Solingen Borbet’te, şaibeli iflas gerekçesiyle işten atılan 600 işçinin hepsi erkek. Üretimde çalışan kadın işçi yok. Ama direnişin başladığı 1. Noel gününden itibaren eylemlerde kadınlar da önemli bir yer tutuyor. Atılan işçilerin eşleri de her gün saat 13-14 arası fabrika önünde yapılan eylemde toplanıyorlar. Kadınlar şarkılar, müzikler, alkışlarla dostça, eğlenceli bir ortamda birlikteler. Yağmur, güneş, soğuk fark etmiyor. 3-5 kişi 20-25 oluyor ve daha da artıyor.
Ayhan’ın eşi Deniz; “Tatil günü Sevim abla telefonda ‘Gelin fabrika önünde eşlerimizin işi için toplanıp herkese duyuralım’ dediğinde hiç düşünmeden ben de gittim, ilk günler azdık gittikçe artıyoruz” diyor. Diğer kadınlar da “Sevim abla kıvılcım çaktı” deyip devam ediyor: “Önce alkış ve ıslık çaldık, yoldan geçen arabalara sesimizi duyurmak için. Fazla ses çıkmadı. Evden çocuklarımızın düdüklerini, davullarını, darbukalarını getiriyoruz. Daha neler yapabileceğimizi her gün konuşuyoruz. Biri resim yapalım deyip başlıyor bir bakmışsın hep birlikte bitiriveriyoruz. Yarın ne yapabileceğimizi konuşuyoruz”.
Arkadaşlıklar da ilerlemiş eşler arasında. “Biri eksik olursa merak ediyoruz. Acaba niye gelmedi, hasta mı diye arıyoruz.” Bazı günler yürüyüşler de yapılıyor. Deniz daha önce böyle bir eyleme de katılmamış, “Düşünemezdim” diyor. Ayhan ve Deniz’in üç çocuğu var, henüz küçükler. Koca bir gelecek var önlerinde. Yeni ev almışlar banka kredisi ile. Deniz şu anda onu düşünmüyor. Eyleme odaklanmış. Fabrika önünde de aktif.
KAVGAMIZ EKMEK KAVGASI
Kadriye orta yaşlı. Başka bir işte çalışıyor. İşyerindeki gelişmeler hakkında sohbet ederken konu işyeri temsilciliğinin işçiden yana olmasının ne kadar önemli olduğuna geldiğinde, “21 yıl satış elemanı olarak çalıştım. Şartlarımız çok ağırdı, uzun saatler çalışıyorduk. Temsilcilik, sendika yoktu. Dayanamadım çıktım o işten. Şimdiki işyerimde temsilcilik var, daha iyi” diyor. DİDF’ten geldiğimizi söyleyince, “DİDF’e nasıl üye olunuyor, çocuklarımız var üye olalım” diyor. Wuppertal’da bir kere DİDF’in kahvaltısına gelmiş. İyi bir iş veya örgütlülük bilincinin nüvelerini taşıyor Kadriye.
Yadigar arada; “Eylem başladığından beri izinde olduğum için her gün gelebildim ama haftaya işe başlıyorum, konuşsak da saatleri mi değiştirsek acaba?” diyor. Hep dediğimiz bir sözü hatırlatıyor bana Yadigar’ın bu kaygısı, sen olmazsan bir eksiğiz!
Zeynep, eşinin yıllardan beri burada çalıştığını, emekliliğine az kaldığını söyleyerek; “Bu saatten sonra nasıl sosyal yardımlara gideceğiz?” diyor. Utanma duygusu yaratıyor bu fikir onda, çünkü yıllardır çalışarak ekmeklerini kazanmışlar. Sultan, düğün hazırlıklarından bahsediyor. İşçi çocuğu Simge, üniversiteye gitmek istiyor ama babası işini kaybettiği için “Önce işim olmalı, üniversite zor olacak gibi” diyor.
Sohbet arasında bir başka kadın; “Burada hep Türkler atıldı” deyince, Kadriye hemen fikrini belirtiyor, “Türklük-Müslümanlık değil, onları karıştırma!” Bir başka kadın da “Kimse yanlış anlamasın, ben sadece ekmeğimiz için buradayım, başka bir şey için değil” vurgusunu yapıyor.
KIZI DAVASINI ÜSTLENMİŞ
Şükrü 61 yaşında. 37 yıldır Borbet’te çalışmış. Artık emeklilik planları yaparken işini kaybetmiş. “Emekliliğe daha var, bu saatten sonra nerede çalışırım?” diyor. Bazı işçiler Transfergesellschaft firmasına geçmiş, Şükrü geçmeyenlerden. Mahkemeye başvurmuş. Süreci konuşurken; “Davamı da kızım aldı” diyor. Kızı yeni avukatlığa başlamış. İlk davalarından biri, babasının iş davası olmuş. Şükrü kızını okutmak, aileyi geçindirmek için ekmek kapısı olan Borbet’ten atılınca fabrika önünde mücadeleye atılıyor, avukat işçi kızı babasını hukuk yoluyla savunuyor. Belki o da babasının davasında hukukun sınıflarüstü olmadığı deneyimini yapar bu arada.
Fabrika önündeki hak mücadelesi, işini geri isteyen işçilerin eşleri için de sosyal konumu, yaşı ne olursa olsun, yeni fikirlerin, dünyayı başka bir pencereden bakabilmenin kapısını aralamış. “Borbet kadınlarının” ekmek kavgası bunun adımı olmuş. 10 yıl önce Schleckerfrauen’te işyerleri için mücadele etmişlerdi.
Borbet kadınlarının dayanışması güzel bir örnek 2023 yılında. Sonuç ne olursa olsun!
Fotoğraflar: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Almanya’da 2022’den 2023’e kadınlar neler yaşadı?
Almanya’da toplumun diğer kesimleri gibi kadınlar da artan enflasyon, fiyat artışları, savaş, etkisi...
Almanya’da kadınlar şiddete karşı sokaklardaydı
25 Kasım'da kadınlar şiddete karşı talepleriyle sokakları doldurdu... İl il hangi şehirde yürüyüşler...
ALMANYA’DA 25 KASIM’A DOĞRU: Kadınlar şiddete en ç...
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla Almanya’da...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.