Kadınlar, gündelik hayatın zorunda, kendilerine dayatılan zorun ne demek olduğunu daha çok görüyor. Ama sıkışmış durumda... Ve bu sıkışma elbet patlayacak... Ama nasıl?

Aladağ’da yurt faciasının 5’inci duruşması görüldü. Yangında çocuklarını kaybeden anne-babalar 4 sanığın tahliyesiyle ilgili ‘Hepsini tahliye ettiniz. Vicdanınız nasıl kabul ediyor?’ diye sordu.

Toplumda infial yaratan çocuk istismarlarını, Çukurova Üniversitesinden kadınlara sorduk. Kadınlar, yargının ve eğitimin yetersizliğine tepkili.

Avcılar Belediyesinde çalışan, 3 aydır ücretlerini alamayan işçilerden Ali Polat’ın eşi Fatma, borç bularak çocuklara harçlık verdiklerini anlatıyor. Fatma Belediye Başkanına da isyan ediyor.

Hükümet 2019 seçimleri hesabına düşmüşken emekleri görünmeyen, yoksullukla başbaşa bırakılan ev kadınları ne yapacak? Güçlerinin bir farkına varsalar…

Bazen insanın kendine belirlediği hayat akışından, kendi iradesinden bağımsız gelir olaylar bulur insanı.Gözümüzü dünyaya açtığımız yerden başka yerlere sürükler. Zabel Yesayan’ın hayatı da böyledir.

Emeği, özverisi, çalışkanlığı ve militanlığı hayranlık uyandıracak devrimin kadın karakterlerinden Krupskaya, Kollontay, Armand ve Ulyanovlar ailesinin kadınlarının yaşam öykülerini anlatıyoruz.

Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu Raporuna ilişkin görüşmelerden dakika dakika gelişmeler...

SAMER’in ‘İhraçlar Ve İhraçla Yaşama Deneyimleri: Diyarbakır Örneği’ raporu ihraç edilen kişilerin yaşadığı süreci yansıtıyor. Birebir görüşülen 40 kişinin 22’si ise kadın.

KHK ile görevinden ihraç edilen hemşire Sevgi Balcı intihar ederek yaşamına son verdi. Balcı'nın eşinin de KHK ile ihraç edildiği ifade ediliyor.

‘Adalet ve Eşitlik’ talebi yıllardır kadınların talebi olmaktan çıkmadı. Binlerce kadın tarih boyunca gerçek adalet ve eşitlik sağlanana kadar bu talep için mücadele etti, ediyor. Adelheid Popp gibi..

“Küllerimden doğdum” diyor Ayfer, “Eski fotoğraflarıma bak, gözlerimde hep bir hüzün var. Şimdi evet yüküm çok ağır ama her sabah kalktığımda ‘sen çok şey başardın’ diyorum kendime...

Bir kuaförde karşılaşıyoruz onunla. Oldukça genç bir kadın ve hamile. Epey memnuniyetsizdi, yüzü hiç gülmüyordu. Kadınların sohbet etmeden duramadığı yerde onda hiç ses yok.

Olağanüstü halin 1 yılı geride kaldı. İhraçlar, KHK’lar, baskılar, mağduriyetler... Yüz binlerce insan yoksulluğa ve belirsizliğe itildi, hem de sorgusuz sualsiz...

Erkek egemen aile yapısını içeriden mizahıyla boşa düşüren bir görev üstlenen evin kızı Sıdıka. Gayette kızlı - erkekli aynı evde kalınan Yedi Numara. İşte 90’ların dizileri:

Yıllarca emek verdikleri meslekleri ellerinden alındı, geçim derdi büyüdü, aile baskısı arttı, çocukların geleceği kaygısı bunalttı...

Batman Belediyesinde sosyologdu. Şiddet gördüğü kocasından ayrı bir yaşam kurmaya çalışıyordu. Kayyum onu işinden etti. Cezaevindeki kocanın tehditleri, “Uğraşamayız” diyen savcılara “komik” geldi!

Gündelikçi, temizlikçi hatta bazen sadece “kadın”... Onlar böyle adlandırılırken bir varlık mücadelesi ile “ev işçileri” olduklarını artık hem kendilerine hem de topluma kabul ettirmeye çalışıyorlar.

Sağlığımız kâr için feda ediliyor. İstanbul’dan bir sağlık emekçisi kadın hastanelerde kâr uğruna neler yapıldığını ve çalışanların buna nasıl zorlandığını anlatıyor.

Kadın işçilerin çoğunluğu küçük işyerlerinde çalışıyor ve çoğunun tek güvencesi kıdem tazminatı. İşten çıkarmalar söz konusu olduğunda ilk önce topun ağzında olanlar da kadın işçiler.

Editörden