6284 ve AK Partinin Kadın Politikasının Mimarisi
AKP, Kadın politikasının mimari algısından neoliberal girişimci kadınlardan, muhafazakâr-dindar-tarikat ehli erkeklere doğru bir nöbet değişimini gerçekleştiriyor...

Şubat 2019. Üniversite öğrencisi bir kadın, polis tarafından şiddet uygulanarak gözaltına alınırken polisin cinsel tacizine maruz bırakılıyor. Bu hak ihlalinin görüntülerini izleyen AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “Bu görüntülerde, özensizlik içerisinde bir tavır görüyorum. Bir telaş içerisinde bir kişiyi arabaya yerleştirmeyle alakalı telaşın verdiği bir yanlış hareket var. Keşke orada bir kadın polis olsaydı, onlar müdahil olsalardı” demiş, cinsel tacizi ‘telaşla yapılmış bir özensizlik’ derekesine çarpıtmış, bu iddiayı da polis teşkilatını tahkir etme hamlesi olarak yaftalamıştı.

Haziran 2020. Yine AK Parti TBMM Grup Başkanvekili olarak yaptığı meclis konuşmasında dilbilimsel bir iddiayla da, “Türkçe’de kelimelerin dişil ve erili olsaydı AK Parti, dişil bir kelime olurdu. Bir kadın kelimesi olurdu. Çünkü AK Parti'yi inşa eden en önemli unsur kadınlardır. Siz kadınları bizden daha çok mu tutuyorsunuz? HDP kadınları bizden daha fazla savunacak en son partidir. … AK Parti gelmeden önce ‘kadın’ kelimesinin adı yoktu,” demiş, bu topraklarda Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine uzanan bütün bir kadın mücadelesini yok saymıştı.

Şubat 2021. Aynı sıfatla yaptığı bir başka konuşmasında cezaevlerinde çıplak arama yapılması suretiyle yaşanan hak ihlalleri meclis gündemine geldiğinde “Bir kadını çıplak arayacaksın, dakikasında bundan rahatsızlığını beyan eder, bir sene beklemez. Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez” demiş, hak ihlallerinde bu ülkede devletin savunuculuk önüne koyduğu engellerin caydırıcılığını bilmezmiş gibi davranmış, travmaya maruz bırakılmış kadınların açılma süreçlerinin bilimsel olarak kanıtlanmış zorluğunu yok saymış, üstelik erkek egemen söylemlerine bir yenisini daha ekleyerek mağduriyet üzerine bir kat daha çıkmıştı.

Tarihte daha da geriye gidilebilir bu örnekleri çoğaltmak için. Benzer bir tablo Derya Yanık, Fatma Şahin için de kolaylıkla çıkarılabilir. Ancak bu kadarı bile bugün “AK Parti kadın politikalarının mimarı” olarak anılan bu kadınların istikrarlı duruşlarının resmini ele vermeye yeter.

USULE İTİRAZLAR, ÇATLAK SESLERİ

Zamanında polis teşkilatının onurunu korumak adına cinsel tacizi telaşla açıklamaya girişen, kadın mücadelesinin bütün bir tarihini yok sayan ve kadın bedeni üzerine binlerce yıldır ataerkinin giydirdiği namus kılıfına yeni düğmeler diken bu duruş “dişil” partisinin içinden ve dışından gelen tehditlere karşı dayanışma ihtiyacı hissediyor şimdi. On binlerce kadının savunmak için defalarca polis şiddetine maruz kaldığı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun’un yine saldırı altında olduğu bugünlerde, yarım ağızla yaptığı “6284 savunusu” için ödediği bedel, tarikat ve cemaatlerin ve de “dişil” bulduğu partisinin ücretli çalışanı aktörlerin tehdit ve saldırılarıyla sınırlı olan “AK Parti’nin Kadın Politikasının Mimarları”, yıllardır kendilerini dayanışılamaz hale getirmelerinin yalnızlığını yaşıyorlar.

İçerisinde kendilerine yol bularak gerek kariyer basamaklarını tırmandıkları gerekse sermaye birikimi sağladıkları o parti, iktidarının sürekliliği için açıktan kadın düşmanlarıyla daha çok iş tutmak zorunda kaldıkça bütün içerisindeki çelişkiler artıyor. Pek çok defa çocuk istismarıyla gündeme gelmiş, her fırsatta kadının çalışma hakkına, eğitim hakkında ve cinsiyet eşitliğine ortadan kaldırılması gereken bir engel gözüyle baktıklarını ifade eden cemaat ve tarikat liderleri ile neoliberal-muhafazakâr trendin kendisine kariyer olukları açtığı kadınlar arasındaki kaçınılmaz çelişkinin artık çok daha açıktan tartışılacağı bir seçim dönemi olacak belli ki. O yüzden AK Parti’li kadınlar kırmızı çizgilerinin tonunu hızlı seyreltebiliyor; “Benim itirazım usule” dönüşleri yapabiliyor. Tam da viraj anında 6284’ü bir ittifak kozu olarak masaya yatıran Yeniden Refah Partisi, “tek başına çıkış” denemesinin karşılığını almış olmalı ki Cumhur İttifakı ile anlaştığı haberleri düşüyor. İlk açılım yıllarının ortağı olamayan siyasi ve ekonomik aktörlerin bir parçası haline geldikleri bütünü değiştiriyor.

KADINLAR ESKİ NÖBETÇİLERİ, YENİ BEKÇİLERİ TANIYOR

Bütün, sadece idealist mantıkta ve soyut matematikten mükemmel bir bütündür. Çelişki içermez, hareket etmez. Parçalar birbiriyle uyumludur; biri diğerinin varlığına aykırı durmaz. Oysa gerçeklik böyle değildir, böyle yaşanmaz. Parçaların kendi içlerinde, birbiriyle ve bütünle girdiği ilişki durağan değil hareketlidir. Parçalar birbiriyle olduğu gibi bütünle de çelişik durabilir, hatta kaçınılmaz olarak çelişirler.

AKP de maddi yaşamın bu diyalektik işleyişinden muaf değil. Sermaye birikimi tutkalıyla birbirine yapıştırılmış parçaları arasında kaçınılmaz çıkar çatışmaları yaşandıkça, tüketim tarihleri dolan daha az kullanışlı parçalar harcanabilir hale geliyor. Kadın politikasının mimari görüntüsünde neoliberal girişimci kadınlardan muhafazakâr-dindar-tarikat ehli erkeklere doğru bir nöbet değişimi yaşanıyor. Bütün iktidara tutunabilmek için çehresini değiştiriyor.

Neyse ki; gerçek eşitlik için on yıllardır mücadele veren kadınlar eski nöbetçileri de yeni bekçileri de iyi tanıyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Kadın kazanımlarına saldırı cumhur ittifakının pro...

Yeniden Refah Partisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşüp prensipler konusunda uzlaşmaya...

Eğitim Sen üyesi öğretmenler hakkında kurulan grup...

Hüseyin Avni Sipahi Ortaokulunda görev yapan eski idarecilerin, WhatsApp grubunda okuldaki öğretmenl...

Satera işçilerinden Cengiz Holding önünde eylem ya...

Cengiz ve Kolin ortaklığıyla kurulan Satera Elektrik işçileri Birleşik Metal-İş Sendikasına üye oldu...