İşçi sınıfı için ‘endüstri 4.0’ kadar potansiyel tehlike taşıyan az tehdit var. Araştırmalar Birleşik Krallık’taki bütün işlerin yüzde 35’inin gelecek yirmi yıl içinde kaybolacağını gösteriyor. Ancak, otomasyon, meslekleri ortadan kaldırırken aynı zamanda büyük bir zenginlik de yaratacak. PriceWaterhouseCoopers sadece yapay zekanın Birleşik Krallık’ın 2030 ekonomisine 232 milyar pound katacağını tahmin ediyor.
1980’lerin ortalarında Thatcher reformları sırasında bizim işlerimiz ve ücretlerimiz teknolojiye yenik düşerken, patronlar kar elde ediyordu.
Toplum olarak aynı şeyi hatta daha da kötüsünü tekrar yaşama lüksümüz yok. Bugün Uluslararası Kadınlar Günü ve otomasyondan ilk etkilenecekler bizleriz.
Şu an en çok darbe yiyen meslekler kadınların yoğunlukta oldukları. Yerellerinizdeki caddelere bir bakın, kasiyerler yok oluyor - ki onların yüzde 73’ü kadın- süper market işleri zaten acil servislik.
Aynı şey başka sektörlerde de oluyor. Kadın yoğunluklu başka bir meslek olan çağrı merkezlerinin yapay zekanın çarpıcı gelişiminden darbe yiyeceği düşünülüyor.
Uzmanlar beş yıl içinde bir insanla mı yoksa bir bilgisayarla mı konuştuğumuzu bile anlayamayacağımıza inanıyor.
İş kaybındaki bu dramatik gelişme kadınlar açısından daha da şiddetlenecek. Kalkınma Çalışmaları Enstitüsünün (Institute of Development Studies) yaptığı son araştırma gelecek yıllarda kadınların yeni işler bulma olasılıklarının da daha az olduğunu gösteriyor. Deyim yerindeyse, kadınlar bu süreçten iki kere fazla etkileniyor. Bir yandan, kadınların yaptığı işler yok olacak, diğer yandan da yeni istihdam olanakları kadınların azınlıkta olduğu sektörlerde yaratılacağa benziyor.
Üstelik, kadınların 'teknoloji roleri için genetik olarak uygun olmadıklarını' düşünen Google’dan James Damore gibi cinsiyetçilikler hiç bitmiyor. Lütfen artık! Bir de banal cinsiyetçilikler sözde Silikon Vadisi ilerlemelerinin sözcüsünden geliyor.
Önümüzde kazanmamız gereken bir kavga var. Biliyoruz ki kalifiye işleri alabilecek çok az kadın var ve küstahça yapılan cinsiyetçiliğin buna bir yararı olmayacak.
Ve kararlar giderek daha fazla oranda insanlar tarafından değil de yapay zeka tarafından alındıkça, kullandıkları algoritmalara cinsiyetçi kodlar yazılması riski de var.
Algoritmalar makinelere nasıl kararlar alması gerektiğini ve bu kararları geliştirmek için ‘öğrenmeyi’ sürdürmelerini söylüyor. Sorun şu ki gerçek dünya zaten cinsiyetçilikle ve diğer toplumsal önyargılarla dolu.
Bu önyargılar ‘makine öğrenmeleriyle’ alınıp çoğaltılabilir. İnsan kaynakları görevleri zaten otomasyonla dolup taşmış. Kadınların işte karşılaştığı zaten dengesiz ortamı nasıl etkileyebileceğini tahmin etmek kolay.
Geçen yıllarda otomasyona Unite’ın politik ve endüstriyel cevabının ne olacağıyla ilgili sendikanın binlerce işyeri temsilcisi, eşitlik komitesi, sendika memuru ve örgütçüleriyle konuştum. Sendikadaki aktivistlerimiz kadınlara yarayacak bir geleceği güvence altına almamız gerektiğini açıkça belirtti.
