2020 yılının ilk aylarından itibaren hayatın her alanını maddi ve manevi olarak etkileyen pandemi süreci devam ediyor. Bu süreci en yakıcı şekilde yaşayanlarsa yine kadınlar oluyor. Bir yandan evin ekonomisini idare etmek zorunda kalan kadınlar diğer yandan mart ayından bu yana kapalı olan okullarına gidemeyen çocuklarıyla tüm gün ilgilenmek zorunda kalıyor. Biz de tüm bu süreci Etimesgut İlçesine bağlı Oğuzlar Mahallesi’nde kadınlarla konuştuk.
ÇOCUĞUMU SANAYİYE YOLLAMAK ZORUNDA KALDIM
Şenay ve kız kardeşi ile parkta tanışıp yanlarına oturuyoruz. Şenay “Ben site görevlisi olduğum için bodrum katında kapıcı dairesinde havasız, basık bir evde oturuyorum. Kira, elektrik, su faturası ödemiyorum. Yiyecek masrafımızı bir asgari ücretle karşılamaya çalışıyoruz. Kira ödesem onu da alamam. Ben çocuğumu 16 yaşında sanayiye yollamak zorunda kaldım. Eve eli yüzü kir pas içinde geliyor. Param olsa bende veririm çocuğumu özel okula okuturum ama yok. 100 lirayla pazara gidiyoruz, 2-3 parça şey alıyoruz. Hayat çok zor. Üzerimizdeki kıyafetleri de sitedekiler veriyor çoğunlukla. Halk ekmeğin fiyatını bile 1 lira yaptılar. Pandemi yardımı dediler ama ben o yardımlardan bir kez bile alamadım. Benim iki çocuğum var. Biri 16 yaşında okulu bırakmak zorunda kaldı, sanayide çalışıyor. Diğeri 5. sınıfa geçti. Derslere EBA üzerinden giriyor ama o da yoğunluktan dolayı sıkıntı çıkarıyor. Sistem çoğu zaman çöküyor. Çocuğu dersin başına zorla oturtuyoruz. Özel okullar bundan pandemiden etkilenmiyor mu? Oradaki çocuklar hasta olmuyor mu? Hastalık sadece devlet okullarında okuyanlara mı geçiyor? Neden önceden devlet okullarında da önlem almıyorlar” diye isyan ediyor.
‘ENGELLİ ÇOCUĞUMUN EĞİTİMİ YARIM KALDI’
Yanımızda oturan kız kardeşi ise engelli çocuğunun yaşadığı sıkıntıyı anlatıyor bize: “Benim derdim para değil, benim 5 yaşındaki oğlum engelli.Daha konuşamıyor, hastaneye götürmem gerekiyor, götüremiyorum, özel eğitim alması gerekiyor. Eskiden devletin özel eğitim merkezlerine götürüyordum ancak o da artık pandemi nedeniyle haftada 1 saate düştü. Bu çocuk zaten konuşamıyor, davranış bozukluğu var, bunların eğitimini alması lazım. Ben evde bunları karşılayamıyorum. Gözüm sürekli üzerinde, oğlumla ilgilenmekten başka hiçbir işe vakit ayıramıyorum. Benim eşimin annesi babası yok. Yanımızda çocukla sadece ben ilgileniyorum. Kaymakamlığı aradım, dernekleri aradım yardım için, sigortamız var diye yardım etmiyorlar. Bana para vermesinler, çocuğumun gelişimi için gidebileceği bir merkeze yönlendirsinler istiyorum. Sadece eşim çalışıyor asgari ücretle, onunla zaten zar zor geçiniyoruz. Özel kreşlere bakım evine gönderemiyorum. İlçenin aile yaşam merkezi var şu anda açık ama benim çocuğumu almıyorlar engelli olduğu için. Diğer çocuklara zarar verir, başına bir iş gelir diye sorumluluk almıyorlar.”
