Toplumsal cinsiyet eşitliğini odağa alarak hazırlanan Mor Masallar kolektif bir çabanın sonucu olarak okurlarla ve dinleyicilerle buluşuyor.

Bir masal derleyicisi ve anlatıcısı olan Suna Çelebi, masal dinletisinin çıkış noktasının birçok kadının gerçekliği olduğunu gösteriyor bize.

Sabahat Akkiraz’ın Happa Nine’nin Masalları ismiyle yayımlanan kitabında, büyükanneden toruna, torundan yeğene aktarılan çocukluk anıları bulunuyor.

Astrid Lindgren, geleneklere ters düşen çocuk masallarıyla bir fark yarattı... Her ne kadar kitapları toplatılsa, basımları engellense de o azmini yitirmedi.

‘Vakti dolan her şey yanıp yok olmaya meyillidir. Dert etme yangını, dert etme ateşi… Sen yangından kalana bak, küllerin arasından çıkacak cevhere bak…’

İki çocuğun aşkı gibi bir şey havalandı göğe doğru. Ebabiller gökte uçtu, gün doğup, gün battı...

Cemre sadece havaya, suya, toprağa düşmemiş insanların yüreklerine de düşmüş...

Şu büyükler gerçekten çok tuhaf oluyordu. 10 yaşındaki bir çocuğun yıldızları, gezegenleri özellikle B612 gezegenini izleme zorunluluğunu bir türlü anlamıyorlardı.

Hepimiz istemişizdir gerçek hayattan bir an için uzaklaşıp kitapların hatta masalların büyülü dünyasına yolculuk yapmayı. Peki ya masal kahramanları gelse bizim sıradan dünyamıza ne olur?

Gaziantep Üniversitesinden kadınlar ‘Piremses masallarına son’ dedi. “Sihirli elmayı da yemem, prense de öptürmem, ev işlerini bıraktım dünya turuna çıktım, aptal değilim ayakkabımı kaybetmem...”