Bir adımımız da işyeri temsilcilerimiz arasında anket yapmaktı. 2000’den fazla cevap aldık ve karar çok netti. Yüzlercesi eşitliğin bir öncelik olmasından yanaydı.
Ama otomasyon sadece kadınları etkilemeyecek. Hepimizin işini ve yaşamını etkileyecek. O zaman normal işçilerin paylarını aldığından nasıl emin oluyoruz?
Unite’ta hem endüstriyel hem de politik bir cevap verilmesi gerektiğine inanıyoruz. İşyerleri için 21. yüzyıl Manifestosu hazırlıyoruz. Bu hem endüstriyel amaçlarımızı hem de politik taleplerimizi içerecek.
Sendika olarak toplu sözleşmedeki koruma önlemleri ve ücretler düşürülmeden daha kısa çalışma saati gibi avantajların pazarlığında işyeri temsilcilerimize kolaylık sağlamak için zaten yeni bir teknoloji anlaşması hazırlamıştık.
Bu kazanılmalı. Daha iyi robotlar iş ve yetenek kaybı anlamına gelmemeli. Gerçekçi ama aynı zamanda kendinden emin ve iddialı olmalıyız.
İşyeri temsilcilerimize danıştığımızda, ezici bir çoğunlukla progresif, endüstriyel bir cevabı desteklediler.
Yüzde 80’den fazlası işyerlerini greve hazır hale getirmekten yana. Eğer gerekirse mücadeleden kaçmayacakları belli, ama aynı zamanda politik değişiklik de istiyorlar. Yüzde 90’dan fazlası iş koruma yasası ve robotların eylemlerinden yasal olarak üreten şirketlerin sorumlu tutulmalarını istiyor.
Eğer biz sendikalar olarak endüstriyel ve politik olarak geleceğe hazır olursak herkesin görmek istediği değişim için bir güç olabilliriz gerçekten.
Politik olarak umudumuz işçi sınıfı çıkarlarını karar verme sürecinin merkezine koyan solun gelecekte hükümet olması. Endüstriyel olarak ise değişimi bugünden başlatabiliriz. Bu yenilgi ve kötümserlik zamanı değil, gerçekçi bir hırs zamanı.
Kadınlar işlerini korumak için neden mücadele edemesin? Çok karlı şirketler ücretleri düşürmeden çalışma zamanını neden azaltamasın?
İngiltere’nin uzun çalışma saati kültürünün adı çıkmış artık ve en çok kadınları etkiliyor. Eğer sendikaları örgütlüyse ve istekliyse, o zaman işverenlerden bu talepleri almamak için hiçbir neden yok.
Toplu işten çıkarmalar kaçınılmaz değil. Sendika hareketi için kendine daha fazla güvenme zamanı geldi.
Ne zengin adamın masasından daha fazla istemekten utanmalıyız ne de ‘kaçınılmaz’a boyun eğip suçu başka yerlere atmalıyız. Eğer gerçekten istiyorsak, işçi sınıfının aradığı o değişim biz olabilir.
* Sharon Graham, garsonluk yaparken Unite the Union sendikasına üye oldu, kısa süre içerisinde örgütlenme sekreteri görevini üstlendi. Şu an halen sendikanın yöneticileri arasında. Örgütlenme sekreteri olduğu süre boyunca yürüttüğü işyeri temelli çalışması ile sendikasına 500 binin üzerinde üye kazandırdı.
Morning Star Online’dan Lili Can Ekmek ve Gül için çevirdi.
İlgili haberler
Bu hashtagde mücadele var: #8Mart
Geçen yılki uluslararası eylemlilik halinden bu yıla kadın mücadeleleri ne durumda, gündemler neler?...
Güney Afrika’da kadınlar asgari ücret artışının dı...
Ülkenin ilk evrensel asgari ücret uygulaması devreye girecek ama en çok ihtiyacı olanlara faydası az...
Modanın ‘insan bedeli’ni gözler önüne seren günlük...
Kamboçya, Hindistan ve Bangladeş’te 500’den daha fazla kadın işçiyle yapılan araştırma, işçilerin ai...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.