Antep’te cemaat yurdunda cinsel istismara tepki: Denetim yok, göz yumuluyor
Antep’te Hasan Hoca İlim Yayma Vakfı adlı dini cemaatın yurdunda 9 yaşındaki çocuğa istismarın ardından Gaziantep Barosundan Av. Bektaş Şarklı ve HDP’li vekil Mahmut Toğrul olaya tepki gösterdi.

Geçtiğimiz günlerde Antep’te Hasan Hoca İlim Yayma Vakfı adlı dini cemaatın yurdunda bir çocuğa yönelik vakıf çalışanının cinsel istismarına dair konuşan Gaziantep Barosundan Av. Bektaş Şarklı, cemaat ve tarikat yurtlarına yönelik herhangi bir denetimin söz konusu olmadığını ve göz yumulduğunu dile getirdi. HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul, bu tür vakıfların çok sıkı bir şekilde, tarafsız olarak denetlenmesi ve gerekli önemlerin alınması gerektiğini söyledi.

Antep’te Hasan Hoca İlim Yayma Vakfının Oğuzeli ilçesindeki yatılı eğitim yurdunda, dini eğitim gören 9 yaşındaki B.E.K’ye cinsel istismarda bulunan Vakıf Çalışanı E.K. geçtiğimiz günlerde tutuklanmıştı. Söz konusu olayla ilgili açıklama yapan kaymakamlık ise, olayı “üzücü” bularak, vakfın eğitim verdiği binanın Milli Eğitim Müdürlüğünden izin alınmadan kullanıldığını belirterek, binanın mühürlenerek kapatıldığını bildirmişti. Anında gizlilik kararı getirilen soruşturma dosyasıyla ilgili cemaat ve tarikat yurtlarında yaşanan bu tür olayları Gaziantep Barosu Başkanı Av. Bektaş Şarklı ve HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul ile konuştuk.

‘YILLARCA BU CEMAAT ÇEVRESİ FAALİYETTE’
Olayla ilgili Mecliste soru önergesi veren HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul, “Türkiye’de kadın ve çocuk istismarı olayları gün geçtikçe artıyor. Maalesef Türkiye bu olayları engelleme konusunda gereken adımları atabilmiş değil. Atamadığı için, kendilerine yönelik eleştirilerin önüne geçmek üzere bu davaları hemen kapatmaya çalışıyorlar” dedi. Kaymakamlığın yurdun kaçak olduğuna yönelik açıklamalarına değinen Toğrul, “Yıllarca bu cemaat çevresi faaliyet yürütüyor. AKP’li yöneticilerle bu vakıfın çok yakın ilişkileri var. Bu yüzden böyle infial yaratıcı olayın ardından yurdun kaçak olduğunun söylenmesi garip bir durumdur. Daha önce de Adana, Karaman gibi yerlerde birçok olay yaşandı. Çocuklarımızın ruhsal ve bedensel yapısında kalıcı hasarlar yaratabilecek bu tür saldırılara yönelik toplumsal olarak mücadele etmeliyiz. Aynı zamanda devlet, bu kurumları, ‘benim yandaşım’ ‘benim arka bahçem’ diyerek değil, çok sıkı bir şekilde, tarafsız olarak denetlemeli ve gerekli önlemi almalıdır” dedi.

‘HUKUKSAL, TOPLUMSAL, SİYASAL ADIMLAR ATILMALI’
Bu olayın Türkiye’de cinsel istismarın önlenmesi konusunda ciddi eksiklerin olduğunu bir kez daha ortaya serdiğini vurgulayan Toğrul, “Hukuksal, toplumsal ve siyasal olarak ciddi adımlar atılması gerekiyor. Bu konuda toplumsal muhalefetin, bir refleks gösterip bir baskı unsuru olması önemlidir. Ancak bu şekilde bu gibi olayların önüne geçebiliriz” diye konuştu.

‘HERHANGİ BİR DENETİM SÖZ KONUSU DEĞİL
Sağlık, eğitim, adalet gibi alanlarda tarikat ve cemaat çemberinde olduklarını söyleyen Gaziantep Barosu Başkanı Av. Bektaş Şarklı ise, “Bunlar çok serbest bir şekilde hareket edebiliyorlar. Gaziantep’te olan olayda da görüldüğü gibi ruhsatsız, izinsiz bir şekilde faaliyet gösteriyor. Kontroller ve denetimler emniyetin, belediyelerin, kaymakamın ve valinin de sorunu olması gerekiyor. Ancak, yakın zamanda Aladağ’daki olayda da Karaman’daki olayda da burada da görüyoruz ki, belediyelerin, kamu kuruluşlarının herhangi bir denetimi söz konusu değil” dedi.

‘BUNLARA GÖZ YUMULUYOR’
Denetimsizlikle beraber bunlara göz yumulduğunu da vurgulayan Şarklı, “Denetimi yapmayan, bunlara göz yumanların da yargılanması gerekiyor. Ancak Türkiye’deki yargı sistemi bu tarz dosyalarda sadece faili yargılayıp olayı kapatmaya yönelik hareket ediyor. Bu tarz suçlarda, yargı, içinde kamu kuruluşlarının da sorumluluğunu incelemiyor. Ankara Katliamı gibi olaylarda da görüldüğü üzere, valilik idari soruşturma gerektiren durumlarda nasıl izin vermiyorsa bu gibi suçlarda da izin vermiyor. Gene de bu dosyada bizler sadece faili yargılanması değil aynı zamanda bu suça zemin yaratan, olmasına sebebiyet veren aktörlerin yargılanması için de mücadele edeceğiz. Eğer sorumluları yargılamadığımız takdirde yarın gene yaşanmasının önüne geçemeyeceğiz” dedi.

Anayasa’nın ikinci maddesinde Türkiye’nin laik ve hukuk devleti olduğundan bahsedildiğini belirten Şarklı, “Ancak bunun pratik uygulaması oldukça farklı. Bugün eğitim alanı tamamen cemaatlere peşkeş çekilmiş durumda. Bu konuyu siyasetçilerin, eğitimcilerin, akademisyenlerin, muhalefetin tartışması gerekir” diye konuştu.

SORUŞTURMA DOSYASINA GİZLİLİK KARARI
Ayrıca Gaziantep Barosu Çocuk Hakları Merkezi de konuyla ilgili yazılı açıklamada bulundu. Dosyanın soruşturma aşamasında olduğu ve gizlilik kararı verildiği belirtilen açıklamada, kursta başka istismar olaylarının yaşanıp yaşanılmadığının araştırılması gerektiği söylendi. Bu olayların son bulması gerektiği söylenen açıklamada, “Gaziantep Barosu Başkanlığı ve Çocuk Hakları Merkezi olarak yaşanan olayın takipçisi olacağımızı, mağdur çocuğun haklarının en iyi şekilde savunulması için elimizden geleni yapacağımızı belirtmek isteriz. Şüphelinin en ağır cezaya çarptırılması ve soruşturulmasını sağlamak adına tüm gücümüzle çalışacağız” denildi.

İlgili haberler
8 maddede çocuk istismarıyla ilgili doğru bildiğin...

Çocuk istismarı haberleri her geçen gün artıyor, ailelerin tedirginliği de öyle. Peki çocuk istismar...

Mahalleli çocuk istismarına karşı bir arada

Yaşananlar “bireysel sapıklık” olarak mı açıklanacak ya da çocuklar kimlere, nasıl emanet edilecek?

GÜNÜN KADINI: Çocuk yaşta Nazilere direnmenin adı...

Makedon bir komünist direnişçi olan Fana Koçovska, Yugoslavya'nın ulusal kahramanları arasında en ge...