İktidar siyasetinde 'yumuşama' döneminin başladığı ve Türkiye’nin buna çok ihtiyacı olduğu konusu sıkça gündeme geliyor. Peki ya gerçekten öyle mi?

AKP, Kadın politikasının mimari algısından neoliberal girişimci kadınlardan, muhafazakâr-dindar-tarikat ehli erkeklere doğru bir nöbet değişimini gerçekleştiriyor...

Bağda, pandemide yaşamını kredilerle sürdürmek zorunda kalan bir temizlik işçisi. İktidara tepkili: Çiller, 'Ananızım' dedi, anamızı ağlattı. Erdoğan 'Hizmetkarınızım' dedi, bizi hizmetçi yaptı.

Harflerle adlandırılıp, haklarında soyut karakter analizi yapmak yerine, bu kuşağın içinde yetiştiği dönemin özelliklerine bakalım... Ve elbette buna itirazın nasıl büyüdüğüne...

Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği yaptığı açıklamayla, ‘Kadın kelimesi bizimle var oldu’ diyen AKP’li Zengin’e ve AKP yönetenlerine cevap verdi.

Yardımlar adeta yoksulluğa yama yapılırken Prof. Dr. Meryem Koray, sosyal yardımların kadınları güçlendirmediğine ve yardım değil ‘hak’ talep edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Tek adam sisteminin programını oluşturan 100 Günlük Eylem Planı kadınlar bakımından ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan adeta bir “hak kırpma” listesi.

Sadece kime, neden oy vermememiz gerektiğini değil nasıl bir ülkede yaşamak istemediğimizi de gösteriyor, sandıklarımızda birikenler... Gelin onları bir bir açalım şimdi...

AKP’nin iktidara geldiği 2002'den günümüze kadınlarla ilgili veya toplumsal cinsiyet alanında ürettiği siyaset ve söylemi bir zaman tünelinde görmeye ne dersiniz?