Kürtaj değil, yasağı cinayettir: İrlanda hariç değil!
Türkiye’den bakınca koşulsuz şartsız ‘iyi’ olarak gördüğümüz yaban ellerinde mevzu bilhassa kadın hakları olunca işler pek öyle yürümüyor.

İrlanda 2015 yılında eşcinsel evlilikleri onayladığında, sevenlerin yüzünü güldürmüştü. Fakat bu hamleyle ‘ilerici’ diyeceğimiz İrlanda’da kürtajın hala yasak olduğunu biliyor muydunuz? Türkiye’den bakınca koşulsuz şartsız ‘iyi’ olarak gördüğümüz yaban ellerinde mevzu bilhassa kadın hakları olunca işler pek öyle yürümüyor. Sınırların biraz ötesinde, geçtiğimiz hafta İrlanda tarihinde büyük bir dönüm noktası olan bir referandum yapıldı. Kürtaj referandumu olarak adlandırılan referandumda, ülkede 1983 yılında yine bir referandum ile kabul edilen “doğmamış çocuğun -fetüsün- yaşam hakkının anne ile aynı olduğu” ile ilgili maddenin değiştirilmesini öngörüldü.


‘ZENGİN İNGİLTERE’YE, YOKSUL MERDİVEN ALTINA’
Konunun evrenselliğinden tahmin ediyor ve yapılan araştırmalardaki rakamlardan biliyoruz ki kürtaj yasakları aslında kadınların kürtaj yaptırmasını engellemiyor. İrlanda’da da öyle olmuş ki, her gün neredeyse 10 İrlandalı kadının kürtaj için İngiltere’ye gittiğini gösteren araştırmalar var. İngiltere Sağlık Bakanlığının verdiği rakamlara göre,adres olarak İrlanda’yı gösterip kürtaj yaptıranların sayısı 1980’den bu yana 170 bini buluyor.Bu aynı zamanda sınıfsal da bir şey; konaklama, uçak masrafları yanında, gittikleri ülkede bir sosyal güvenceleri olmadığı için ücretli eriştikleri bir hak olan kürtaj, belli bir bütçeyi gerektiriyor. Bunu yapamayanlar ise internetten satın aldıkları kürtaj haplarıyla ya da merdiven altı olarak tabir ettiğimiz yerlerde tıbbi gözetim olmaksızın kürtaj yaptırıp kendi sağlıklarını da riske atacak uygulamalarla istenmeyen gebeliklerini önlemeye çalışıyorlar. Tabii her durumda da bunları büyük bir gizlilik ve baskı altında yapmaları gerekiyor. Zira fetüsün anne ile aynı haklara sahip olduğu ülkede bunun 14 yıla kadar hapis cezası var.

HALK KÜRTAJA ONAY VERDİ, KİLİSE ‘HAYIR’ DEDİ
Nihayet 25 Mayıs’ta yapılan referandumda yüzde 66,4 oranında EVET oyu alındı ve anayasadaki kürtaj hakkını düzenleyen 8. maddenin değiştirilmesinin önü açılmış oldu. Katoliklerin ağırlıklı yaşadığı İrlanda’da kilise ise bu duruma şiddetle karşı çıkıp aksi yönde mücadele edeceklerini duyurdu. “Her kürtaj bir Uludere’dir” diyenlerden, tecavüz sonucu oluşan gebeliklerde, “kadın ölsün” diyenlerden biz aşinayız zaten ama görünen o ki kadın bedeni üzerinden söz söyleme hakkı bulan siyasetçiler dünyanın hiçbir yerinde değişmiyor. 


SALVİTA VE İSTİKRARLI MÜCADELE İLE GELEN ZAFER
Kürtaj yasağının başladığı 1983 yılından bu yana, kadın örgütlerinin mücadeleleriyle tam 6 referandum daha yapılmış, fakat bu referandumlar ile ilgili madde kaldırılmaktan ziyade üzerinde bazı oynamalarla yetinilmiş. Tecavüz ve ensest mağdurları dahil kimsenin kürtaj yaptırmasına izin vermeyen yasa, en son sadece “tıbbi, zaruri bir hayati tehdit altında kürtaja izin verilen” şeklinde değiştirilebilmişti. Fakat bu değişikliğe rağmen bugüne kadar ülkede izin verilen legal kürtaj sayısı İrlanda Sağlık Bakanlığı verilerine göre sadece 25, ki bu da konuya dair ketumluğu gözler önüne seriyor.

Kadınların ve kadın örgütlerinin 1983 yılından bu yana sık sık gündeme getirip tartıştırdığı kürtaj yasağı peki nasıl oldu da bugün toptan kaldırılması tartışılan bir referandum konusu oldu? Maalesef bunu da azıcık eşeleyince altından bir trajedi çıkıyor.

2012 yılında Salvita Halappanavar isimli Hindistan asıllı diş hekimi bir kadın, gebeliğinin 17. haftasında şiddetli sırt ağrıları ve düşük riskiyle hastaneye başvuruyor ve gebeliğinin sonlandırılmasını istiyor. Bu istek bir gün sonra Salvita hala aynı ağrıları çekmesine rağmen fetüsün kalbinin attığı gerekçesiyle reddediliyor. Hayati riskin görülmediği gerekçesiyle ertesi gün yeniden ret yanıtını alan Salvita, bir hafta sonra septik şoka girip çoklu organ yetmezliğinden kalp krizi geçiriyor ve hayatını kaybediyor. Salvita’nın ölümü 2012’den bu yana kürtaj hakkının yasallaşması için mücadele eden kadınların bir numaralı sembolü olmuş ve son referandumda da sıkça dile getirilmişti.


BU ZAFER SALVİTA’YA ARMAĞAN
Yasanın katalizörü sayılan Salvita’nın hikayesinin ise yalnızca fotoğraflarda kalmasını istemeyen kadın örgütleri yıl sonunda çıkması beklenen yasanın adının “Salvita Yasası” olarak gelmesini talep ediyor. Salvita şahsında bir kez daha görüyoruz ki ‘Kürtaj değil, yasağı cinayettir!’


İlgili haberler
Dünyada kürtajın tarihi

Dünyada 73 ülkede serbest olan kürtaj, 68 ülkede ise yasak! Bu serbestliğin de yasağın da bir tarihi...

GÜNÜN FOTOĞRAFI: Kürtaj olabilmek için ülkelerini...

Bu fotoğraf, 2016 yılından kürtaj hakkı için kadınların Londra’daki İrlanda Konsolosluğu’na yürüdüğü...

‘Tek adam’ın sonuna kanat açan Kelebekler

Darbe ve türlü hilelerle Dominik Cumhuriyeti’nin başkanı olan Rafael Trujillo, seçmen sayısından dah...