10 yıldır her ayın ilk cumartesi günü sizlerle buluştuğumuz gibi bugün de 98. sayımızla sizlerleyiz. Kadınların gündemi, sözleri, talepleri, yaşamları, bellekleri Ekmek ve Gül’de...
‘Özelleştirmeden bahsediliyor, tersine daha da artırılmalı kamp olanakları ve sadece kamu emekçilerine değil işçilere de açılmalı bütün bu alanlar, kâr güdülmemeli.’
Kadınlar yoksulluk, şiddet, çaresizlik ve yalnızlık sarmalında boğuşuyor. Tablonun sadece Esenyalı’dan gördüğümüz kadarı bile bize kadınların ortak sorunları ve taleplerinin aciliyetini gösteriyor.
Biz hastanede çalışan taşeron işçiler savunmasız ve tedbirsiz çalışıyoruz. Kronik hasta olmama rağmen hiçbir hakkım yok, bize maske ve dezenfektan bile verilmiyor.
Mağaza ve depo işçisi kadınlar Kağıthane, Çorlu ve Küçükçekmece'den anlatıyorlar: Karnımız da ruhumuz da aç
Yeni bir yıla girerken 2023 yılında yaşadıklarımız, kaybettiklerimiz, mücadelemiz kazanımlarımız; yeni bir yılda söyleyecek sözümüz için hem bir hafıza hem de mücadele için bir umut ve güç olsun...
8 Mart’ı kim, nasıl ilan etti? 8 Mart’ı 8 Mart yapan ‘öz’ neydi? Tarihi arka planıyla 8 Mart’ı emekçi kadınların eşitlik, özgürlük mücadelesi günü yapan konferanslar, eylemler, grev ve direnişler…
Burası senin kürsün: Yaz, çiz, paylaş, anlat… Birlikte yükselsin; “Şiddete, eşitsizliğe ve yoksulluğa karşı çaresiz değiliz”in sesi.
‘Hiç şüphesiz en elzem mesele işçi ve emekçi kadınların birleşmesi, mücadele etmesidir.'
İnsanlar geçim derdine düşünce kadın cinayetleri daha da görünmez oldu. Kadınlar ekmek kavgasının yanında yaşama kavgası da verirken var olan yasalar uygulanmıyor.
“Benim dedem, babam ve ağabeyim taksici. Şoförlük bizim aile mesleği, küçüklüğümden beri taksilerin içinde büyüdüğüm için sarıya karşı bir aşk oluştu bende”
‘Kadın toplulukları iktidarın ve iktidarın sözcüsü rektörlerin ilk elden hedefi haline geliyor; çünkü onlar, kadınların örgütlü gücünü ve direniş potansiyelini büyüten alanlar.’
Kız kardeşlik köprüsü çağrımıza karşılık veren Ankara’dan bir drama eğitmeni Antep’te bir araya geldiği depremzede çocukların ve kadınların yaşadıklarını Ekmek ve Gül’e yazdı.
Güvenlik soruşturması gerekçesiyle işlerinden atılan ve 94. günde direnişlerine son veren Ege Üniversitesi işçilerinden bir kadın sesleniyor bize: ‘Bizi eve kapatmak istemelerine YETER diyelim.
Sorunlarla geçen evliliğinden tek başına mücadele ederek çıktı. Yaşama yine aynı kararlılık ve azimle sarıldı. Tuzla’dan Huriye yaşadıklarını anlatıyor.
Esnek çalışma sanki bütün kadınların tercihiymiş gibi yansıtılıyor. Oysa güvencesiz ve düşük ücretli işlerin “kadın işi” olarak tescil edilmesi, ayrımcılığı çok boyutlu olarak derinleştiriyor.
Sultangazi Ekmek ve Gül’den kadınlar kısacık da bir süre olsa nefes almak ve dayanışmak için bahar pikniğinde bir araya geldi. Kadınlar 1 Mayıs çağrısını da unutmadı…
Yoksulluk çocuklara, bebeklere devrediyor. Devredenin yoksulluk değil eşit, insanca yaşam olabilmesi için yoksulluğumuzda parmağı olanlara karşı daha çok dayanışmamız ve mücadele etmemiz gerekiyor.
Eğitimlerinden koparılan kız çocukları çok küçük yaşlarda zorla kaçırılıp evlendirilerek bir işkenceye mahkum olurken, bunun değişebileceğinin örneği oluyor Hirut ve Avukat Meaze’nin verdiği savaş.
Dergimizde kadınların her bir cümlesiyle, büyüttüğümüz umudun ve değiştirme azminin zerresini oluşturuyoruz. Bu zerreler sizinle büyüyecek biliyoruz…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















