6.5 yaşındaki çocuğunu istismar eden baba istinafça aklandı
5 yıl süren hukuk mücadelesi sonucu 6.5 yaşındaki kızına istismar suçundan 50 yıl hapis cezası alan sanığı istinaf mahkemesi akladı.

6.5 yaşındaki kızına cinsel istismarda bulunmakla suçlanan adama verilen 50 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ikinci kez bozuldu. Dava annenin iki yıl süren mücadelesi sonucunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının dosyaya müdahil olmasıyla açılabilmişti. Üç yıl süren yargılama sonucunda 50 yıl hapse mahkum edilen baba, iki ay gibi rekor bir hızla verilen istinaf mahkemesi kararıyla serbest kaldı. Sanık, yeniden yapılan yargılama sonucunda yine suçlu bulundu ve yine 50 yıl hapis cezası aldı. Ancak aynı istinaf mahkemesi aynı üyelerle yine devredeydi. Mahkeme ayrıntılı raporlara rağmen “Yeterli delil oluşmadığı kanaatiyle” beraat kararı verdi.

Dosyayı Yargıtaya taşımak için hazırlık yapan Avukat Tülay Bekar, karar için “32 yıllık meslek hayatımla açıklayabileceğim bir karar değil. Mahkeme dosyadaki neye inanmamış bilmiyorum, kararda da yok. Raporları nasıl dikkate almadılar bilmiyorum. Anlaşılan o ki ‘Sanığa inanmış olan birileri yine devrede” yorumunda bulundu.

DAVA 2 YIL SONRA AÇILABİLDİ

Süreç 2014’te başladı. Anne A.Ş, 2014’te, eşi C.Ö.K’den anlaşmalı olarak boşandı. İki çocuğun velayeti annede kaldı ve babalara da çocukları görme hakkı verildi. Aynı yıl temmuz ayında çocuklar 1 ay babalarının yanında kaldı. Anne A.Ş, döndüklerinde 2007 doğumlu küçük kızının bedenindeki morlukları fark etti. O güne kadar yaşadıklarını babasının “Anneni öldürürüm” tehdidi yüzünden anlatamadığını söyleyen çocuk yaşadıklarını annesine anlattı. Anne hemen suç duyurusunda bulundu, ancak sonrası hiç kolay olmadı.

7 Ağustos 2014 tarihli ilk soruşturma hemen kapatıldı. Gerekçe, ‘Delil yetersizliği’ idi. Ardından İstanbul’da suç duyurusunda bulunuldu. Küçük kız yaşadıklarını burada da anlattı ama İstanbul Başsavcılığı da takipsizlik kararı verdi. Gerekçe, yine ‘Delil yetersizliği’ oldu. Karara yapılan itiraz da İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliğince reddedildi.

Anne Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden rapor aldı, rapor çocuğun babası tarafından cinsel istismara maruz bırakıldığını açık biçimde ortaya koyuyordu. Çocuk, yaşadığı istismarı çizdiği resimlerle ayrıntılı biçimde anlatmıştı.

Anne, bu raporla yeniden Ankara Başsavcılığına başvurdu. Savcılık, yetkisizlik kararı verdi, dosya babanın bulunduğu İstanbul’a gönderildi. İstanbul Başsavcılığı yeni raporları dikkate dahi almadan “Daha önce de başvuru yapmışsınız, mükerrer suçlama, kovuşturmaya yer yok” dedi, dosyayı kapattı. İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliğine yapılan itiraz da yine reddedildi.

SANIĞI İLİŞKİLERİ Mİ KORUDU?

Adeta ‘bir el’ soruşturmaların açılmasına engel oluyordu. Bu arada Deniz Feneri Derneğinin bazı yöneticilerinin sanık ile akraba olduğu, dernek yönetiminde olan bir kişinin de sanığın avukatlarından biri olduğu ortaya çıktı. Ancak anne A.Ş ve Avukatı Tülay Bekar vazgeçmedi. Çalmadık kapı kalmadı ve nihayet Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı dosya ile ilgilenmeye başladı.

