Uzun süreden beri devam eden ekonomik krizin etkileri emekçi kadınların hayatını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Artan işsizlik güvencesizliği de beraberinde getiriyor. Kadınların giderek yoksullaşan hayatlarının yanısıra şiddet de derinleşiyor. Bunca derdin üstüne paralı eğitim sistemi de zorlukları artırıyor.
Derneğin kapısını bu aralar sıkça, eğitim masraflarını karşılayamayan ve yardım talebinde bulunan kadınlar aralıyor. Çok sayıda kadın çocuklarının okul masrafını karşılamak için bizden dayanışma bekliyor. Nereye başvuracağını, kimden destek isteyeceğini bilemeden taleplerini bir yerlere iletmeye çalışıyorlar.
BORÇ, HACİZ, HAPİS, YOKLUK...
Güler onlardan biri. Eşi çalıştığı fabrikadan beş aydır ücret alamıyor. “Krediyi ödeyemedik, banka eve haciz gönderdi, ama evde haczedilecek eşya olmadığı içinde mahkemeye vermişler. Eşim hapse bile girebilir” diye anlatıyor.İşçilerin alacaklarını ödemeden işyerlerini iflas etti gösterip kaçan patron sayısı da epey fazla. Bazıları küçük işletmeler olmak üzere birçok işyeri işçi ücretlerini kriz gerekçesiyle aylardır ödemiyor. Ya da üzerilerinde ne var ne yok yakınlarının üzerine geçirip kaçıyorlar. Böyle olunca işçiler mahkemeye gitseler bile alacaklarını tahsil edecek bir muhatap bulamıyor.
Necla da çalıştığı tekstil atölyesinden 6 ay ücret alamamış. Tamamı kadın 40 kişinin çalıştığı atölyenin sahibi her maaş istediklerinde “Batıyoruz, bizi idare edin” diyerek işçilerden zaman istiyormuş. Bir sabah geldiklerinde bomboş bir dükkanla karşılaşmışlar. Patron her şeyini yeni boşandığı eşinin üzerine devredip ortalardan kaybolmuş. Hem kıdem tazminatları hem de ücretleri içerde kalan işçiler, çare arıyor.
Necla şiddet gördüğü için eşinden yeni boşanmış bir kadın. Kirasını ödeyemediği için iki çocuğuyla beraber baba evine taşınmış ve şimdi çocuklarını okula gönderecek tek kuruşu dahi yok. Bir çocuğun okula başlaması için en az 1000 TL gerekiyor. Kıyafet, kırtasiye, ayakkabı, çanta vs... Ama para yok!
‘GECELERİ UYUMAYA KORKAR OLDUM’
Sevil de işsizlik ve parasızlığın çaresiz bıraktığı kadınlardan biri. “Geçen yıl; çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden babayı yeniden hatırlatıyorum, çünkü aynı durumdayız. Eşim bunalımda, kendine bir şey yapar diye korkuyorum. İş aramak için minibüse verecek parası yok. Evde de sürekli bir gerilim, bana ve çocuklara bağırıyor. Geceleri uyumaya korkar oldum, ne yapacağımı bilmiyorum!”BÖYLE GİDERSE SONUMUZ KÖTÜ
Nazlı eşinin aldığı asgari ücretin yetmediğini, son bir yıldır çok fazla borca girdiklerini söylüyor. Henüz 9 aylık bir bebeği var Nazlı’nın. “Çocuğu bırakacak bir yer yok, ben çalışamıyorum. Eşim borçlardan, hayat pahalılığından dolayı bunalımda, sürekli mesaiye kalıyor. Mesai olmadığı zaman ek işlere gidiyor ama yine de yetmiyor. Çocuk bezi, maması çok pahalı, yetişemiyor. Bu nedenle sinirli stresli kavgacı biri oldu çıktı. Her fırsatta bana el kaldırıyor, hakaret ediyor. Bana sürekli ailemden para istememi söylüyor. Bez bittiğinde söylemeye korkuyorum. Çocuğun altını günde en fazla bir defa değiştir, diyor. Az değiştirdiğimde çocuk pişik oluyor, pişik olması da masraf bu defa ilaç parası çıkıyor. Yani anlayacağınız böyle giderse sonumuz kötü” diye anlatıyor.YANYANA GELMEDEN OLMAZ
Kadınlar krizle birlikte sadece daha da yoksullaşmıyor aynı zamanda şiddetin her türlüsüne daha fazla maruz kalır hale geliyor. Yoklukla, yoksullukla cebelleşen ve çare arayışıyla derneğin kapısını çalan kadınlarla birlikte biz elbette daha etkili bir mücadele vermeliyiz, vermeye çabalıyoruz. Ama bu durumun tek başına dernekle değiştirmemizin mümkün olmadığını da biliyoruz. Krizin faturasını bize ödetmeye çalışanlara, bizi bunca yoksulluğa mahkum etmeye, yalnız ve çaresiz bırakmaya çalışanlara karşı yan yana gelmenin yollarını bulmalıyız. Daha güçlü, daha örgütlü olmadan başaramayız.İlgili haberler
Örgütlenip gerekli yasaları uygulatmalıyız
Cinayetlerin önünü açan yargı kararlarından, yaptırımı olmayan komik cezalardan kurtulmalıyız. Örgüt...
Yaşama sevincimize her gün nişan alınırken birbiri...
Dokunduğumuz her kadını görerek, hayatın tüm zorluklarına karşı sıcak ve güvenli omzumuzu sunarak, y...
Şiddetin yalnızca suretine değil esasına karşı da...
Saldırıları püskürtürken, yalnızca kâğıt üstündeki haklarımıza sahip çıkmakla kalmayıp, bu hakları k...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.