Depremde kadın olmak: Güvensizlik, hijyen sorunu, ayrımcılık üçgeni
Bir gün içerisinde gerekli arama kurtarma malzemelerini toplayıp Antakya’ya yola çıktık. Antakya'da depremin ardından depremzede kadınlar ve gönüllü kadınlar neler yaşıyor?

Deprem haberini Pazartesi sabahı bürokratik bir iş için bulunduğum Ankara’da aldık. ODTÜ Dağcılık ve Kış Sporları Kolu (eski üyeleri olduğum öğrenci topluluğu) ve mezunlarının kurduğu ORDOS (Orta Doğu Arama-Kurtarma, Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği) olarak afet bölgesine arama-kutarmaya gittik. Bir öğrenci topluluğu olmamıza rağmen 1 gün içerisinde onlarca jeneratör, hilti, spriral, demir makası ve testeresi, kazma, kürek ve daha nice arama kurtarma malzemesi toplayıp Antakya’ya yola çıktık. Saatler süren yolculuktan sonra gördüğüm manzaraları uzun uzun anlatamam. Hem psikolojik olarak buna hazır değilim hem de önce mevcut sorunları ve eksikleri gündemde tutup çözüm üretmenin daha önemli olduğunu düşünüyorum.

EN BÜYÜK EKSİK TUVALET

Hazırda dezavantajlı olan grupların afet bölgesinde daha da zor koşullarla cebelleştiği gerçeği özellikle bilinmeli ve bir an önce müdahale edilmeli. Kadınlar ve kız çocukları bu grupların başında geliyor. Biz kadın arama kurtarmacılar ve gönüllüler de bizzat tecrübe ettik ki afet bölgesindeki en büyük eksikliklerden biri tuvalet. Kadınlar güvenlik sebebiyle en az 3’erli gruplarla enkazların ve araçların arasında tuvalet ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlar. En ufak bir hijyen sağlanamadığından hastalıklar kaçınılmaz olarak kadınların yakasına yapışıyor. Bunun yanında vajinal mantar ve sistit gibi hastalıklar da görülüyor ve bunların artması bekleniyor. Hamile kadınlar için bu tür hijyen sorunlarının daha da büyük riskler yarattığı da bilinmeli ve bir an önce başka yerlere nakledilmeliler. Stres sebebiyle sütü kesilen anneler olduğu da söyleniyor.

BULUNDUKLARI YERİ TERK ETMEK KADINLARA TEHLİKELİ GELİYOR

Konuştuğum tüm kadın arama kurtarmacılar ve gönüllüler güvenlik endişelerinden bahsettiler. Depremzede olmayıp dışarıdan “gezmeye” veya yağmaya gelen bazı erkeklerin rahatsız edici bakışları tam olarak kaosun hâkim olduğu afet bölgelerinde kadınları ve kız çocuklarını korkutuyor. Kalabalık alanlardan çekilmelerine neden oluyor. Depremzede kadınlarda bir teyakkuzda olma hali mevcut. İşlerin nereye gidebileceğini görüyorlar ve hızlıca açık alanlardan çekiliyorlar. Bizim de bulunduğumuz sol partilerin ve sivil toplum örgütlerinin organize ettiği yardım alanlarında etrafta onlarca asker de bulunmasına rağmen ihtiyaçlarını almaya gelen depremzedelerin ezici çoğunluğu (kanımca yüzde 95’inden fazla) erkeklerden oluşuyordu. Belli ki bulundukları yeri terk etmek kadınlara tehlikeli geliyor. Başlarını sokacak bir çadır bulmuşlarsa öbek öbek buralarda toplanmışlar, tek başlarına hareket etmiyorlar. Birkaç kadını enkazların arasında ayakta kalan oyun parklarında çocuklarını eğlendirmeye çalışırken gördüm. Her şeye rağmen ebeveynlik yapmaya çalışan bu kadınların durumu da içler acısı.

BUNDAN SONRA BİZE NE OLACAK?

