Münevver: Onun tutsaklığı benim özgürlüğüm oldu
'Korkmuyorum. Çünkü yarın o adam çıkınca arkamda Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin olduğunu biliyorum.'

Münevver 31 yaşında 4 çocuk annesi bir kadın. Çocuk yaşta “gelin” olarak girdiği evde yıllarca ölüm kalım mücadelesi vermiş. Eşinin cezaevine girmesiyle yaşadığını hissetmeye başlamış. Bunu “Onun tutsaklığı benim özgürlüğüm oldu” sözleriyle anlatıyor.
Ağrı’da çobanlık yapan bir ailenin 10 çocuğundan biri Münevver, kendisi gibi çobanlık yapan bir adamla 14 yaşında kaçarak evlenmiş. Aslında ağabeyinin evliliğinin karşılığında berdel verilmemek adına ilk tanıştığı adamla gitmiş. Eve geri gönderseler de aile büyüklerinin araya girmesiyle kendini evli bulmuş: “İki göz evde kalabalık yaşıyorlardı, daha 1 aylık evliydim. Eşim benden çorap istedi, yanlış çorabı getirdim diye dayak yedim. 2005’ten 2017’ye kadar ölesiye dayak yedim. Boğazımdan kemerle kapıya bağlanıp köpek muamelesi görüyor, istediği suyu hazırda tutmadığım için kollarımdan bacaklarımdan dişlenerek eziyet görüyordum. 15 yaşında anne oldum. İlk gebeliğimde kazma sapıyla dövdü, düşük yapacağım diye bekliyordu herkes ama doğurdum bir şekilde.”

Ailesi 9 yıl boyunca konuşmamış kaçarak evlendiği için, komşuların yaşadığı şiddeti ailesine anlatmasından sonra gelmişler kızlarının yanına. Çoğu kez şiddet yüzünden ailesine sığınmış Münevver, ailesi “Çocuklarını bırak gel” demiş ama o çocuklarından ayrı kalamamış. Çoğu zaman da gördüğü şiddeti saklamak zorunda kalmış.

ÇOCUKLARI DA ŞİDDETTEN NASİBİNİ ALDI

Geçirdiği trafik kazasından sonra eşine 3 ay çocuk gibi baktığını anlatıyor Münevver. “Önce tövbe etti ‘Artık sana el kaldırmayacağım’ diye. Sonra öyle olmadı tabii. Hurdacılık yaptı bir dönem. El arabasının tekeri kırıldı diye sinirlenip arabayı parçaladı. ‘Neden böyle yapıyorsun?’ demenin bedeli, kaburgalarımın 3 yerden kırılması, vücudumun her yerinin bıçakla kesilmesi oldu. Evin arka bahçesinde 2 gün boyunca bayıltana kadar dövdü. Üzerime sıcak bir sıvının dökülmesiyle uyandım. Defalarca üzerime işeyerek beni ayılttı. Ailesi araya girmeye çalıştıkça daha şiddetli dövüyordu. Uyumasını fırsat bulup kendimi kaynanamlara attım.”

2 gün boyunca kaynanasının evinde saklanıp sonra büyük kaynının yanına gitmiş. Eşine geri göndermeye çalışmışlar, kaçıp komşusunun yardımıyla babasının yanına gitmiş. Darp raporu alıp şikayetçi olmuş. Ama çocuklarına da şiddet uyguladığını öğrenince geri dönmek zorunda kalmış. “Ben babamlardayken arka bahçeyi kazıp büyük oğlumu çukurun içine koymuş zorla. Üzerine toprak atıp soğuk su dökmüş, çocuğumu diri diri gömmeye çalışmış.” 11 yaşındaki oğlunun yaşadığı şiddeti duyunca gene dönmüş işkencehaneye. “Bunu büyük oğluma 2 kez yaptı. Kızımı sürekli dövüyordu. En küçük çocuğum 40 günlükken beşikle kaldırıp duvara vurdu” sözleriyle çocuklarının yaşadığı şiddeti de anlatıyor.

