‘Kadınlara, ablalarıma, kardeşlerime; Hayatta ne yaşarsanız yaşayın ama hiçbir şeyden korkmayın. Korkular kaybettiriyor insana, siz kaybetmeyin’ diyen Aylin’e kadınlardan mesaj var.

Makine kırıcılığı anlamına gelen ‘luddist hareket’ işçilerin çok düşük ücretle ve ağır koşullarda, uzun saatler çalıştırılmasına karşı ortaya çıkan bir hareketti.

Uzun yıllar oldu elbette bu düet yapılalı ancak hatırlamanın, dinlemenin, paylaşmanın sınırı yok. Aynur Doğan ve Sertab Erener’den Dewo dewo.

Türkiye’nin ilk kadın yönetmeni ve yapımcısı, aynı zamanda Türkiye’nin ilk büyük yıldızı: Cahide Sonku. Onun yaşamı zirvenin de dibin de en derini...

Yıkanmak istemek, tecavüze uğrayanların gösterdiği ilk tepki. Suna Aras 12 yıl süren röportajlarının toplamının başlığında bu gerçeği dile getiriyor.

Üstü örtülmeye, mazur ve masum gösterilmeye çalışılan bir insanlık suçunun yaşattığı acılarla çocuklarını büyüten kadınların dilinden düşmeyen bir ninni.

Roma sokaklarını dolduran kadınlar İspanyol dansını estetikle buluşturarak muhteşem bir dans gösterisi yapıyor.

Çünkü muhakkak başaracağın o gün geldiğinde bir kere, 5 kere, 10 kere yaşadığın başarısızlık, hanene başarısızlık değil, deneyim olarak yazılır.

Çocuk istismarı, kadına yönelik şiddet ve doğa katliamlarına dikkat çekmek için “3 İnsan, 3 Kadın, 3 Anne” sloganıyla 3 Mart’ta Çanakkale’den Ankara’ya yürüyüşe başlayan kadınlar bugün Bursa’da.

İçinden çıkılamayan bir ağıt aslında Malan Bar Kir. Evini taşımak zorunda kalanların ağıdı. Dersim'in türküsü. Zorla yerinden edilmişlerin ayrılış hikayesi...

DİSK-AR, Türkiye İstatistik Kurumunun 10.4 olarak açıkladığı Aralık 2017 dönemi işsizlik rakamlarını değerlendirdi.

36 kadının 36 kadın fotoğrafçının fotoğrafları üzerine yazdığı yazılar ve fotoğrafların yer aldığı ‘Çağrışımlar’ isimli sergi, Kadıköy’deki Mecra’da 23 Mart’a kadar sanatseverleri bekliyor.

Efsane ve masallara dayanan yapıtlarıyla tanınan Selma Lagerlöf hem Nobel Edebiyat Ödülünü alan ilk kadın yazar hem de ilk İsveçli yazar olarak tarihe adını yazdırdı.

Farklı kültürlerin ezgilerini sevenler buraya. Yunanlı sanatçı Marina Satti’den ev sıcaklığında bir şarkı...

Hakikatin kat kat katlandığı çağda Tomris Uyar için öykü yazmak hakikati asıl yüzünü bulma isteği gibi. Gibi demişken, Tomris Uyar öykülerini gibiyi gösterme üstüne kurar.

Ermeni asıllı kantocu Şamran Hanım’ı ölümünün 63. yılında ardında bıraktığı güzel bir kantoyla hatırlayalım mı?

Kadınlara dayatılan beden profiline karşı kilolu kadınları resmeden Kamer Batıoğlu, kadının nasıl olması gerektiğine kimsenin karar veremeyeceğini belirtiyor.

Gardıroplardaki rengarenk kiras ve fistanları Newroz için çıkaran Adana'daki kadınlar, yıkayıp, güzel kokular sürdükleri elbiseleri evin baş köşesine astı.

Kadınların ‘eşitlik’ talepleri şiirlere, şarkılara, öykülere konu olurken bu mücadele de varoldukları her yerde sürüyor, sokakta, evde, metroda... İşte İranlı kadınların ‘eşitlik’ şarkısı...

Kendisi değiştikçe, çevresindekileri de değiştirebileceğine güvenen bir militanın yapabileceklerinin sınırı yoktur. Bu kitap, nasıl yaşamamız ve savaşmamız gerektiğini gösteren güzel bir örnek.