Pandemide kadın esnaflar: Eczacı olarak kendi tedbirimizi kendimiz aldık
Sağlık çalışanları içinde yer alan eczacılar da pandemi sürecinin en ağır sonuçları ile karşılaşanlardan oldu. Gazi Mahallesi’nde eczacılık yapan Dilek geçirdiği son 1 yılı anlattı.
Türkiye’nin pandemi ile imtihanında bir yılı doldurmak üzereyiz. Bu süreçten hepimiz çeşitli biçimlerde etkilendik. Pandemi nedeniyle iş yerleri kapatılan esnaf da büyük bir çıkmaz içinde. Biz de dosyamızla bir süredir sesini duyurmaya çalışan esnaflardan bahsedeceğiz. Sultangazi’de kadın esnaflarla bu süreci, neler yaşadıklarını, taleplerini ve güncel gelişmeleri konuştuk. Biliyoruz ki onlarcamız var ama şimdilik birkaçının onların sesi oluşunu aktaracağız.
Dosyamızın üçüncü gününde Eczacı Dilek'in eczanesine konuk oluyor, geçirdiği 1 yılı kendi deneyimleri üzerinden konuşuyoruz…
Kadın esnaf dosyamıza bugün sorularımıza ek kendi de emek vererek fikir çıkardığı, sohbetimizin bir saati aştığı eczacı Dilek ile devam ediyoruz. Diğerlerinden farklı olarak Dilek ile mesleği sebebiyle pandemi sürecini tüm detaylarıyla hatta bizim merak ettiklerimizle değerlendirmeye başlıyoruz. Bizi başından tüm samimiyeti karşılayıp içeri, kendi oturma yerlerine davet edip şöyle söze başlıyor Dilek:
“Bir kadın eczacı olarak çok mutluyum ve mesleğimi de severek yapıyorum. 25 yıldır eczacıyım. İnişli çıkışlı çok şeyler atlattık bu döneme kadar fakat bizi en çok zorlayan bir senesini doldurmak üzere olan pandemi süreci oldu. Hem maddi hem manevi. İnsanlara yardımcı olmaya çalışırken bir yandan da kendimizi korumak zorundaydık. Hem çalışanlarımı hem kendimi korumak zorundaydım. Birçok eczacı arkadaşım da pandemiden etkilendi. Hastalığa yakalananlar oldu. Maalesef birkaç arkadaşım rahmetli oldu. Tanığım insanları bu şekilde kaybetmek zordu gerçekten. Biz tabii grip de olduk yıllarca ama ölümcül olanına bu virüsle karşılaştık. Başta birçokları inanmasa da bizler en gerçekçi şekilde yaşadık/yaşıyoruz. ‘Bu kadar niye korunuyorsunuz, başkalarının abartması’ diyenler oldu.
Çok dikkat ediyoruz biz, şimdiye kadar bize bir şey olmadı ancak psikolojimin çok da iyi olduğunu söyleyemem. Kendi tedbirimizi kendimiz aldık, çalışanlarım genç, başta onları korumak zorundayım. Bu süreçte odamız verilen eğitim, açıklamalar vs. açısından gerçekten iyi bir iş çıkardı.” Tam da burada odalara karşı alınan tutumu nasıl bulduğunu sorduğumuzda “Devlet politikası ile odalarınki farklı. Hatta odalarınki politika değil, doğru olanı yapmak. Hem toplum sağlığı açısından hem meslek hakları açısından doğru olanı yapmaya çalışıyorlar. Zaten odalar olmasa bireysel olarak kendimizi koruyamayız. Belli belirsiz kararlara imza atmak zorunda kalırız. Bu sebeple bizler için koruyucu kalkan diyebiliriz aslında” diyor.
BU SÜREÇ BÖYLE YÖNETİLMEZ
Devam ediyoruz sohbete: “Maske meselesi de olay oldu mesela. Başta insanlar belirsizlik sebebi ile buldukları her maskeyi aldılar. Daha sonra maske dağıtımının sorumlusu yine biz eczacılar oldu. Bu başlı başına bizim kontrol altına alıp çözebileceğimiz bir şey değildi. Devlet satmayacaksın, biz dağıtacağız deyince elimizdekileri de geri verdik, satmadık. İyi ki iade edebildik, o da faturalı iş yaptığımızdan. Devletin yolladığı maskelerde de insanlar sıraya girdi, biz başka iş yapamaz olduk, herkesin telefonuna kod gitmedi, telefonlar başkasının adına kayıtlı olabiliyor sonuçta. Ayrı bir mağduriyet oldu. Beşer tane maske veriyoruz ama her gün dışarı çıkıyorsa hemen bitiyor, neye yetsin. Gidip evde yıkayıp kullananlar oldu mesela, daha riskli bir şeye itildi insanlar. Dışarıya masa, bilgisayar kurup dağıttık insanlara. E sonra birden kesti maskeyi devlet. İnsanlar yine maskeyi satın almak zorunda kaldılar. Hiçbir şeyde istikrar yok cidden. Yönetimde istikrar sıfır, ‘Ben yaparım’ deyip sonra olmayınca kenara çekilmek olmuyor işte.”
“Bence kovid meslek hastalığı kabul edilmeli” diyerek devam ediyor: “Doktorlar öldü. Bu kapsama girmese ne olacak, sigortalı değilse vs. geride kalanlar nasıl faydalanacak? Kesinlikle meslek hastalığı kabul edilmeli.’’
Konu hafta sonu yasaklarına geliyor: “Hafta sonu yasaklarının çok bir şeye yaradığını düşünmüyorum. Denetim eksikliği var. 21 gün tam kapatma olursa, gerçekten uyulursa işe yarayacağını düşünüyorum. Hepimiz bunaldık tabii ama gençlerin iyi eğitim alamadığı bir dönem oldu. Daha da zor bir süreçte olduklarını düşünüyorum, üzülüyorum gerçekten.”
Sohbetimiz esnasında hepimizin bulunduğu koşullardan, işten çıkarmalardan vs. bahsederken son söz olarak şunları söylüyor Eczacı Dilek: “Eczacılar sürekli çalıştığı için ödemeler sürekli devam ediyor. İlaçlarda henüz olmadı ama bir zam bekleniyor. Depolar ilaç vermiyor, zam sonrası çıkaracak. Bu çok kötü bir şey, sağlık bu. Bana en saçma gelen sağlıkta ‘Yok’ demek gerçekten.”
Fotoğraf: Pixabay
İlgili haberler
eczacılar derdini anlatmazsa nereden bileceksiniz!
‘bu yazıda genel olarak eczanelerin durumuna ilişkin sorunları aktarmak , istedim size. yoksa bu kad...
Pandemide kadın esnaflar: Vergileri ertelemesinler...
Bijuterici Derya, Fırıncı Songül, Kuaför Selma. Bu döneme bir şekilde tutunmaya çalışıyorlar. Kimi e...
Pandemide kadın esnaflar: Bıçak kemiğe dayandı
Biriktikçe biriken vergiler, krediler, kira, faturalar, çalışanların maaşı, fahiş malzeme fiyatları....
Sıradaki haber
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.