OHAL’in kadın hali
KHK ile yaşamları altüst edilen kadınlar, ihraç edildikten sonraki yaşamlarını anlatıyor. Hepsinin başka hikayeleri var, ortak görüşleri ise ekonomik bağımsızlıklarını kaybetmenin çok ağır olduğu.

Yaklaşık 2 yıldır süren OHAL’le birlikte hayatımıza giren KHK’larla bugüne kadar 100 binden fazla kamu emekçisinin işine son verildi. Bunun yaklaşık yüzde 20’sini kadınlar oluşturuyor. Ama yaşanan zorluklar, yılgınlıktan ziyade direnci büyütüyor.
KHK ile ihraç edilmiş dört kadın emekçiyle buluştuk, bir gecede değişen yaşamlarını konuştuk. Bunca zaman eşlerine de ailelerine de ekonomik bağımlılıkları olmayan kadınlar bir gecede en önemli özgürlüklerinin ellerinden alındığını ve çalışma hayatının dışına itildiklerini anlatıyor.

KADINLAR İÇİN İKİ KAT AĞIR
İhraç edilmeden önce felsefe öğretmenliği yapan Nuray, şimdi ama İnsan Hakları Derneğinde çalışıyor. Bunca zaman kendi ayakları üzerinde durmuş, şimdi de kendi emeğiyle geçiniyor. Evli olan bir çok arkadaşının eşlerine, evli olmayanların ise ailelerine bağımlı yaşamak durumunda kaldığını aktarıyor ve ekliyor: “Benim ailem de ‘Gel biz sana bakarız’ dedi. Toplumun kadını sıkıştırmaya çalıştırdığı cendereden bir şekilde çıkıyorsunuz. Sonra aynı cendereye tekrar sokmaya çalışıyorlar.” Erkeklerin, kendilerini geçindirecek işler konusunda daha fazla alternatifi olduğunu belirten Nuray, aynı durumu yaşayan erkek arkadaşlarının kadın olarak KHK mağduru olmanın iki misli zor olduğunu görmezden gelebildiklerini ifade ediyor.
Sohbetimize katılan kadın emekçilerden bir diğeri ihraç edilmeden önce açığa alınmış. “OHAL olmasa belki şu an evliydim” diyor. Bu dönemde nişanlısından ayrılmış. Nuray’ın bahsettiği gibi erkeklerden daha zorlu bir mücadele veriyor o da. Şu an çalıştığı yerin bir odasında ikamet etmek zorunda kalmış. İsmi bizde kalsın ama yaşadıklarını bilelim istiyor.

AĞIR GELİYOR BANA...
Konuştuğumuz kadınlar arasında evli ve çocuk sahibi olanlar da var. Mesela Filiz. “Çoluk çocuk var, bunca yıldır kendi paranı kazanıyordun, şimdi durum nasıl?” diye sorduğumda yanıtı “Evi eşim idare ediyor ama bu durumda olacağıma ölseydim” oluyor. “Eşimden şikayetçi olduğumdan değil, birilerinin makam mevkii sevdası uğruna doğru bildiğimi yaptığım ve söylediğim için mesleğimden men edilmem ağır geliyor. Öğretmen olabilmek için zaten büyük bedeller ödedik. Çok çalıştık iyi puanlarla atandık. Şimdi de öğretmenliği layığı ile yerine getirdiğimiz için men edildik” diyor.
Bu süreçte etrafındaki insanları daha iyi tanıdığını belirtiyor Filiz; “Herkesin tanıdığı, bildiği Filiz değişmedi ama etrafımdakiler değişti. Bu durum bana rahatsızlık vermiyor bilakis yüklerimden kurtulmuş oldum.”
Evrim sınıf öğretmeniydi. İhraç edildiğinde bebeği daha 48 günlükmüş. Yaşadıklarının “büyük bir haksızlık olduğunu” söylüyor. “Kadınların ekonomik özgürlüğünün olması ve çalışması çok önemliymiş. Bu süreçte daha iyi anladım. 14 yıllık öğretmendim ve o dönem daha kolaydı her şey. Bir çocuğum var, onun ihtiyaçlarından kısmıyorum ama kendi ihtiyaçlarımı kısıtlıyorum” diye anlatıyor yaşadıklarını. Bu süreçte ailesi de kendisine çok destek olmuş.
OHAL’in KHK’ların mecburen yarattığı bu kadınlık halleri ve zorluklar yazmakla bitmez tabii. Sohbet ettiğimiz kadınların söylediği gibi zaten kolay olmayan hayatlar bir de OHAL kıskacına giriyor. Fakat bunca hal içerisinde her türlü zorluğa karşı direnmeye devam ediyor kadınlar.

İlgili haberler
OHAL’de kadınlar yalnız bırakıldı, eve kapatıldı,...

OHAL, bir çok yönüyle tartışılmaya devam ederken kadınlar OHAL’i nasıl yaşıyor, yaşadıkları zorlukla...

OHAL VE KHK’lere karşı yaşasın dayanışma!

KHK’lerle mesleklerinden ihraç edilen eğitim emekçileriyle dayanışma kermesi ve şenliğinde buluştu....

OHAL'de kadınlık halleri

1 yıldır süren OHAL koşulları altında kadınlar neler yaşıyor? KESK MYK üyesi Elif Çuhadar ve Avukat...