‘KOMŞUYA ‘DERS VERMEK’ İÇİN ÇOCUĞUNU İSTİSMAR ETTİ’

Evliliği boyunca 5 kez şikayetçi olup, bir süre sığınmaevinde kalmış, oğlunun yaşı yanında kalmasına uygun olmadığı için oradan da çıkmış. 3 şikayetinden toplamda 2 yıl cezaya çarptırılmış eşi. Ama tutuklanma hikayesi bambaşka. “Kayınvalidemin komşusuyla yaşadığı bir tartışmadan sonra ‘Kavga ettiği kadına dersini vereceğim’ dedi. Beni o gün zorla babamın evine gönderdi. Akşamında beni almaya gelmeyince büyük ağabeyine ulaştım. Eve döndüğümde duyduğum şey kanımı dondurdu. Komşumuzun 12 yaşındaki kızını istismar etmiş. Neymiş; komşumuza unutamayacağı bir ders verecekmiş. 2017’ydi tutuklandığında, benim şikayetlerimle toplam 10 yıl ceza aldı.” Eşi tutuklandıktan sonra nefes almaya başlamış Münevver. Çocuklarıyla yediği kuru ekmeğin bile verdiği mutluluk gözlerinden okunuyor.
Bu olaydan bir süre sonra ona ve çocuklarına yapılan suçlamalar yetmezmiş gibi dayak da yemeye başlamış eşinin ailesinden. Yaşadığı yoksulluğun giderek artmasıyla bir gün çocuklarını da alıp şehrin merkezinde bir eve taşınmış. Uzunca bir süre ev işlerine gitmiş, bağ bahçe işlerinde çalışmış. Gece gündüz demeden tamamen güvencesiz, ne iş bulsa yapmış, evini geçindirmek, çocuklarını okutmak için.

“Ben tek başıma bakkala bile gidemez, evimden uzakta bir yerde yolumu bulamazdım. Hapsolduğum o bahçede kör, sağır, dilsiz gibiydim yıllarca” sözleri Münevver’in yaşamının 12 yılının özeti.

SIRTINI DAYADIĞI DUVAR: KADIN DERNEĞİ
“Kızımın kalbi delikti, sürekli doktora götürüyordum, başka sorunlar da vardı. ‘Tedavi olmazsa en fazla 18 yaşına kadar yaşar’ dedi doktor. Ameliyatını da büyük şehirlerde yaptırmak gerekince İstanbul’a geldik bir yardım kuruluşunun desteğiyle. Gebze’de harabe gibi bir ev bulduk, lavabolarından fareler çıkan. Hem ucuzdu hem de kızımın ameliyat olacağı hastaneye yakındı” diyor. Üzerinde yatacak bir şeyleri olmadığından yerde yatmışlar bir süre. Komşuları yaşadıkları yoksulluğa tanık olunca el birliğiyle dizmişler evi. Kızının ameliyatını da yaptıran Münevver köprülerde su ve çorap satarak devam ettirmiş yaşamını. Bir de eşi cezaevinde olduğu için aldığı hükümlü maaşıyla. Evdeki rutubet ve pislikten dolayı bir süre sonra Esenyalı’ya taşınan Münevver, “Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine, Adile ablaya ne kadar teşekkür etsem az, ekmek dağıtılıyormuş dediler ekmek almaya geldim, sırtımı yaslayacağım bir duvar, güven hissedebileceğim bir yer buldum” diyor.   
‘KORKMUYORUM, ARKAMDA KADINLAR VAR’

Eşi cezaevinden, “Çıkınca izini bulacağım zaten cezaevinde yatmaya alıştım, seni öldürüp tekrar yatarım” sözleriyle tehdit etmeye başlayınca telefonlarına cevap vermemeye başlamış Münevver. Devam ediyor: “Evet korkuyordum çıkınca izimi bulur bana ve çocuklarıma zarar verir diye, dernektekilerle konuşunca rahatladım. Gizlilik kararı çıkartabileceğimi, nasıl dava açacağımı, nereye başvuracağımı buradan öğrendim. O zamanlar bilseydim bunları bu kadar eziyeti çekmezdim. Ama diyorum ya korkmuyorum. Çünkü yarın o adam çıkınca arkamda Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin olduğunu biliyorum.”

Görsel: Freepik

İlgili haberler
Hoş geldin Menekşe!

Menekşe… 12 yaşında evlendirilmiş, altı çocuğuyla yıllarca şiddet sarmalının içinden bir çıkış aramı...

Pandemi döneminde kadın | Esenyalı Kadın Dayanışma...

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği'nden Adile Doğan, Zahide Kiper ve Hanima Kızıltaş ile pandemi döne...

8 Mart’tan 1 Mayıs’a Mücadelemizde Bahar Temizliği

Mücadele sadece patronlara karşı değil, kapitalist sınıfın bir uzantısı haline gelen sendikal bürokr...