Güney Afrika’da Lanxess şirketine ait bir bakır madeninde geçtiğimiz haftalarda yaşanan taciz olayı, işçilerin yer altında kadınlı erkekli sürdürdükleri direnişle tüm dünyada gündem oldu.
Bir kadın işçinin, şirket yöneticilerinden biri tarafından taciz edilmesi ve şirketin buna ilişkin herhangi bir yaptırım uygulamaması üzerine yaklaşık 300 işçi, 9 gün boyunca madene kapanıp eylem yaptı. İşçiler olaya adı karışan maden şefi ve insan kaynakları müdürünün işten çıkarılmasını talep ediyorlardı.
Örgütlü oldukları Güney Afrika Ulusal Metal İşçileri Sendikası (NUMSA), tacize sessiz kalan şirket yönetiminin işçilere karşı ise çok acımasız olduğunu ifade etti. NUMSA sözcüsü Phakamile Hlubi-Majola eylemin koşullarının zorluğuna dikkat çekerken, işçilerin 9 gün boyunca grevi kırmaya yönelik tüm çabalara rağmen, dondurucu soğukta, soğuk taşlar üzerinde bakır tozu buharını soluyarak direndiklerini söyledi.
SENDİKA, İŞÇİYE VE GREVE SAHİP ÇIKTI
NUMSA işçilerin can güvenliği konusunda endişeliydi. “Bu durumun kan dökülerek bitmesini istemiyoruz” diyen sendika ulusal sözcüsü Hlubi-Majola, işçilerin yer altında kalmasının her geçen gün daha tehlikeli olduğunu belirtti. Hatta işçiler tarafından yayımlanan bir videoda direnişi bastırmak üzere gönderilen güvenlik güçlerinin silahlı olduğu iddia edildi. Güvenlik güçleriyle konuşan işçilerin diz çöktüğü görüntülerin yer aldığı video sendikayı da harekete geçirdi. Sendika bu durum sonrasında yer altında toplanma çağrısı yaptı, ancak Lanxess patronu sendikacıların madene girmek için eğitim almadığı gerekçesiyle bu talebi reddetti. Şirket, sendika tarafından işçilere gönderilen yiyeceklerin de madene indirilmesine izin vermedi. Bu tutumun insanlık dışı olduğunu belirten sendika yetkilileri, şirket yöneticilerinin barışçıl bir çözüme yanaşmadıklarını duyurdu. NUMSA Genel Sekreteri Irvin Jim eyleme ilişkin “Sendika olarak durduğumuz yerden, yer altındaki işçilerin çıkmasını önerecek konumda olduğumuzu düşünüyoruz, ancak bu kararı ben veremem. Biz ve dışarıdaki üyelerimiz onların eylemini desteklemelidir” dedi.DİRENİŞİN ÖZNESİ KADINLAR
Her zaman olduğu gibi, burada da direnişin tam kalbinde yer aldı kadınlar. Tüm o zorlu koşullara rağmen direnci kırılmayan ve yer altında kalan kadınlar direnişin öznesi oldular.Eylemin en büyük destekçilerinden birisi de madende çalışan erkek işçilerin eşleriydi. Hem tacize uğrayan arkadaşları için kendini yer altına kapatan işçilerin, hem de onlara destek vermek için evlerinden kalkıp madene gelen işçi eşlerinin desteğiyle kazanılan bir direnişti bu. Eşlerinin sağlıklarından ve hayatlarından endişe eden kadınların kimi çocuğunu evde bırakıp, kimi sırtına bağlayıp maden önüne desteğe geldi. Madene giden yolu kapattılar ve grev kırıcılığına engel oldular. Lanxess madeninde yaşananlara, sendikal tutumun, işçilerin kararlığının ve evlerinden desteğe gelen kadınların mücadelesi damgasını vurdu. Yer altına girme kararının herkesin ortak kararı olduğunu söyleyen kadınlar, yer altında şarkılar söylüyor, dualar ediyorlardı.
‘EŞİTLİK İSTİYORUZ!’
Dokuz günün sonunda, 27 Haziran günü, işçilerin direnişi patrona geri adım attırdı. NUMSA ve patron arasında işçilerin talepleri büyük oranda kabul gördü. İşten atılan 56 madencinin işe iadesi, greve katılan işçilerin işten atılmaması ve tacize ilişkin yaptırım uygulanması gibi maddelerin yer aldığı anlaşma sağlandı. Ayrıca işçilerin talepleri arasında NUMSA’nın yetkili sendika olarak tanınması da vardı. Sendika bu eylemin kendileri ve üyeleri için zaferle sonuçlandığının altını çizerken, işçiler madenden ‘Eşitlik ve cinsiyet eşitliği istiyoruz’ pankartıyla çıktı.BU İLK DİRENİŞ DEĞİL
Çalışma koşullarının ağırlığı, iş kazaları ve kazaları rapor etme konusunda Lanxess’in sicili oldukça kabarık. Geçtiğimiz yıl aynı şirkette sendikalaşmak isteyen işçiler işten çıkarılma tehtidiyle karşı karşıya kaldılar. Yine benzer eylemler karşısında patron, işçilerin elektrik ve su kaynaklarını kesmiş, kendince onlara ‘protesto cezası’ vermişti. Yani aslında bugün Lanxess’de yaşanan direnişin bakiyesi geçen yıldan kalma. İşçiler sendikal örgütlülükleri sayesinde tüm bu tehditlere karşı haklarını bugünkü gibi savunmaya devam etmişti.KADINLARIN GAZETELERE DİRENİŞİ ANLATTI
“Çok zordu. Sert kayaların üzerinde, kutuların üzerinde uyuduk, açtık, suyun içinde kaldık.”
“Kocam ve çocuklarım madene beni aramaya geldi. Onlarla bir telsiz aracılığıyla konuştum. Onlara güvende olduğumu ve grev bittikten sonra evde olacağıma dair söz verdim.”
“Çocuklarım perşembe gecesi beni görecekleri için çok mutluydular, bana her defasında evden bir daha ayrılmamamı söylediler.”
“Kocasını bulamayan bir kadın doğu burnu tarafından buraya geldi.”
“Ailelerimiz stresliydi. Annem bana ulaşamayınca perşembe günü işten çıkıp buraya geldi. Radyo üzerinden konuşabildik. Aileler ne olup bittiğini bilmiyordu. Bu durumun kendisi başlı başına stresli bir şey.”
İlgili haberler
‘Benim Mutlu Ailem’ yalanı
Manana herkes gittikten sonra ev halkına evden ayrılmak istediğini söyler. Aile için adeta kıyamet k...
Tarım işçisi kadınlar güvenceli çalışmak istiyor
Adana’da güneş altında domates toplarken konuştuğumuz üç genç kadın küçük yaşlarda çalışmaya başlamı...
Endülüs’ün çilek tarlalarında kaçakçılık, tecavüz...
Faslı mevsimlik kadın işçiler, Fas ve İspanya hükümetlerinin ortak tezgahından geçerek, adeta cehenn...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.