Biz veliler ayaklansak, bu sistemi değiştirmezler mi?
Eğitim sisteminde yapılan değişiklikler öğrenciler ve velilerinin, en çok da annelerinin en önemli gündemi. Ve sadece muhalif olanlar değil AKP’ye oy verenler tarafından da tartışılıyor. Nasıl mı?

Eğitim sisteminde yapılan değişiklikler öğrenciler ve velilerinin, en çok da annelerinin en önemli gündemi. Üstelik bu mesele sadece hükümete muhalif olanlar değil AKP’ye oy verenler tarafından da tartışılıyor.
Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneğinin çalışmaları sırasında tanıştığımız AKP’li bir kadının evindeki akşam buluşması sırasında yaptığımız sohbet de bu düşüncemizi doğrular nitelikteydi.

Bir araya geldiğimiz kadınların çocukları aynı sınıfta olduğundan söz dönüp dolaşıp eğitime geliyor. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın hemen o gün “Birçok velinin yeni sistemden memnun olduğu” yönündeki açıklamalarını hatırlatıyorum. Kadınların tamamı ise yeni sistemin ne olduğunu anlayamadıklarını söylüyor. “Takip etmeye çalışıyoruz, ama bizim çocuklar sınava girene kadar bu iki yılda kim bilir daha neler değişecek” diyorlar. Adrese dayalı yerleştirme sisteminde çok fazla haksızlık olabileceğini düşünüyor iki çocuk annesi Ebru ve soruyor: “Mesela biz veliler ayaklansak, ses çıkarsak bunu değiştirmezler mi?”

ÇOCUĞUMUN HAYATINI YAKMIŞIM MEĞER!
Eğitim konusunda en dertli olan Kader abla. “Nasıl bir eğitim sistemi olmalı?” sorusuna ilk o yanıt veriyor: “Eşit olmalı!” Kader abla, burka (çarşaf) giyen, kendi arkadaş çevresi dışında başka çevrelere girmeyen bir kadın. Geçtiğimiz yıl iki çocuğunu da imam hatibe göndermişti. Hatta etrafındaki pek çok kadına “Çocuklarınızı imam hatibe gönderin” diye salık veriyordu. Fakat bu yıl büyük kızını imam hatipten aldı. “Ne oldu da vazgeçtin imam hatipten?” diye sorunca “Çocuğumun ahlakı bozulmasın, benden uzaklaşmasın diye, evime en yakın imam hatibe gönderdim. Sonra fark ettim ki ne kadar başarısız çocuk varsa hepsini imam hatiplere koymuşlar. Din dersleri çok ağır. Çocuğum ilk kez bir sınavdan 60 aldı, ben de gittim müdürle konuşmaya. ‘Çocuğunuz çok iyi. Bu sınavdan 60 alan yok!’ dediler. İşte o an anladım, çocuğumun hayatını yakmışım meğer.”

Fidan’ın ise ortaokula giden bir oğlu ve ondan küçük bir kızı var. Ev işlerinden, sürekli koşturmaktan, ayağında çıkan nasırdan şikayet ederken, “Erkeklerin belli bir işi var gidip geliyorlar bizimse ne işimiz bitiyor ne mesai saatimiz” diyor. Oğlu derslerinin çok iyi olduğunu belirterek, ekliyor: “Geçenlerde bakan televizyonlarda ‘nitelikli okul’ dedi ya, o gün bugündür oğlum soruyor ‘Anne ya ben nitelikli okula giremezsem ne olacak’ diye. Vallahi ne diyeceğimi şaşırdım. Bu kadar zorluğa katlanıyoruz çocuklarımız için ama her şey çok belirsiz.”

SADECE ÇOCUKLAR ETKİLENMİYOR
Eğitim sisteminde yapılacak değişikliklerin kendilerine sorulmamasından şikayetçi hepsi. “Keşke sorulsa... En azından anket yapsalar, biz de fikrimizi söyleyelim” diyor içlerinden biri. Kader abla ve hemen yanımda oturan Ebru önce “Bu işin yönetimle alakası yok. Ak Parti’den öncesi de var. Eğitim sistemi hep kötüydü” diye savunmaya geçiyor. Peki, son 15 yıldır bu kadar değişikliğe rağmen neden sorunlar çözülemiyor? Kader, “Temel bozuk o yüzden” diyor. Bu temeli bozuk binada bizi yönetenlerin çocukları eğitim görmüyor mu peki, diyorum bu sefer. Kaşlarını çatıyor, “Hayır, onların çocukları en iyi kolejlerde, özel okullarda okuyor.”

İki saat boyunca süren sohbetimiz bir şey gösteriyor; eğitim sisteminde yapılan en ufak bir değişikliğin, kadınların hayatındaki etkisi büyük oluyor. Çoğu ilkokul, ortaokul mezunu olan kadınlar, çocuklarıyla oturup ders çalışmak zorunda kalıyor ve çocukları başarısız sayıldığında da en çok kendilerini sorumlu tutuyorlar. Çünkü baba da, öğretmenler de, toplum da bunu söylüyor. Sürekli kurulan “Çocuğum benim gibi olmasın” cümlesinin altında biraz umutsuzluk, biraz da korku var. Peki, umut? Olmaz mı hiç... Sohbetin başında Ebru’nun sorduğu; “Mesela biz veliler ayaklansak, ses çıkarsak bu sistemi değiştirmezler mi?” sorusu varını yoğunu çocuğunun geleceği için harcayan kadınların gerekirse harekete geçmekten çekinmeyeceklerinin bir göstergesi.

İlgili haberler
GÜNÜN RAKAMI: Eğitimde gidişat özelleşme ve imam h...

Rakamlar tabloyu gözler önüne seriyor; eğitimde özelleştirme ve imam hatipleştirme kat kat artarken...

Çocuklarımızın eğitimi için endişeliyiz

Eğitimde ‘reform' süslemesiyle sunulan müfredat değişiklikleri aileleri endişelendiriyor. Çocuklarıy...

Çocukların eğitimi, eğitimcilerin iş güvencesi ned...

‘Çiğli’de okul servisinde unutulduğu için ölen Alperen, üzerine lavabo düşerek ölen Efe’den hiç mi d...