‘Benim Mutlu Ailem’ yalanı
Manana herkes gittikten sonra ev halkına evden ayrılmak istediğini söyler. Aile için adeta kıyamet kopmuştur. Herkes “Neden?” diye sorar. “Neden?

Gürcistan yapımı bir film Benim Mutlu Ailem. Yönetmenliğini Nana Ekvtimishvili ve Simon Groß üstleniyor. Başroldeki Ia Shugliashvili’ye Merab Ninidze ve Berta Khapava eşlik ediyor. 2017 yılında seyirciyle buluşan film, izleyeni, ataerkil bir toplumda nefes almaya çalışan bir kadının hayatına tanık ediyor. “El âlem ne der?”, “Ben bunu insanlara nasıl açıklarım?”, “Millete rezil olduk!” gibi cümlelerin yaşamı nasıl da çekilmez kıldığını gözler önüne seriyor. Konu Gürcistan’da geçse de şahit olduğumuz olaylar bizim coğrafyamızdan hiç de uzak değil.

BİRAZ YALNIZ KALABİLMEK
Sıradan bir Gürcü ailesi. Bir çatı altında üç nesil. Büyükanne, büyükbaba, bir oğlan çocuğu, bir kız çocuğu, bir damat, bir koca ve Manana...

Manana, 52 yaşında, edebiyat öğretmeni. Eşi ve çocuklarıyla anne-babasının evinde yaşıyor ve oldukça mutsuz. Tek isteği biraz yalnız kalmak. Fakat yaşadığı evde bu pek mümkün değil. Odalardan bir anda birisi çıkabiliyor. Büyükanne ise durmadan konuşuyor ve her şeyden şikâyetçi.

Açılış sahnesinde kiralık ev ararken gördüğümüz Manana’yı daha sonra yaşadığı evi toparlamaya çalışırken görüyoruz. Açık televizyondan yankılanan sözler, aslında filmin gidişatı ve toplumun yapısı açısından da küçük bir sufle veriyor bize: “Mutlu aile dediğin huzurlu bir annedir. Kendini aileye adayan, çocuklarını büyüten...”

BARDAĞI TAŞIRAN DAMLA
Annesi Manana’ya, okula gideceği sırada, doğum günü olduğunu hatırlatır ve akşam şerefine ufak bir eğlence düzenleneceğini söyler. Manana ise ne kutlama yapılmasını ne de kimseyi görmeyi istemektedir. Annesi ise hiç oralı olmadan, akşam eve dönüşte alması gerekenlerin listesini verir. Manana annesinden kurtulup okula gitmek için arabaya bindiğinde bu sefer eşine takılır. Eşi de akşam eve misafirlerin geleceğini hatırlatır. Manana, ona da bu eğlenceyi istemediğini söyler ama nafile. Akşam olduğunda erkek kardeşi, akrabaları ve eşinin arkadaşları evi doldurur. Masa kurulmuştur çoktan ve herkes masanın başında şarkılar söyleyip içki içmeye başlar.

Manana ise balkonda yalnızlığını bulmaya çalışır. Eşi balkondan içeri girmeyen bu kadını durmadan rahatsız edip misafirlerle ilgilenmesini söyler. Aksi halde “Arkadaşları hakkında ne düşünür!”

İyi de tüm bu misafirleri eve Manana davet etmedi ki! “Ne günah işledim de kendi doğum günümü kendi istediğim gibi geçiremiyorum!” diye söylenen Manana için bu, artık bardağı taşıran son damla olur ve herkes gittikten sonra ev halkına evden ayrılmak istediğini söyler.

HALBUKİ KOCAN DÜNYANIN EN İYİ İNSANI
Evden ayrılma kararını iyice kafasına yerleştiren Manana, eşyalarını toplamaya başladığı sırada evin içerisinde büyük bir kargaşa yaşanır. Aile için adeta kıyamet kopmuştur. Herkes “Neden?” diye sorar.

“Neden? Halbuki kocan dünyanın en iyi insanı. Alkolü yok, sigarası yok! Neden?”

Derin bir sessizlik. “Peki, biz konu komşuya ne deriz!”

Ne derseniz deyin, zift yesinler, bize ne! Filmin o anları işte sinir kat sayınızın yükseldiği anlar. Belki de kendi yaşadığımız topluma benzerliğinden ve sürekli “el âlem”le olan mücadelemizden kim bilir. Bizde de öyle değil mi? Kadın, hayatına dair bir karar alır. Hiç tanımadığı Ayşe Teyze memleketten arar ve bu kararın yanlış olduğunu anlatmaya çalışır... İşte Manana’yı da vazgeçirebilmek için elinden gelen her şeyi yapar aile.

Sözü geçen büyükler evde toplanır, ikna çabaları başlar. Anne ayrı, kardeş ayrı yalvarır. Onlara göre kadın dediğin yalnız yaşayamaz! Başaramaz! Oysaki Manana için küçük bir koltuk, bir bardak kahve, bir dilim pasta ve biraz sakinlik yeterlidir.

KADIN MUTLU DEĞİLSE...
Film bize yeni başlangıçlara ihtiyacımız olup olmadığını veya şu hayatta kendimize nasıl bir alan istediğimizi sorgulatıyor. Bir kadın kendi istekleri doğrultusunda ayakları üzerinde durabilir mi, duramaz mı? Her şeyden önemlisi de cesaret ve güç bir araya geldiğinde, olmaz denen şeylerin oldurulabileceğini gösteriyor. Hayatın bütün yükü omuzlarına yüklenen kadınlar, ne yazık ki böyle bir toplumda iyi bir anne, fedakâr bir eş, hayırlı bir evlat, düzenli bir kadın olmak zorunda. Daima komşuların ne söyleyeceğini, akrabaların gözünde kaybedeceği değeri düşünmek zorunda. İşte o zaman “mutlu bir aile”ye (!) sahip olabilir. Peki, kadının gerçekten içerisinde olmak istediği hayat bu “mutlu” ailenin neresine denk düşecek?

KÜNYE
Orijinal İsim: Chemi Bednieri Ojakhi
Yönetmen: Nana Ekvtimishvili ve Simon Groß
Senarist: Nana Ekvtimishvili
Oyuncular: Ia Shugliashvili, Merab Ninidze, Berta Khapava, Tsisia Qumsishvili, Dimitri Oragvelidze, Giorgi Tabidze...
Yapım yılı: 2017

İlgili haberler
‘2019’u kadınlar sırtlayacak’ öngörüsü doğru çıktı...

2019’da kendini gösteren toplumsal itirazı kadınlar sırtlandı! Ama Erdoğan’ın beklentisi yerine gelm...

Yılan hepimize dokunuyor

‘Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın’ atasözündeki o yılanın gün gelip çıkarına ters düştüğünde hepi...

ALİAĞA BELEDİYESİNDEN ATILAN KADIN İŞÇİLER: ‘Bu sa...

‘Bizleri ekmeğimizden ettiler ama bu sadece bizim sorunumuz değil. Burada yaşayan tüm kadınların, in...