‘MEMLEKETTEN GIDA DESTEĞİ GELMESE NE YAPARDIK BİLMEM’
Sitenin bahçesinde karşılaştığımız Satı’nın eşi sanayide çalışıyor, iki çocuğu var. Çocukların biri liseye yeni başlamış, diğer ortaokulda okuyor: “Çocuklar 2 ay boyunca EBA’ya giremedi. Çünkü evde internet yoktu, evdeki telefonlar yetersiz geldi, bilgisayarımız yoktu. Eşim o süreçte yeni işe girmişti. Gıda fiyatları bir anda uçtu, ekmeğe zam geldi. Biz hem okul konusunda hem de ekonomik anlamda çok zorlandık. Maskeler önce devlet tarafından verilecek dendi sonra iptal edildi, evde kendimiz maske dikmeye başladık. Kolonya fiyatları arttı, onu bile almakta zorluk çektik. Erzak almakta zorlandık ama bizim Tokat’ta kayın pederim var. O bize memleketten gıda yardımı yaptı. O olmasaydı gerçekten çok daha zor durumda kalırdık. Eskiden bu mevsimlerde kış hazırlığı yapardım ama bu sene onu da yapamadım. Dolaba hiçbir şey koyamadım. Kış bizim için çok daha beter olacak.”
‘EV EŞYASINI SATIP GEÇİNMEYE ÇALIŞAN VAR’
Mahallede bir sitenin yöneticisi olan bir kadınla sitede oturan diğer kadınların karşılaştığı sorunlar üzerine sohbet etme imkânı bulduk. Yönetici olduğu için bütün dairelerle ilişkisi olduğunu ve kadınlarla sık sık yüz yüze gelip sıkıntılarını dinleyip çözüm bulmaya çalıştıklarını söyleyen kadın yönetici şöyle anlatıyor:“Kadınların yaşadığı en büyük sıkıntı çocuklarının durumu. Bizim sitede 70’e yakın çocuk var, bütün yaz dönemini site bahçesinde oyun oynayarak geçirdiler. Okul çağındaki çocuklar okuldan kopmuş durumdalar. Şimdi en büyük sıkıntı derslerin başlamasına rağmen çocukları bahçeden koparıp EBA üzerinden verilen eğitime katmaya çalışmak oluyor. Kadınlar çocuklarına ders çalıştıramadıklarını söylüyorlar. Diğer bir sorun; her evde bilgisayar yok, olsa bile birden çok çocuğu olanlar hangi birine yetiştireceklerini şaşırıyor, telefondan takip etmeye çalışıyorlar. Ekonomik olarak çok yıpratıcı bir süreçti. Sitemizde oturan kadınlardan biri çalıştığı firmada esnek mesai uygulaması olduğu için önce 2020 yılının ardından 2021 yılının yıllık iznini kullanmaya zorlanmış. İzinleri bitince de çalışmadığı gün sayısı maaşından kesilmiş. Bu durumun ev ekonomisinde yarattığı sıkıntıları paylaştı benimle. Karıkoca ikisi birden işsiz kalan var pandemiden dolayı, şimdi iş buldular ama 2-3 ay büyük zorluklar çektiler. Bir komşumuz evdeki eşyalarını satıp temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmış. İşini kaybeden kadınlardan birisi evinde reçel yapıp satmaya hayatını idame ettirmeye çalışıyor.”
İlgili haberler
Domatesi, kavanozu, kapağı ateş pahasıyken…
Tuzluçayırlı kadınlar kış hazırlıkları derdini özetliyor: Bu pahalılıkla kışlık yapmak da kışı çıkar...
Nerede o balkonlardaki eski kurutmalıklar!
Şimdi tüm kışı atlatmak için kurutmalık yapmak değil derdimiz. Arada çıkarıp sofraya koyalım en azın...
Devlet yoksulu görmüyor, çocuklar geleceksizliğe m...
Tek bir telefonda, pahalı internet paketleri ile çocuklarının sisteme giriş yapmasını sağlamaya çalı...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.