Ekmek ve Gül Ekim 2018 sayısı

Şantiyeden kahvaltı kalırsa, nevresim yeterse...

“Ben kocama ‘evde bir şey yok’ diyemiyorum. O kadar canına kıyan oluyor. Korkuyorum ben de. Sesimi çıkarmıyorum, içime atıyorum, sabrediyorum...”

Sağlık ocağı tamam, sıra yerel seçimlerde

Yerel seçim tartışmaları sürerken kadınlar için bir deneyim: Kadın muhtar adayını destekleyen kadınlar, sokak lambalarını yaktırdı, sağlık ocağı açtırdı. Şimdi sıra kreşte.

Yerel yönetimler sağlığımızı bozuyor

Yerel yönetim seçimleri neden kadınların yaşamını etkiler? İşte yanıtı: Aydınlatmasız sokaklar, kalabalık otobüsler, toplanmayan çöplerin, çocukları götüremediğimiz parklar...

Alerji mevsimi geldi, kendisi gelmesin!

Alerjenler genellikle dış ve iç ortam alerjenleri olarak sınıflandırılır. Alerjenler ülkeden ülkeye, hatta aynı ülke içinde coğrafi bölgelere bağlı olarak değişiklik gösterir.

Bir kadının güncesi

Sabahtan akşama bir maraton, sürekli bir koşturmaca, bekleyen çok, kendime vakitse neredeyse yok... İşte benim güncem...

Kadın kadına çıktık bu yaz tatile

Bu yaz kırdık zincilerimizi, fabrikadan kızlarla tatile gittik. Çocukları da aldık ama kocaları bıraktık. Her zaman erkenden uyuyoruz diye gece gezmeleri yaptık. İlk defa birlikte kafa çektik.

Annelik güzel... mi?

Sağlıklı bireyler yetiştirmemiz gerektiğinin farkındayım, ancak bizler sağlıklı ülke ortamında yaşayamadığımız ve gerek iş gerek eğitim anlamında yeterli bilince ulaşmadığımız sürece bu nasıl olacak?

Dayanışma ile yeniden başladım

Küçük yaşlarda istismara uğrayan, çocukları için ayakta kalmaya çalışan genç bir kadın o. Tanıştığı insanlar ve yolunun kesiştiği kadın derneği sayesinde güçlenmiş. Şimdi o güç veriyor başka kadınlara

Hem öğreten hem hatırlatan dergi

‘Bir buçuk yıldır dergiyi takip ediyorum ve içeriğinden de oldukça faydalanıyorum hele kapak resimlerine bayılıyorum’

Eğitim iyileşmeli, bunu bize borçlular

Bir yandan yaşamımız gittikçe zorlaşırken bir yandan da eğitimin kalitesi düşüyor.

Herkesin tatile geldiği yerde biz daha denize giremedik

Adile Doğan, tatil için gittiği Altınoluk’ta köylü kadınların yaşamlarını yazdı: ‘Herkesin tatil diye geldiği yerde yaz bitecek, daha doğru dürüst denize girmedik.’

Umudumuzu kaybetmiyoruz, kazanacağız!

Sendikaya üye olduk diye kapı önüne konduk. Bize bu hakkı veren devlet 138 gündür nerede? Maalesef devlet de işverenden yana, hatta kolluk güçlerini üzerimize salacak kadar.

Bir masanın etrafında...

Sabahın erken saatlerinde başlayan aşure telaşı... Aslında aşure biraz işin bahanesi, en doğrusunu kadınlar söylüyor: “Herkes kendisi için yaşar hale geldi ama hayat zorlaşıyor yan yana olmak lazım.”

İşitin ayrıkotları

Sevgi ve özlemle anıyoruz...