Ve yine geldi çattı kış ayları... Okullar açıldı, memleketten dönüldü, tatiller bitti, soğuklar arttı ve herkes kapalı alanlara kapandı.
Yaz aylarını nispeten daha sakin geçiren sağlık kurumları burnu tıkanan, sümüğü akanlarla dolup taşıyor.

Geçtiğimiz 10 yıl boyunca tüm dünyayı savurup geçen, yok tavuğu, yok domuzu, yok insanı bir çok tipi olan ve bir grup insanı kırıp geçiren şu grip ne ola ki?
Grip, influenza virüsünün, solunum yoluna yerleşerek, burada çoğalıp hastalığa neden olan, hastanın hapşırması ya da öksürmesi sonucu başkalarına geçen, bulaşıcı bir hastalıktır. Virüs, vücuda girdikten 1-2 gün sonra hastalığın belirtileri görülmeye başlar. Yerleştiği yerde çoğalmaya başlar, daha sonra başka yerlere de yayılarak bütün vücudu etkiler.
Grip, her yıl bir çok insanın ölümüne bile yol açabilen ciddi bir hastalıktır. Yılın bir iki ayı mutlaka salgın olarak ortaya çıkar. Her yüz kişiden en az 10’u bu hastalığa yakalanmaktadır. Sağlıklı kişilerde 10 gün içinde iyileşen bu hastalık, bağışıklık sistemi zayıf ya da hasta olanlar için çok tehlikeli olabilir.

ÜŞÜTME GRİBİN NEDENİ DEĞİLDİR

Çok kolay ve hızlı bulaşan bir enfeksiyondur. Kişi hapşırdığında ya da öksürdüğünde virüs, su damlacıkları halinde havada yayılır. Aynı ortamda bulunan kişilerin bu havayı solumasıyla virüs burundan solunum yollarına girer ve buraya yerleşir. Böylece sağlıklı kişi de bu enfeksiyonla tanışmış olur. Bu virüsün az bir miktarı bile gribe yol açabilir. Vücuda girdikten sonra ortalama iki gün kuluçka süresi vardır. Bu süre kısa olduğundan çok çabuk yayılır. İşte tam da bu sebeple evde bir kişi hastalanırsa, özellikle çocuklar ve düşkün hasta ve yaşlılar bu virüsle karşı karşıya gelir, hızlı bulaşma ile onlar da hastalanır. Yani toplumda sanılanın aksine ‘üşütme’ bu hastalığın nedeni değildir.

HALSİZLİK, AĞRI, ATEŞ...

Virüs, vücuda girdikten yaklaşık iki gün sonra belirtileri ortaya çıkar. Kişi, aşırı derecede halsizdir. Grip geçtikten sonra bile bir kaç hafta bu halsizlik devam eder. Ateş 38-39 dereceye yükselmiştir ve titreme görülür. Bunlara genellikle sürekli baş ve karın ağrısı eşlik etmektedir. Hastanın günlük işlerini etkileyecek düzeydedir. Kuru bir öksürük görülür. Bunların dışında, eklem ve boğaz ağrıları, iştahsızlık, burun akıntısı, hapşırma, baş dönmesi de görülebilir. Çocuklarda bu duruma kusma ve ishal eşlik edebilir. Bu belirtiler, görülmeye başlandıktan yaklaşık 7-8 gün sonra azalır ve ortadan kalkar.

İYİ BESLENMEK VE DİNLENMEK ŞART

Gribin kesin bir tedavisi yoktur; virüsün neden olduğu bulguları ortadan kaldırmaya yönelik tedavi uygulanır. Tedaviye belirtiler ortaya çıktıktan hemen sonra başlanması çok önemlidir. Böylece belirtiler şiddetlenmeden ortadan kaldırılabilir ve hastalığın süresi kısalır. Bu zaman içinde, beslenmeye biraz daha fazla dikkat etmek gerekir. Grip hastalarının mutlaka dinlenmesi gerekir. Bol sulu besinlerle beslenmek iyileşmeyi hızlandırır.
Toplumda antibiyotik kullanımının gribi iyileştirdiği düşüncesi vardır. Bu çok yanlıştır çünkü antibiyotikler virüse etki etmez. Ayrıca sıklıkla antibiyotik kullanmak, bakterilerin direnç kazanmasına neden olur.

AŞI YAPTIRIN!
Gribe yakalandığınızda kendi sağlığınız ve toplum sağlığı için bazı şeylere dikkat etmelisiniz;
- İşinize birkaç gün ara vermeniz, istirahat etmeniz, öpüşmekten uzak durmanız gerekir.
- Sık sık elinizi sabunlayın ve başkalarının eşyalarıyla temas etmekten kaçının.
- Mecbur kalmadıkça, toplum içinde kalabalık yerlerde bulunmamaya özen gösterin. Özellikle bebek, çocuk gebe ve yaşlılardan uzak durun. Kreşler, okullar, acil servis koridorları grip ve diğer enfeksiyon hastalıklarının bulaşması için çok uygun alanlardır. Hastalandığınızda bu alanlardan uzak durun.
- Yattığınız odayı her sabah havalandırın.
- Temiz ve sağlıklı gıda tüketmeye bol su içmeye gayret edin.
- Veee her yıl bir önceki senenin parainfluenza virüsünden elde edilen grip aşınızı eylül-ekim aylarında mutlaka yaptırın. Bu aşı gribe yakalanmanızı önler, önleyemezse de hafif geçirmenizi sağlar.