Bakanlığa bağlı rehabilitasyon merkezi ve Yenimahalle Devlet Hastanesi Çocuk İzlem Merkezi de bu süreçte çocuğun cinsel istismara maruz bırakıldığına dair kuvvetli şüphe olduğu, çocuğun babayla görüştürülmesinin uygun olmayacağı yönünde rapor hazırladı. Bu raporlarla üçüncü kez yapılan başvuruda da karşılarında yine aynı gerekçe duruyordu: “Kaydınız mükerrer, kovuşturmaya yer yok.” Yargıtay ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvurular da sonuçsuz kalınca, Adalet Bakanlığına kanun yararına bozma başvurusu yapıldı.

Ve nihayet 2 yıl sonra, 2016’da Adalet Bakanlığı “Kanun yararına bozma” kararı verince yargılama süreci başladı.

5 YILDA ÇIKAN KARAR 1 AYDA BOZULDU

Yargılama tam 3 yıl sürdü. Bu süreçte, anne ve Avukatı Tülay Bekar’ın hukuki girişimlerine rağmen, baba C.Ö.K. hiç tutuklanmadı. Nihayet, 5 yılın sonunda, 10 Temmuz 2019’da karar çıktı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, zincirleme cinsel istismar suçundan babaya 60 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Ceza 50 yıl 7 ay 15 güne indirildi. Hapis cezası 30 yıldan fazla olamayacağı gerekçesiyle de nihai ceza 30 yıl olarak belirlendi. Tam 5 yıl boyunca elini kolunu sallayarak dolaşan sanık baba nihayet tutuklandı.

Ancak yargılama esnasında bir türlü ilerlemeyen hukuki süreç istismar sanığı baba tutuklanınca birdenbire hızlanıverdi.

Dosya 14 Ekim 2020’de istinaf mahkemesine gönderildi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi, rekor hıza imza attı ve gelen dosyayı iki hafta sonra, 31 Ekim 2020’de karara bağladı. 50 yıla mahkum edilen istismar sanığı hakkındaki karar usul yönünden bozuldu ve sanık 22 Kasım’da sadece 4 ay tutuklu kalmışken tahliye edildi.

İstinaf mahkemesinin kararına göre 2017’de KHK ile yapılan bir değişikliğe göre, daha önce takipsizlikle kapatılan dosyalarla ilgili dava açılabilmesi için sulh ceza hakimliğinden onay alınması gerekiyordu. Oysa dava 2017’den önce açılmıştı ve açıldığı dönemde sulh ceza hakimliğinden izin alınması şartı yoktu. Görevli mahkeme de yargılama sürerken izin alma gereği duymamıştı.

MAHKEME KARARINDA DİRENDİ: İSTİSMAR SUÇU SABİT

Hem Aile Bakanlığı hem de anne, sulh ceza hakimliğine gerekli yargılama izninin verilmesi için başvuru yaptı. Sulh ceza hakimliği bu izni verdi ve yargılama yeniden İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı.

Travma sonrası stres bozukluğu yaşadığı adli tıp raporuyla belgelenen küçük kız, benzer süreçleri yeniden yaşadı. Ve nihayet davanın 1 Şubat 2021’de görülen dördüncü duruşmasında karar çıktı. Adli görüşme ve değerlendirme raporu, durum değerlendirme raporu, Ankara Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı raporu, kızın yaptığı çizimler, adli rapor, tutanaklar, bilirkişi raporları ve tanık anlatımlarını göz önüne alan mahkeme heyeti bir kez daha oy birliği ile sanığın “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçu işlediğine hükmederek 50 yıl 7 ay 15 gün hapisle cezalandırılmasına karar verdi.

Ve yine hapis cezası 30 yıldan fazla olamayacağı için 30 yıla indirildi.

AYNI MAHKEME, AYNI HEYET, YİNE BERAAT!

Tam bitti derken başa dönüldü. Daha önce bozma kararı verip sanığı beraat ettiren istinaf mahkemesi yeniden devredeydi. Mahkeme de aynıydı, heyette yer alan isimler de.

