Gerçekten araya koyduğumuz “onlar ve biz” ayrımı şu parti ya da bu partiyle, şu inanç ya da bu inançla, şu kıyafet ya da bu kıyafetle mi belirleniyor?

Cleo’yu ve Sofia’yı terk edilişleri sonrası güçlü kalma çabaları ortaklaştırıyor, ancak aralarındaki dayanışma asla sınıf farkını ortadan kaldırmıyor.

‘Gençlik yıllarımı daha fazla borçlanmak için geçiriyorum. Bu güzel yaşlarımda eğlenmek ve öğrenmek yerine, kasiyerlik, garsonluk, amelelik yapıyorum...’

1 Mayıs Türkiye’nin dört bir yanında mitinglerle, eylemlerle kutlandı. 1 Mayıs’ta talepleriyle alanda olan işçi, emekçi, öğrenci kadınlar taleplerini, duygularını Ekmek ve Gül’e yazdılar.

Balçova ve Narlıdere’de Emek ve Gül’ün çağrısıyla kadınlar 8 Mart öncesi bir araya geldi. Sorunlarını ve taleplerini konuşan kadınlar, Kız Kardeşlik Köprüsü kampanyasıyla dayanışma çağrısı yaptı.

Yeşil Sol Parti Milletvekili Adayı Sevda Karaca ile Antep’in pek çok mahallesinde kadınlarla yan yana geldik. Kadınlar içerisinde öfkeyle birlikte değişim isteği, heyecan ve umut da büyüyor.

‘70 yaşında hâlâ çalışmak zorunda kalan, okulunu bitirmesine ve iş aramasına rağmen iş bulamayan bu kadar çok genç varken teşviklerle bu süreç örtbas edilmeye çalışılıyor.’

Eskişehir’de üç güçlü kadın yazarın katılımıyla gerçekleşen edebiyat atölyesi, kadınlara yazının estetik ve özgürleştirici gücünü hissettirdi. Edebiyat, yaşamı anlamlandırmanın en etkili yolu oldu.

Dünyada bu tabloyla ilerliyoruz 25 Kasım’a. Bir yandan dünyada halkları sarıp sarmalayan yoksulluk, onun peşinden yükselen savaş ve eşitsizlik ve bunları doğurduğu haddi hesabı olmayan şiddet türleri.

10 Ekim Ankara Katliamı'nda hayatını kaybeden Uygar Coşgun'un annesi: Buradan 102 can ve oğlum için; adalet, adalet, adalet diyorum...

Çernişevski; insanların ortak bir çalışma düzeninde yaşadığı, yaşlı ve çocukların mutfak işleri ve yemek yaparak ortak hayata katıldığı, günlük pratik bir yaşamın canlı tasvirini yapıyor.

Çözüm sürecini ve halkın beklentilerini kendi bekasına dayanak yapmak isteyen Saray oligarşisi ve Cumhur İttifakı’yla demokratik bir Anayasa yapılamaz.

Devrim ve Suzan, Karakoçan’da yaşayan iki bekar anne. İkisinin de hayatı boşandıktan sonra devam eden şiddetten oldukça etkilenmiş. Pandemi koşullarına ve şiddete rağmen ayakta durmaya çalışıyorlar.

Kadına yönelik her türden şiddetin artışına tanık olduğumuz salgın sürecinde, koşullar ne olursa olsun haklarımız olduğunu hatırlamak ve taleplerimizi yinelemek istedik.

Psikoterapist, öğretim üyesi Dr. Damla Til Öğüt boşanma ve ebeveynlik kitabıyla bilimsel araştırmaların ışığında, boşanma sonrası sağlıklı çocuk yetiştirme konularında yön göstermeyi hedefliyor.

106 yıl geçti 1915’ten bu yana. Ayrımcılık hâlâ devam ederken, bu gerçeği kabul etmemek ve görmezden gelme hali tüm nefretiyle koruyor yerini.

El Emeği pazarında ürünler satan kadınlar pandemi gerekçesiyle uzak bir yere sürülmüş; sadece bir gün satış yapabilecekleri söylenmiş. Kadınlar dertli; ama sadece ekmek parası yüzünden değil!

Sovyetler Birliği, sağlık hizmetlerinin nüfusun tamamına ulaşmasını hedefleyen ve tüm hizmetlerin ücretsiz verildiği ilk ülkedir.

Narlıedere ve Balçova’da 8 Mart çalışmalarına başlayan kadınlar, sorunları birlikte konuşup çözüm önerilerini birlikte tartışmaya çalışıyor.

Belki o mescit odasında paylaşılan taciz ve tecavüz hikayelerini anlatmaya ne ömrüm ne de gücüm yeter ama eminim ki kadın dayanışması ve mücadelesine de bizi ezen bu çarkın gücü yetmeyecek!