Merhaba Ekmek ve Gül okurları. Ben Batıkent Kardelen Mahallesi’nde yaşayan, iki çocuk annesi bir kadınım. İktidarın yeniden gündeme getirdiği ‘Çocuk istismarına evlilik yoluyla af yasa tasarısı’na karşı başlatılan imza kampanyasına arkadaşlarımın çağrısıyla ben de katıldım. Tecavüzcülerin çocukla evlenmesi durumunda ceza almamasına yol açacak olan bu yasaya karşı ben de bir şeyler yapmak istedim. Aldığım iki imza föyüyle çevremdeki insanlarla bu yasa tasarısını tartışmaya başladım, onları da imza kampanyasına destek olmaya çağırdım.

40 kişiden imza topladım. İmza verenlerin çoğu kadındı ve tepkileri çok olumluydu. Yasadan endişe duyan, tepki gösterenler çoğunluktaydı. Birkaç tane de olumsuz tepki aldım. Örneğin kendisi CHP’li, eşi AKP’li olan bir arkadaşımın evine imza kampanyası için gittim. Başta imza verdi ancak ben eve gittikten 15 dakika sonra eşinin çok kızdığını söyleyerek imzasını geri çekmek istediğini, kocasının imzasının karalanmış fotoğrafını istediğini söyledi. Kocası şu ana kadar karşılaştığımız, iktidarı destek-leyen birçok erkek gibi imza kampanyasına direkt karşı çıkamamış ama imzayı taklit yoluyla banka hesaplarının çalınabileceğini söyleyerek kadını korkutmuş…

BİRBİRİMİZİ İKNA ETMEK EMEK İSTİYOR

Başta olumsuz, sonrasında olumlu bir olay daha yaşadım. 2 kız annesi başka bir arkadaş, “Ben asla imza vermem, böyle bir şey yapabileceklerine inanmıyorum” diyerek imza vermeyi reddetti. Uzun süre tartışmamıza rağmen ikna olmadı. Kendisine bu konuyla ilgili geçmişte de yasa tasarısı çıkarıl-mak istendiğini anlatsam da kâr etmedi, iktidarın böyle bir şey yapmayacağından çok emindi. Ben de kendisine “Sana bu konuda geçmişte çıkan haberlerin linklerini atabilirim ama ben üzülüyorum böyle tepki göstermemenize. Sizin çocuklarınız için de tepki gösteriyoruz buna” dedim. İlerleyen günlerde kendisine bu konuyla ilgili geçmişte çıkan haberlerin, röportajların linklerini yolladım. Başta imza vermeyi reddeden arkadaşım çıkarılmak istenen yasa tasarısının çok korkutucu olduğunu söyleyerek imza kampanyasına katılmak istediğini söyledi. Bu bana çok güçlü hissettirdi.

Kampanya boyunca bazen kızgın, bazen panik halinde, bazen “Acaba ne diyecekler, nasıl tepki vere-cekler?” heyecanı içindeydim. İktidara beddua ede ede gezdim kapıları, ne yalan söyleyeyim. Arka-daşlar da aynı fikirdeyse birlikte beddua ettik, yoksa içimden tabii… Böyle güzel bir kampanyaya ve-sile olduğum için çok mutlu hissediyorum. Böyle bir yasaya hayır demek, başka insanların da hayır demesini sağlamak çok güzel şey. O yasanın iptal edilmesi için elimizden geleni yapacağız…