Antep’te kadınların hissettiği çaresizlik ve korku
‘Depremden önceki halimiz de buydu. Değişen bir şey olmadı hayatımızda. Hep sürünüyorduk şimdi daha fazla sürüneceğiz.’

Depremin ardından Antep Kocatepe Mahallesi’nde bir çadırın önünde Fatma ve Özlem ile denk geldik. Depremin sarsıntısı bir yana, kadınların anlattıkları ayrı sarsıyor. Yaşam koşulları kadınların belini bükmüş, deprem yaşadıklarına tuz, biber olmuş.

‘DOKTORA GÖTÜREMEM’

Fatma’nın üç çocuğu var, biri 3’üncü diğeri 4’üncü sınıf öğrencisi. Eşi çalışmıyor. Henüz 500 TL destek alabilmiş devletten. “Ben bu 500 TL ile elektrik mi ödeyim? Su mu ödeyim?” diyor. Fatma’nın 3 yaşındaki kızı henüz konuşamadığı için çok endişeli ama doktora götüremiyor. “Hepsi ücretli. Ödeyemem” diyor Fatma.

Eşinin durumunu anlatıyor bize Fatma: “Ben 11 yıldır evliyim. Eşim bebekken bir felç geçirmiş, hasar kalmış. Ama hiç bayıldığını görmedim. Sadece çok sinirli ve asabi. Diyorlar ki eşime ‘Askerlik kağıdını göster, her fabrika işe almak zorunda.’ Mesela benim eşim işe girdiğinde önce askerlik kağıdını vermez. Bir, iki ay sonra muhasebe sıkıştırınca mecburiyetten kâğıdı verir. Bir bakarız ki adamın işine son verildi. Bize tabii öyle demiyorlar ama biliyoruz ondan olduğunu. Çünkü kağıdında epilepsi yazıyor.”

Fatma’nın devletin aldığı tek yardım 500 TL ve Türkiye Destek Paketi. O paketten de kömür temini yapıyor, elektrik yardımı alıyor. Kızılay’a gidip durumu anlattığında “Eşin 31 yaşında, genç biri, çalışsın” dediklerini aktarıyor Fatma.

‘DEPREMDEN ÖNCEKİ HALİMİZ DE BUYDU’

Özlem, Fatma’nın görümcesi. Yanında duruyor. O da sohbete dahil oluyor. Özlem’in anlattıkları çok çarpıcı: “Depremden önceki halimiz de buydu. Değişen bir şey olmadı hayatımızda. Hep sürünüyorduk şimdi daha fazla sürüneceğiz. Değişen bir şey olmadı. Şimdi zorlanmıyorum. Hani herkes depremde çok zorlandı, korku yaşadı ama ben ölmek bile istedim. Benim kaybedeceğim sadece çocuklarım. Zaten hayatımızı felaket gibi yaşıyoruz. Ben kendimi bildim bileli hep bir felaketin içinde yaşadım. Yani kolay geçmiyor.”

Eşinden ayrılan Özlem’in iki çocuğu var. Sadece çocukları için aldığı 3 bin TL’lik eğitim desteğiyle geçiniyor. Ailesinin ayrılık sürecinde onu çok zorladığını anlatan Özlem, “Çamaşır makinem bile yoktu. Hiçbir şeyim yoktu. Son birkaç ayda ikinci el almıştım. O da deprem geldi” diyor. Konuştuğumuz kadınların birçoğu gibi Fatma ve Özlem’in de en çok hissettiği şey çaresizlik.

HALA RÜYAMDA SALLANIYORUM

Yaşananların bir yüzü görünür olsa da diğer yönü de kadınların yaşadığı psikolojik travmalar. İlerliyoruz şehirde… Antep Şehitkâmil ilçesine bağlı bir mahalleden Payam. Payam, temizlik yaparak geçiniyordu, eşi de fabrika işçisi. Sürekli bir şeylerden kısa kısa evlerini almışlardı. Depremi tekrar tekrar yaşadığını Payam şöyle anlatıyor: “Deprem öncesi ve sonrası hayatımızda çok fazla şey değişti. Zaten temizlik takıntım vardı, daha da ilerledi. Öyle böyle değil. Sürekli çocuklara ‘Oraya dokunmayın, buraya dokunmayın’ diyorum. Kıyafetlerimizi değiştirdiğimizde bile kirli geliyor. Sürekli ‘Şimdi sallanıyoruz, deprem oluyor, çocuklar gidecek ben kalacağım’ diye bir korku oluştu içimde. Sürekli gözümde enkazın altında kalmak, çocuklarımı görememek gibi görüntüler canlanıyor. Geceleri sabaha kadar, belki 10 defa uyanıyorum. Her gözümü açtığımda çocuklarım yanımda mı diye bakıyorum. Bunun psikolojik olduğunu da biliyorum. Artık bilinçaltıma yerleştirmişim.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Deprem yoksul kadınları da vurdu

İstanbul’daki deprem sonrası evleri hasar gören kadınlar yaşadıkları zorlu süreci anlattı: Mecburen...

Deprem sonrası da yük kadınların sırtında

Maraş’ta yaşanan depremde yüzlerce vatandaş hayatını kaybetti. KOÜ Jeofizik Mühendisliği Bölüm Bşk....

Deprem bölgelerinde kadınları bekleyen tehlike: Sa...

Deprem bölgelerinde kadın ve çocukların sağlığına ilişkin ciddi uyarılar yapılırken, uzmanlar sorunl...