Dosya, 17 Mart 2021 tarihinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderildi. Mahkeme 20 Nisan 2021’de istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasına karar verdi, üstelik çocuğun “Zorla getirilmesi” yönünde karar çıkartıldı. ‘Zorla getirilme’ kararı bir süre sonra geri çekildi ve duruşma 17 Mayıs 2021’de yapıldı.

Duruşmada istismar sanığı C.Ö.K. daha önceki savunmalarını tekrar etti, yetmedi bir de ‘mağdur’ olduğunu söyleyip beraat talep etti.

Mütalaası sorulan savcı, çocuğun anlatımlarını da bu anlatımları doğrulayan raporları da kanıt olarak saymadı; sanığın cezalandırılmasına “Yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı”nı iddia ederek beraat talep etti.

Mahkeme heyeti de savcı ile aynı doğrultuda karar verdi ve İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin C.Ö.K. hakkında “çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan kurduğu hükmü bozdu. İstismar sanığı babayı ikinci kez beraat ettiren mahkeme heyetine göre “Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğine dair her türlü şüpheden uzak, inandırıcı, mahkumiyet yeter nitelikte kesin delil elde edilmemişti.”

Fotoğraf: Tülay Bekar'ın arşivi


AVUKAT BEKAR: ‘SANIĞA İNANMIŞ BİRİLERİ’ YİNE DEVREDE
Anne A.Ş ve Avukatı Tülay Bekar dosyayı Yargıtaya taşımaya hazırlanıyor. Karara ilişkin değerlendirmesini sorduğumuz Avukat Bekar, her yıl binlerce dosyanın ilk derece mahkemelerinden sonra istinaf mahkemelerinin önüne gittiğini söylerken kararın 2 ay gibi kısa bir sürede İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin önüne geldiğine dikkat çekti.
“2 ayda beraat ve tahliye edilmesi korkunç bir şey” diyen Bekar, “Dosya 2 aylık kısa bir süre içerisinde nasıl incelendi? İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin yaptığı yargılama neticesinde 30 yıl ceza vermesi ile sonuçlanan dosya nasıl olur da dosyaya tek bir yeni belge dahi eklenmemişken, ‘beraat’ ile sonuçlanır?” diye soran Bekar’ın ‘Sizin bu sorulara bir yanıtınız var mı’ sorumuza yanıtı ise şöyle:
“Benim 32 yıllık meslek yaşantımla açıklayabildiğim bir şey değil. Çocuk bu süreçte defalarca dinlendi, onu incittik, travmasını derinleştirdik. Buna rağmen çizimleri sorgulandı çocuğun. Gittik kriminal raporu aldık, bu dosyada esas açısından eksik bırakacağımız hiçbir şey yok, hepsi yapıldı, raporlar alındı, tanıklar dinlendi. Yerel mahkeme de böyle verdi kararını. Ama heyet bunlara inanmamış, neye inanmamış onu da söylemiyor. Gerekçeli karar da göreceğiz. Örneğin çocuğun abisinin anlatılarını, üniversite raporlarını nasıl dikkate almadılar bilmiyorum. Bu sorunun yanıtını hukukla veremiyorum ben. Anlaşılan o ki ‘Sanığa inanmış olan birileri yine devrede.”

Manşet fotoğrafı: Evrensel / Orhan Kurul

İlgili haberler
Çocuk istismarı davasında gelen rapor, çocukların...

Adana’da istismara maruz bırakılan iki çocuğun ifadeleriyle ilgili Balcalı Hastanesinden gelen yeni...

AKP’lilerden çocuk istismarına af talebi

AKP Milletvekili Gülaçar, yargı reformu konusunda milletvekillerinin görüşlerini alan Adalet Bakanı...

Kadınlar çocuk istismarına tepkili: cezalar caydır...

Şişli’de yaşayan kadınlar kadına yönelik şiddette yasaların uygulanmamasına tepki gösterirken, çocuk...