Yılan hepimize dokunuyor
‘Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın’ atasözündeki o yılanın gün gelip çıkarına ters düştüğünde hepimizi sokacağını bilmeliyiz.

Aliağa’da ve tüm Türkiye’de mücadele veren, direnen emekçi kardeşlerimin onurlu direnişini; bu mücadeleyi vermiş ve kazanmış biri olarak, saygıyla selamlıyorum.

696 KHK ile Ege Üniversitesi’nden sorgusuz sualsiz kapının önüne konduğumuzda, işsiz kaldığımıza mı, açlıkla terbiye edilmemize mi, çocuklarımızın gelecekleriyle oynandığına mı yoksa onurumuzun ayaklar altına alındığına mı yanacağımızı şaşırmış bir durumda kalakalmıştık. Ta ki hem maddi hem manevi yolculuğumuzda yanımızda olan sendikamız DİSK/Genel-İş İzmir 7 No’lu Şubemizle direnme kararı aldığımız güne kadar. Sendika nedir, direnmek nedir bilmeyen, eylem deyince kaçan işçi kardeşlerimle birlikte direnmeyi ve dayanışmayı öğrendik.
Atılan 430 işçiden sadece 35’i direnmeye karar vererek oturma eylemine başladı. Türkiye’de KHK ile atılanların yaptığı tek işçi direnişi bizimkiydi. Şahsen ben, çok zor şartlarda 6 ay geçirdim. İnsanlar korkularından -en yakın arkadaşlarımız bile- yanımızda olmadılar, olamadılar. Bir telefonla bile arayıp soramadılar. Maddi, manevi çöküşteydik. Bizlere terörist muamelesi yaptılar. Ama bu direniş bizlere, bugün bana yarın sana düsturuyla birlik olursak aşamayacağımız hiçbir engel olamayacağını, direnmenin onurlu duruşunu, dünyanın neresinde ve hangi din, dil, ırktan olursa olsun işçi sınıfı olarak tek yumruk olabilmenin gururunu, yarınlarımıza umutla bakmamızı öğretti.

Bizden önceki emekçi büyüklerimizin onurlu mücadeleleriyle ve bedeller ödeyerek kazandığı haklarımızı bugün elimizden almak ve daha ne kadar sömürebiliriz düşüncesinde olan iktidarların, şimdi de tazminat hakkımıza göz diktiğini ve arka bahçeleri olan sendikalarla işçi kardeşlerimizi işverenin kucağına attığını, ülke genelinde işten atmaların çoğaldığını görmeli; işçi sınıfı olarak artık gücümüzün farkına varıp tek yumruk olmalıyız. ‘Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın’ atasözündeki o yılanın gün gelip çıkarına ters düştüğünde hepimizi sokacağını bilmeliyiz. Emekten yana, adaletten ve haktan yana tavır almak, bunun mücadelesini vermek gerektiğinin bilinciyle Aliağa işçilerinin direnişini saygıyla selamlıyorum.

Not: İşten atılan 430 işçinin yüzde 90’ı işinin başına dönmüştür. Adalet geçte olsa yerini bulmuştur. Halen devam eden davalar mevcuttur.


İlgili haberler
‘2019’u kadınlar sırtlayacak’ öngörüsü doğru çıktı...

2019’da kendini gösteren toplumsal itirazı kadınlar sırtlandı! Ama Erdoğan’ın beklentisi yerine gelm...

Sağlık emekçisi kadınlar ücretsiz kreş hakkı, ücre...

Biz 24 saat hizmet verirken, hastane kreşi neden 24 saat hizmet vermiyor?.. Çalıştığımız hastaneler...

Büro emekçisi kadınlar TİS sürecinden ne bekliyor?

İktidar, “iş ve aile yaşamını uyumlulaştırma” adı altında uyguladığı politikalarla, kamuda esnek çal...