. Bankaya gittim. Avukata vermişler. Bankanın avukatı aradı, mesaj attı. Tehdit ediyor beni, ‘Ödeyeceksin, ödemezsen icraya geliyoruz. Evde olmazsan da kapıyı çilingirle açarız’ diye” diyor Meryem. Bir yandan da gelen mesajı gösteriyor kanıtlamak için.
‘CANIMI MI ALACAKLAR?’
“Neyimi alacaklar, canımı mı alacaklar” diye soruyor ve ekliyor: “Alacağı iki çekyat, bir buzdolabı. Başka bir şeyim yok, neyimi alacaklar daha” diye tepki gösteriyor. “Ben komplesini nasıl ödeyeyim borcun, aldığım 22 bin lira maaş. Daha kiramı ödeyememişim. Patronların vergi borçlarını affediyorlar, benim 10 bin lira borcum için evime haciz gönderiyorlar” diye tepki gösteriyor.
Asgari ücret görüşmelerinin yapıldığı şu günlerde, asgari ücretlilerin borç sarmalındaki yaşamını özetleyen Meryem, “Devlet ne verirse onunla çalışıyoruz, ama yaşadığımız da bu. Ben tek başıma ne yapabilirim, tek benimle olmaz ki! Bütün işçiler olarak tepki göstermeliyiz. Herkes benzer durumda” diyor.
KREDİ KARTI GİRDABI
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi, 2024 yılı Haziran ayına ilişkin 'negatif nitelikli bireysel kredi ve kredi kartı" verilerinde, yasal takibe giren kişi sayısının yüzde 98 arttığını ortaya koydu. Bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödememiş gerçek kişilerden borcu devam etmekte olan kişi sayısı 2024 yılı Haziran sonu itibarıyla 3 milyon 804 bin 248 olarak kayıtlara geçti.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Masraflar artıyor, borçların asgarisi bile bitmiyo...
BDDK'ya göre bireysel kart borçları 3.34 trilyona varıyor. İstanbul Tuzla'da yaşayan Bedriye ise yaş...
'Gelsinler yüzde 25 zamlı asgari ücretle kendileri...
BİRTEK-SEN Urfa temsilcisi Funda Bakış, işçilerin çalışma koşullarını, asgari ücrete dair beklentile...
‘Mağduriyetin’ gerçek yüzü: Kadınların aldığı nafa...
Türkiye gündemi ne kadar yoğun olursa olsun, iktidar çevresi nafaka hakkına yönelik saldırılarına de...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.