Merhaba Ekmek ve Gül okuru canlar. Ben Demirtaş Organize Sanayi’de dokuma fabrikasında çalışan bir arkadaşınızım. Fabrikada 500 çalışan var çoğunluğu kadın işçi. Ben emekli oldum eşim de emekli. Eşimle aldığım maaş maalesef yetmiyor. O yüzden aynı fabrikada tekrardan çalışmaya devam ettim. Bir önceki müdürümüz erkekti ve birçok sorunumuzu gider söylerdik önce kabul etmez bizler sürekli sorunlarımızı dile getirince bazı düzeltmeler yapardı. Bir yıl oldu müdürümüz değişti ve kadın müdürümüz oldu. Doğrusu bizde sevindik hani bu kadındır biz kadınları daha iyi anlar dedik ama maalesef işlerimiz daha da zorlaştı. Cinsiyet fark etmiyor, müdür daha çok patronun çıkarlarını koruyor.
Bir taraftan krizin bütün yükünü biz işçiler çekiyoruz bir taraftan da fabrikadaki çalışma koşullarımızı zorlaştırıyorlar. Biz de müdürümüzü nerede görsek yine yaşadığımız sıkıntıların iyileştirilmesini dile getirdik o da bize en yakın zamanda toplantı yapacağını söyledi ve yaptı da. Çalışma alanımıza yakın olan giyinme dolaplarımızı ve tuvaleti ikinci kata taşıdı, 3\11 olan vardiyamızı 4\12 yaptı geç saatte servisten eve gitmemiz daha sıkıntılı oldu. 45 dakika olan yemek molamızı yarım saate indirdi. Fabrika içine daha önceleri biz işçilerin yoğun isteği üzerine su sebilleri konmuştu, biz de oradan sıcak su alıp evlerimizden getirdiğimiz sallama çayı yapıp sabah simidimizle içiyorduk. Su sebilleri masrafmış ‘kriz var’ diye kaldırıldı. Pazar tatilinde normal işgünü olarak çalışacağımızı ve herkesi hafta içi sırayla tatile çıkaracağını, günü de kendisinin belirleyeceğini söyledi ve öyle yaptı. Bu duruma tepki gösterince bize kapıyı gösterdi; “Artık çalışma sistemimiz böyle. İstemeyen hiç durmasın kapı orada.”
Şimdi düşünüyorum; işçilerin çoğu bizim gibi yaşıyor, çocuk okutuyor... Hele de üniversitede okuyan çocuğun varsa onun masrafı bir evin geçimi kadar, yetiştiremiyorsun... Kriz var “işsiz kalırım” diye bütün bu olanlara sessiz kalıyor insanlar. Patronlar çok sıkışınca konkordato ilan ediyor. Bu kadar sorunla boğuşmaktan aile hayatımız bitiyor. Peki ne yapalım? O kadar çok doluyum ve yoruldum ki biz nereye ne ilan edelim siz söyleyin?
İlgili haberler
‘Aynı gemide değiliz, o köşklerde biz Tarlabaşı’da...
İstanbul Tarlabaşı’da yaşayan kadınlar TL’deki değer kaybının pazara ve mutfağa yansımasını anlattı.
Gemi aynıysa herkes dikkatli olsun!
Elin baltasıyla ağacınızı keserseniz, hem baltadan olursunuz hem ormanınızdan. İşte ‘döviz terörü’ d...
Asgari ücrete zam geldi, bize kapı göründü
İkitelli’de bir fabrika işçisi Güler, asgari ücrete gelen zamla iş yerlerinden işçi çıkartmaların ar...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.