Suna depremden dört ay önce eşinden ayrılmış, tam “Düzenimi kurdum, güzel bir hayatım oldu” derken 6 Şubat depremini yaşayan bir kadın. Depremin hemen ardından 20 Şubat'ta çocuklarını ve torunlarını da yanına alarak Antakya’dan Ankara'ya gelmiş. “Depremde çok acı yaşadık, çekirdek aileme bir şey olmadı çok şükür, ama çok can kayıplarımız oldu. Ne yapacağımızı bilmez bir halde Ankara’ya geldik, açıkçası sarhoş gibiydik” sözleriyle anlatıyor o günleri.
Suna sohbetimizde 35 yıllık evliliği süresince kocasının kahrını; kayınvalidesinin, eşinin ve kardeşlerinin eziyetlerini çok yaşadığını şöyle anlatıyor bize: “Yaşadığım yer aile apartmanıydı, altlı üstlü oturuyorduk. Büyük oğluma hamileyken kocamdan şiddet gördüm; annesinin, kardeşlerinin eziyetlerine maruz kaldım. Tabii, diyeceksiniz ki evliliğini bitirseydin. Bitirsem çocuklarımla gidecek hiçbir yerim, güveneceğim hiç kimsem yoktu. Annem yaşıyordu ama ailem de tepkiliydi. Gitsem çocuklarımla rahat edemeyeceğimi anladım. Evliliğim süresince eşim çalışmama da engel oldu. Onun için 35 sene kocamın kahrını çektim. Kocamın ailesi muhafazakardı, ailesinin isteğiyle kızım 4 yaşındayken başımı örttüm.”
‘PAZAR PARASINI KAYINVALİDEM VERİRDİ’
Çalışmasına engel olunan, hiçbir güvencesi olmayan Suna, “Ekonomik bağımsızlığım yoktu. Eski eşim çalışmamı istemedi, evliliğimiz süresince ekonomik şiddet uyguladı. Pazar parasını kayınvalidem verirdi. İhtiyaçlar için para vermezdi” diyor. Şiddete ve baskıya karşılık 35 yıllık emeğine ve çocuklarına bağlanan nafaka ise “komik” denilecek türden: “Şimdi siz düşünün, 35 yıl hayatımı paylaştım. Onun kahrını çektim. Ona rağmen ayrıldığımda bana reva görülen bin liraydı. Nafaka olarak şu anda 2 bin 100 lira alıyorum. Babamın maaşını alıyorum 15 bin lira. Ama yetmiyor ki, küçük oğlum üniversitede okuyor şu anda. Onu okutuyorum. Ayrıldıktan sonra çalışmaya başladım ama alışık olmadığım için kaldıramadım. Bir de açık kalp ameliyatı oldum. Yani yapamadım.”
BİR TERLİKLE ÇIKILAN YOLDA KURULAN YENİ BİR YAŞAM
Depremin ardından bir terlikle çıkıp Ankara’ya geldiğini söylüyor Suna. Deprem sonrası bir kadın olarak yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor: “Devlet deprem sonrasında kira yardımı yaptı. Bir buçuk sene boyunca bir yıl 3 bin 500 lira, altı ay 5 bin lira verdiler. Sonra kestiler. Şu an herhangi bir destek alamıyoruz. Ben Ankara’ya bir terlikle çıktım geldim. Antakya’da kiracıydım. Oturduğum ev yıkıldı, yerine ev yapılmadı. Oraya dönsem nerede oturacağım? Şu anda gitsem bana bir şey düşmüyor. Önce mal sahiplerine veriyorlar. Zaten şu anda bildiğimiz kadarıyla deprem bölgesinde hala konteynerde kalınıyor. Bir dönem tek yaşayan kadınlara orada konteyner bile verilmedi. Ben Ankara’da teyzemin evinde oturuyorum. Burası olmasa oraya gitmek zorunda kalacaktım ve verecekler miydi bakalım bana konteyner? Kızım ve oğlum da evli. Onların yanına gitsem kendimi bir sığıntı gibi hissedecektim ama mecburen orada kalmak zorunda kalacaktım. Yani ülkede yalnız bir kadın olmak, özellikle de eşinden ayrı bir kadın olmak çok zor.”
‘BU KENTTE KAYGILARIMI KADINLAR GİDERDİ’
Ankara’ya ilk geldiği dönemler kaygılı olsa da kadın dayanışması ve tanıştığı kadınlar ona destek olmuş: “Ankara’ya ilk geldiğim dönemlerde çok kaygılıydım. Hiç kimseyi tanımıyordum, kendimi yalnız hissediyordum. Toplumda eşinden ayrılmış, yalnız bir kadına bakış ve davranışlar da ortayken... Fakat sonra oturduğum semtte Ekmek ve Gül okurlarıyla tanıştım, bu süreçte yalnız olmadığımı fark ettim. Kendimi umutlu, şanslı ve güvende hissetmemi sağladı. Bir sorun yaşasam, gecenin bir vaktinde de olsa kapısını rahatlıkla çalabileceğim, yardım isteyebileceğim arkadaşlarım var. Daha önceden düzenlenen film etkinliğinde bir araya gelmiştim onlarla. Çok etkilendim, hoşuma gitti. Bu tür buluşmalar daha da arttırılmalı. Kadınların birbirine dokunmaktan, dertlerini, sevinçlerini ve sorunlarını paylaşmaktan başka bir çıkar yolu da yok.”
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Ma rıhna nıhna hon!*
‘Depremin ardından iki yıldır hâlâ sözde geçici barınma yeri olan konteyner kentlerde yaşamaya çalış...
Depremzede Zeynep: ‘İki aydır ne gelen var ne gide...
Depremin ardından gönüllülerin yardımıyla Antep’ten Van’a gelen Zeynep çocuğuyla yeni bir hayat kurm...
Uyku bozukluğu üzerine notlar: Depremin sebep oldu...
Yaşanan deprem sonrasında stres, kaygı ve korkunun, bölgede ve dolaylı olarak etkilenmiş kişilerde u...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.