Yardım merkezlerine kurulan revirlerde kadın doktor ve sağlık çalışanlarının bulunmasının depremzede kadınlarda güven oluşturduğu açıkça gözlemleniyor. Kadın sağlığıyla ilgili problemlerini dile getirmeleri kolaylaşıyor. Yabancı arama kurtarma ekiplerindeki kadın arama kurtarmacıların daha fazla olması enkaz başında yakınını bekleyen kadınlar için de benzer bir güven duygusu yaratmış. Bu konuyla ilgili edindiğim en acı bilgi şuydu; enkaz altından çıkan ve kurtarılmayı bekleyen yakınlarının başında duran bir adam yanına gelen kızının civardaki yüzlerce erkek arasında kalmasından endişelenmiş. Müdahale edenler arasında bulunan kadın arama kurtarmacı arkadaşım kızının onun yanında güvende olduğunu söyleyince yaşlı adam rahatlamış ve yer tespiti için kızını arkadaşımla göndermiş. Olağanüstü bir durumda dahi kızımın başına bir şey gelir diye düşünen bu adam haksız değil. Aksine olağanüstü durumlar kaos ortamı yaratıyor. Bu gibi durumların “gereksiz evham” olarak nitelenmesinden bilhassa uzak durulmalı. Depremden sağ kurtulan insanlar, önce yakınlarına ulaşmaya çalışıyor, ölü veya sağ bulduktan sonra şimdi bize ne olacak diyorlar. Büyük bir travma yaşayan depzemzede kadınlar için “Bundan sonra bize ne olacak?” sorusu daha büyük endişeler de barındırıyor.

KADIN HASTALIKLARI RİSKİ FAZLA

Bölgedeki arama kurtarmacı ve gönüllü kadınlar olarak bu endişeleri bizler de yaşayıp konunun ne kadar kritik olduğunu gördük. Tuvalet ihtiyacımızı gönüllülerin açtığı kompost tuvalet gibi alanlarda gidermeye çalıştık ama buralar en fazla 1 saat içerisinde yanına yaklaşılamayacak kadar kötü hale geliyor. Hastalıklar da muhtemelen bunlardan yayılıyor. Arabaların arasında etrafımıza mat gererek tuvaletimizi yapmaya başladık. Regl olan ve ped değiştirmesi gereken arkadaşlarımız da bu koşullardaydı, yine hiçbir hijyen önlemi alamadık. Ben ve birkaç kadın arkadaşım bölgedeki koşullar ve yoğun stres nedeniyle erkenden regl olduk. Depremzede kadınlarda bu tür durumlar daha yaygın ve mentrural hijyen ciddi kadın hastalıklarına yol açabilir. Bu sorunların daha rahat dile getirilmesi için kadın sağlık çalışanları ve gönüllüler bölgede bulunmalı.

Bir başka konu da yardımlara kadınların ulaşmasındaki zorluklar. Özellikle giysi yardımında kadınlar neyin olup olmayacağını deneyemiyor. Bazı depremzedeler, “Bir branda çekip arkasında denesek, giyinme kabini yapsak” diye soruyorlar. Hiçbir depremzede üzerine olmayacak kıyafeti de alıp gitmek istemiyor belki bir başkasına olur diye. Kadın hijyen ürünlerindeki azlık, ortalık yerde bunların talep edilmesindeki problemler de son derece dikkat çekici. Yardım dağıtım alanlarında pedler eksik. Kadınların isterken çekiniyor, dağıtan gönüllü kadınsa daha rahat iletişim kurabiliyorlar. Buna mantar ilacı gibi medikal ürünler de dahil.

Son olarak engelli depremzedeleri de daha çok gündemde tutmalıyız. Antakya’da zihinsel engelli depremzedelerle karşılaştık. Bunların bir tanesi kalabalık arasında tek başına geziyordu, bir yakını var mı nereye gidiyor ne yapacak bilmiyoruz. Kendisini de bir daha göremedik. Bir an önce engelliler için özel bir planlama da yapılmalı ve güvenlikleri sağlanmalı. Bundan sonra bölgeye gidecek kadın gönüllü ve çalışanlar da tek başlarına kalmamaya çok dikkatli olmalılar. Mümkün olduğunca hijyen konusunda hazırlıklı gitmeliler. Kadın çalışanların kadın depremzedelerle doğrudan irtibat kurabildiği kanallar oluşturulmalı.

Fotoğraf: DHA

İlgili haberler
#DepremdeKadınlar’ın sesini yükseltiyoruz!

‘Ekmek ve Gül olarak afet dışındaki kız kardeşlerimizin elini afet bölgesindeki kız kardeşlerimize u...

Depremde regl tabusu: Ped isterken utanıyor

İhtiyaçlar açısından çok şey sayılırken kadınların söylemekte en çok zorlandıkları ped ihtiyacı. Kad...

Aşağısülmenli köyünde çadır yok, depremzedeler has...

Malatya’nın Aşağısülmenli köyüne yardım gitmedi, -8 derecede çadırı olmayan depremzedeler hasarlı ev...