Depremden kendini ve çocuklarını zor kurtaran Zeynep: ‘Çocuğum için mama istedim, dükkân sahibi yok diye polis izin vermedi’
‘Eşim işe gider mi? Evde oluşan hasar, kırılan eşyalar ne olacak? Aklımda bunun gibi bir sürü soru var’

Maraş merkezli ve 10 ili etkileyen büyük depremlerin üzerinden günler geçse de Adıyaman toparlanamayan hatta uzun süre de toparlanamayacak olan illerden. Adıyaman deprem öncesinde kendi yağında kavrulan insanların yaşadığı küçük bir kentken şimdi yıkıntılar arasında yaşama tutunmaya çalışanların bir an önce kaçmak istediği bir yer oldu. Depremin harabeye çevirdiği şehir merkezinde ve ilçelerinde yaşamın ağırlığını en çok hissedenler ilk günden bu yana kadınlar ve çocuklar oluyor.

Adıyaman’da yaşayan ve çalışmayan Zeynep, depremin olduğu esnada kabus gördüğünü söylüyor: “Boğuşuyordum ama kalkamıyordum. Bebeğimin beşiği üstüme geldiğinde kalktım.” Kalktığında tarifi olmayan bir sesin kulaklarını doldurduğunu anlatan Zeynep’in üstüne sarsıntının etkisiyle yerinden çıkan soba borusu düşmüş: “Sobanın üstünde güğüm vardı, içindeki suyla beraber üstümüze düşmüştü. O kadar korktum ki kalbim duracak gibiydi, karnımda felaket bir ağrı vardı. Çocukları dışarı nasıl çıkardım bilmiyorum.”

ÇOCUKLAR AÇ

Depreme uykusunda yakalanan birçok insan gibi gece karanlığında kendini sokağa atan Zeynep ve ailesi için gün zor ağarmış: “Korku, endişe, çaresizlik her şeyden o kadar korkmuştum ki sütüm kesildi. Ama mama yoktu ve kızım açtı. Markete gittim, market yıkılmış. Mama alacağım başka yer yok, her yer berbat durumda. Polis marketin kapısındaydı. Mama istedim, dükkan sahibi yok diye ‘Olmaz’ dediler. Yalvardım kızım aç, mecburum mamaya dedim zor aldım. Yağmur yağıyor dışarıdayız kızım üç aylık, oğlum üç yaşında hava soğuk çaresizlik diz boyu içeri giremiyorum.”

Sonrasında çadır kurduklarını ama yer sıkıntısı yaşadıklarını anlatan Zeynep, “3 aile beraber bir çadırda kalmaya başladık. Çadır küçük, içinde dört çocuk, su yok, elektrik yok, çocuklar durmuyor…” Bu anlattıklarının yaşadıklarının dörtte biri olduğunu söylüyor Zeynep ve “Sanki felaketti, her yer enkaz, nereye baksan ceset. Anlatılmıyor deprem çok zor...” diye devam ediyor.

BİN SORUYLA BOĞUŞUYOR

Bundan sonraki sürecin ise daha önemli olduğunun üzerinde duruyor çünkü bu yardımların bir süre sonra biteceği ve asıl o zaman doğacak olan sorunların onları daha zor bir sürece iteceğini ifade ediyor. Kafasının içinde bir sürü soruyla boğuştuğunu söylüyor. “Eşim işe gider mi? Evde oluşan hasar, kırılan eşyalar ne olacak? Aklımda bunun gibi bir sürü soru var. Psikolojik olarak çökmüş durumdayız, bu durumdan en çok da çocuklar etkileniyor. İnşallah bir daha olmaz.”

ÖDEMELER NASIL YAPILACAK?

Tekstil işçisi olan Fatma da depremin ilk gününden beri hijyen sorunu yaşadıklarını, tuvalet ihtiyaçlarını gidermekte zorlandıklarını söylüyor ve asıl endişesini paylaşıyor: “Deprem sonrasındaki süreçte en büyük endişemiz ödemeleri yapmakta zorluk çekilecek.”

Bir başka tekstil işçisi Sena da havanın çok soğuk olmasından yakınıyor. Çünkü yatacak yerleri yok ve birkaç gün sonra bir tek gıdaya ulaşabilmişler. “Soğuktan dolayı grip oldum. Şimdilik yardım konusunda sıkıntı çekmiyoruz. Bazı yardımların içinde kadın pedi de vardı faydası çok oldu.” Adıyaman’ın bittiğini ve oradan çıktıklarını söyleyen Sena’nın en büyük endişesi ise Adıyaman’ın ne zamana toparlanacağı ve evlerine ne zaman dönebilecekleri…

Yine tekstil işçisi olan İpek depremde yakınlarını kaybettiğini söylüyor: “Evimiz yurdumuz gitti, sevdiklerimizden ayrı düştük. Uzun süre hiçbir şeye ulaşamadık herhangi bir yardım gelmedi. Kadın olarak samimi olmadığım insanlarla iç içe olup yan yana uyumak benim için çok zordu. Şimdilerde yardımlar biraz düzeldi diyebiliriz.” Sena bundan sonrası için “Çok bir şey düşünemiyorum. Önce psikolojik olarak toparlanmam gerekiyor” diyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Depremde kadın olmak: Güvensizlik, hijyen sorunu,...

Bir gün içerisinde gerekli arama kurtarma malzemelerini toplayıp Antakya’ya yola çıktık. Antakya'da...

‘Depremzede çocuklar için sistem yetersiz, iş birl...

Deprem bölgelerinde arama ilanı verilen ve refakatsiz çocuklara ilişkin çalışmalar yapan Afet-Çocuk...

Depremin ardından ayrımcılık büyüyor: Depremzede L...

Depremzede LGBTİ'ler nasıl kaygılar yaşıyorlar? Nasıl bir dayanışma sürüyor? Yıldız Tar ve İlay Kadi...