Masraflar artıyor, borçların asgarisi bile bitmiyor
BDDK'ya göre bireysel kart borçları 3.34 trilyona varıyor. İstanbul Tuzla'da yaşayan Bedriye ise yaşam koşullarını ve girdiği borçlarla nasıl başa çıkmaya çalıştığını anlatıyor.

Türk-İş’in yeni açıkladığı verilere göre asgari ücret 17 bin 2 lira iken açlık sınırı 19 bin 271 bin liraya, yoksulluk sınırı ise 62 bin 772 bin liraya yükseldi. Emekli maaşlarının, ücretlerin açlık sınırının altında kalması, işçi ve emekçileri en temel ihtiyaçlarının karşılamak için dahi borçlanmaya itiyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre bireysel kart borçları 3.34 trilyon liraya kadar yükseliyor. İstanbul’da yaşayan Bedriye ise yaşam koşullarını ve girdiği borçlarla nasıl başa çıkmaya çalıştığını Ekmek ve Gül’e anlatıyor.

EV İÇİ ÇALIŞMA ELEKTRİK FATURASINI KARŞILAMIYOR

Bedriye, eşi ve 3 çocuğu ile birlikte Tuzla’da yaşıyor. Çocuklarından ikisi üniversiteden mezun olmuş ve çalışıyor; en küçük oğlu ise 8. sınıfa gidiyor. Eşi 13 yıldır Kadıköy’de bir restoranda aşçı olarak asgari ücrete çalışıyor. Bedriye’nin eşi emekli olamamış çünkü pandemi döneminde sigorta primlerini eksik yatırmışlar, bu yüzden emekli maaşı da alamıyorlar.

Bedriye kendisinin zamanında çalışamadığını çünkü küçük oğluna bakacak kimsesinin olmadığını söylüyor: “Kreşe verecek durumda değildim ya da zaten aldığım parayı kreşe verecektim, mümkün değildi.” Çocuklar büyüyünce yeniden iş aramaya başlayan Bedriye bu sefer de yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle işe alınmıyor. Para kazanmak için eve kırtasiye işi alıyor. Kalem, abaküs, sayı çubukları yapıyor: “Sabah kalktığımda evimi temizliyorum, yemeğimi yapıyorum. Sonra gece 4’e kadar çalışıyorum. Gece 4’e kadar oturduğumda zaten elektrik faturası ücretim kadar ediyor. Elektrik faturası geliyor 600-700 lira. Benim aldığım ücret 2 ayda bin lira. Hesaplasan ücretim benim elektrik faturamı bile karşılamıyor. Ama çalışarak psikolojik olarak kendimi rahatlatmaya çalışıyorum. Aslında böyle kendini kandırıyorsun.”

‘ASGARİSİNİ ÖDEYEREK BORÇ BİTMİYOR’

Bedriye’nin 100 bin lira kredi, 85-90 bin lira civarı da kredi kartı borcu var. Çektikleri krediyle çocuklarını okutmuşlar, çocuklar mezun olmuş ama hâlâ borcunu ödüyorlar: “Benim iki tane üniversite öğrencim vardı. Bu iki öğrenciye de yurt çıkmadı. İkisine de ev tutmak zorunda kaldım. Kendi evim de kira. Eşim asgari ücret ile çalışıyordu ve kredilerle çocukları okutmaya çalıştık. Üç evin mutfak masraflarıydı, kişisel bakım ihtiyaçlarıydı, kiraydı, doğal gazdı... Yetemediğimiz için bunları kredilerle döndürmeye çalıştık. Bu yüzden eşimin maaşının yarısı kredilere gidiyor şimdi.” Bedriye’nin mezun olan iki çocuğu da çalışıyor ancak aldıkları ücretler de ya asgari ya da asgari ücretin bir iki bin lira üzerinde. Bedriye onların ücretlerinin de ancak kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yettiğini söylüyor: “Çalışmaya başladılar ama ahım şahım bir ücret mi alıyorlar? Hayır. Çocuklar kendi kişisel ihtiyaçlarını karşılayacak durumda bile değiller. Bırakın eve, kredilere destek çıkmayı...”

