Büyük tartışmalarla geçen bir seçim sürecinin ardından yeni bir Ekmek ve Gül sayısıyla karşınızdayız. Seçim sonuçlarına ilişkin pek çok değerlendirme, analiz yapıldı, sonuçların gösterdikleri üzerine tartışılmaya da devam edilecek. Ortaya çıkan tabloda kadınların rolünün ne olduğunu da konuşmaya devam edeceğiz. Çünkü görünen o ki kadınlar, hayatlarına kalın çizgilerle çizilen sınırları ittire kaktıra genişletmek istediklerini beyan etmiş durum.
Bu ittirme, sıkışmış yaşamlarda bir nefes aralığı açma ihtiyacının bir göstergesi. Ama yeter mi nefes aralıkları açmak bize? Yetmez... Nedenlerini sayfalarımızda kadınlar anlatıyor.
Kimi sağlık emekçisi... 24 saat nöbetler ve korkunç çalışma koşulları arasında anneliklerinin nasıl sınandığını ve devletin ikiyüzlü “bebek dostluğunu” gözler önüne seriyor.
Kimi metal işçisi... Ağırlaşan yaşam koşullarına uygun bir sözleşmenin kadınların temel ihtiyaçlarını görmezden gelmemesi için nasıl olması gerektiğini tartışıyor.
Kimi belediye işçisi... Seçimin yalnızca “belediye seçimi” değil, iş güvencesi ve insanca çalışma koşulları seçimi olduğunu kendi deneyimleriyle anlatıyor.
Kimi mevsimlik tarım işçisi... Hiçleştirilen yaşamlarındaki en temel insani gerekliliklerin bile görmezden gelinmesinin genç tarım işçisi kadınları nasıl da hayattan alacaklı hale getirdiğini dile getiriyor.
Kimi iş güvenliği uzmanı... Hayat koruması gereken bir işin nasıl da hayati risklerle ve ayrımcılıkla yürütülmeye çalışıldığını ortaya seriyor.
Kimi ise çok farklı mesleklerden, çok farklı kesimlerden kadınların barış için ölenler anısına sürdürdüğü bir futbol turnuvasından anekdotlar anlatıyor bize; barışa uzanan her elin ne kadar da kıymetli olduğunu ve kadınları nasıl kenetlediğini anlatıyorlar.
Her bir hikaye; biz kadınların ittire kaktıra açtığımız nefes aralıklarından çok daha fazlasına ihtiyaç duyduğumuzun bir anlatısı. Peki, bize çizilen sınırları daha da genişletmenin yolu nereden geçiyor? İşte bu soru da, dergimizin temmuz sayısının temel gündemlerinden biri.
Orta sayfamızda işyerlerinin en büyük ama en görünmez sorunu olan mobbinge ilişkin. Kadınların deneyim aktarımlarından kendinizi ve çalışma ortamında yaşadığınız zorbalıkları görüyorsanız, hikayelerin yanı başındaki “Ne yapmalı” da tam size göre olacaktır.
Aynı biçimde son günlerin en önemli tartışmalarından olan nafaka hakkına ilişkin yine bilgilendirici bir yazıyı da dergimizin sayfalarında okuyacaksınız.
Sağlık sayfamız yaz mevsiminin artırdığı sağlık sorunlarına ilişkin. Köye, pikniğe, sahile, havuza, çarşıya pazara gittiğinizde doktorumuzun verdiği tavsiyelere ihtiyaç duyduğunuz an derginiz elinizin altında olsun.
Tarih sayfamız son günlerde genç eylemci Greta’nın lise öğrencilerini harekete geçirerek yeniden gündeme getirdiği iklim krizine dair ilginç notlar aktarıyor. Eunice Newton Foote’un açtığı yolun bugüne neler taşıdığını biraz keyiflenerek biraz da sinirlenerek okuyacaksınız.
Sinema köşemizde yine güzel bir film tavsiyemiz var. Gürcistan yapımı Benim Mutlu Ailem filmi, izleyeni ataerkil bir toplumda nefes almaya çalışan bir kadının hayatına tanık ederken, coğrafyaları bağlayan ve benzeştiren bir şeyin de kadınların nefes aralıklarını genişletme çabası olduğunu gösteriyor.
Mektuplarımız ve kadınların türlü zorluklarla baş etme mücadelelerinden öğrendiklerimizi paylaşma olanağı veren “İçimizden Biri” sayfalarımız size de kendi hikayenizi bizimle paylaşma gücü ve isteği yaratsın isteriz.
Bize yazmak isterseniz işte adresimiz: [email protected]
Gelecek ay görüşmek üzere...
İlgili haberler
‘2019’u kadınlar sırtlayacak’ öngörüsü doğru çıktı...
2019’da kendini gösteren toplumsal itirazı kadınlar sırtlandı! Ama Erdoğan’ın beklentisi yerine gelm...
Endülüs’ün çilek tarlalarında kaçakçılık, tecavüz...
Faslı mevsimlik kadın işçiler, Fas ve İspanya hükümetlerinin ortak tezgahından geçerek, adeta cehenn...
Mobbing kadın işçilere hayatı dar ediyor
Çeşitli işkollarında çalışan kadınlar, işyerlerinde karşılaştıkları mobbingi ve bunun hayatlarını na...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.