Dördüncü sınıfa giden oğlumun yeni eğitim-öğretim yılı başlayınca okul aile birliği, yeni bir sınıf ve eşyalar için öğrenci velilerinden ‘bağış parası’ diye bir para istedi. Veliler, aralarında kurdukları bir whatsapp grubu ile hemen hızlı bir şekilde bu paraların verilmesi için seferber oldular. Benim ülkemde bu işleri devlet yaptığı için ve burası da bir devlet okulu olduğu için bu durumu yadırgadım. “Bizler nasıl ki evimize bir eşya alınca ya da evi boyatınca komşulardan para toplamıyorsak -çünkü ev sahibi biziz- bu okulun da sahibi devlet ve bu işleri yaparken bizden para toplamamalı” diye gruba belirttim.
Velilerden büyük tepki aldım; çocuklarını düşünmeyen sorumsuz veli ilan edildim, beğenmiyorsam ülkeme geri dönmem söylendi. Fakat yılmadım, ısrarla onlara bu işlerin veliler değil devlet tarafından yapılması gerektiğini söyledim. Birkaç veliyi yanıma almayı başardım ve okul aile birliğine bu parayı vermeyeceğimizi söyledik. Okul aile birliği de “Madem vermiyorsunuz o zaman bütün ihtiyaçlarımızı (boya, dolap, kapı vs.) kendi çabalarınızla yapın” dedi. Okulun en kötü sınıfını bize gösterdiler. Kapı kolunun bile tava sapından olduğu, boyasız dolapsız bir sınıfla karşı karşıya kaldık. Bu saatten itibaren mücadelemiz başka bir boyuta taşındı.
Artık bu işin bir geri dönüşü yoktu. Milli Eğitimden belediyeye, muhtardan köy derneklerine kadar bir sürü kurum dolaşarak çözüm aramaya başladık. Fakat her gittiğimiz yer, bir başka yeri işaret ederek konuyu üstünden atmaya çalıştı. Hiçbir kurumdan yardım alamayınca mahalle esnafını dolaştık ve onların yardımı ile sınıfımızın bütün ihtiyaçlarını karşıladık, bir kısmını da veliler kendi çabaları ile yaptı.
Varmak istediğimiz sonuç bu değildi. Bu bireysel bir kurtuluş oldu, ama o sınıfın velileri bir yandan aslında ne kadar sahipsiz olduklarını, eğitim sisteminin içinde bulunduğu kötü durumu görürken, diğer yandan mücadele etmeyi, itiraz etmeyi, yardımlaşmayı başardılar. Bu çabamız okul aile birliği tarafından ayakta alkışlandı. Veliler beni bir süper kahraman gibi görmeye başladı. Fakat farklı olan ben değildim, farkında olmayan onlardı ve biz bir farkındalık yarattık.
İlgili haberler
İki saatlik okul yolu, hem cebi yakıyor hem ruhu
Üniversiteli kadınlar dertlerini yazıyor. Okurken aynı zamanda çalışmak zorunda olduklarını anlatıyo...
GÜNÜN RAKAMI: Dünyada 264 milyon çocuk eğitimden y...
UNESCO, Küresel Eğitim İzleme Raporu’nu yayımladı. Dünya genelinde 264 milyon çocuğun özgün eğitimde...
Yardım değil hak: Sovyetlerde eğitim ve sağlık
Sovyetlerde eğitim ve sağlık nasıl parasız bir kamu hizmeti haline geldi? Bu değişimler kadınların y...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.