Kredi kartı borcu ise büyük oğlunun evlilik masrafları içinmiş. Büyük oğlu evlenmek istemiş. Oğlunun ücreti ancak yüzükleri karşılamaya yetmiş. Bedriye ve eşi de kalan masrafları yüklenmişler: “Kredi kartına yüklenerek bizim ve oğlumun evlenmek istediği kadının çekirdek ailesiyle küçük bir nişan yapabildik. Şimdi o burcun da ancak asgarisini ödeyebiliyoruz. Asgarisini ödeyerek borç bitmiyor. Çünkü ben sadece bankaların kredi kartına uyguladığı faizini ödeyebiliyorum.”

OKUL İHTİYAÇLARI DAYANIŞMA İLE ÇÖZÜLMEYE ÇALIŞILIYOR
Durum böyleyken çocuklarının ihtiyaçlarını da karşılamakta güçlük çekiyor. Kızı evlenmek istese bunun için ekonomik olarak yeterli kaynak ayıramayacağını, 8. sınıfa giden oğlunun eğitim ihtiyaçlarını da karşılayamadığını ifade ediyor: “Liseye hazırlık yapmam gerekiyor, dershaneler 80-90 bin lira. Hadi ben dershaneye verdim diyelim. Bunun yol parası var, çocuğun yemek sorunu var... Okulu evimin dibinde. Artık öğlen ekmek arası bir şeyler yapıp götürüyorum çocuğa. Çocuk ergenlik döneminde. Çocuklar böyle şeyleri kaldıramıyor, rencide oluyorlar ama yapmak zorunda kalıyoruz.”
Okulların açılmasına kısa bir vakit kaldığını ve okul ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağını sorduğumuzda ise Bedriye şöyle cevap veriyor: “Geçen sene Tuzla Belediyesi kırtasiye malzemesi vermişti okullara. Geçen seneden kalan defterler var. Kullanılmış defterlerin sayfalarını yırtıyoruz, kalanını kullanmaya devam ediyor. Kalemidir, çantasıdır bunları maddi durumu iyi olan eş dosttan alıyoruz. Üniformaları da yine aynı şekilde birbirimize vererek çözmeye çalışıyoruz. Bende fazla olanı komşuya veriyorum, o da fazla olanı bana veriyor. Böyle döndürüyoruz.”
KIRTASİYE MASRAFI 6 BİN LİRA

Okullarda kayıt ücreti ve kırtasiye malzemeleri istendiğini söyleyen Bedriye, “Liste çıkartmışlar bu sene. Bu listenin ederi; kırtasiye masrafı 6 bin lira. Ben çocuğumun beslenmesine bu kadar ayıramıyorum. Kırtasiye malzemesini nasıl verebilirim? Kayıt işlemlerinde de 15-20 bin lira isteyen var bağış adı altında. Üstüne de ıslak mendil, şu kadar top kağıt, tuvalet kağıdı da isteniyor. Zaten benden parayı alıyorsunuz, hem de bunları istiyorsunuz. Deneme sınavının ücretini ödemediğinizde devlet okulunda sınava giremiyor çocuklar. Sınav ücreti olan 100 lira yok o ay bende örneğin, giremiyor sınava çocuk.”

‘YÜREKLERİ VARSA...’
Bu sene asgari ücrete yalnızca bir kere zam yapılması ve eğitim hakkı gibi kamusal hakların ücretlendirilmesine dair ne düşündüğünü sorduğumuzda ise Bedriye öfkelenerek “Sadece şunu söyleyeceğim, hükümetin ve yancılarının eğer o kadar cesaretleri, yürekleri varsa gelip bir ay bizim aldığımız ücreti alarak bizim evlerimizde yaşasın. Bakın ben kendi çocuğumu alıp evi boşaltacağım, gelsinler benim evimde yaşasınlar. Bakalım yaşayabiliyorlar mı? Bunlar emekten anlayan insanlar değil. Çocuğunu doyuramadığı için intihar eden anne babalar var. Bu kadar da olmaması gerekiyor” diyor.

Fotoğraf: Canva Pro

İlgili haberler
Herkes borçlu, krediye bağımlı, yarından endişeli

Pandemi sürecindeki ücretsiz izin uygulaması fiili işsiz sayısını da arttırdı. İşsiz nüfusun büyük b...

Sanal harcama limitimiz kadar zenginiz: Kredi kart...

‘Yanımda kredi kartım olmayınca kendimi neredeyse yoksul hissediyorum ben. Sanal olarak da harcama l...

Tekstil işçisi kadın: ‘Çocuğumuzu okutabilmek için...

Çiğli'de yaşayan tekstil işçisi bir kadın: ‘2 aydır pazara gidemiyorum, çocuğumuzu okutmak için kred...