GÜNÜN KİTABI: Mrs. Dalloway
‘Virginia Woolf, erkekle kadın ve iki kadın arasındaki ilişkilere pencere açıyor; toplumun dayattıklarının altında boğulan arzuları incelikle işliyor...’

‘Virginia Woolf, erkekle kadın ve iki kadın arasındaki ilişkilere de bir pencere açıyor; geçmişe ait benzersiz ama acı veren imgeleri bugünün imgelerine katıyor, toplumun dayattıklarının altında boğulan arzuları incelikle işliyor.’
"Yaşamı ve ölümü vermek istiyorum, sağlığı ve çılgınlığı; toplum düzenini eleştirmek istiyorum, işler halinde, en yoğun biçiminde."

Virginia Woolf belki de en tanınmış romanı olan Mrs. Dalloway için bir yazısında bunları söylüyor. Dediklerini yapıyor da; her şeyden önce tek bir günün yoğun örgüsü içinde hem akreple yelkovanın peşinde koşan hem de o günün saatleri içinde kahramanlarının zihninde uzayıp giden iç zamanlar bulan bir roman bu. Mrs. Dalloway, edebiyat tarihinde daha sonraları "bilinç akışı" adıyla anılacak bir tekniğin en başarılı örneğidir.

Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Londra. Sıcak bir yaz günü Clarissa Dalloway o akşam vereceği büyük partiye hazırlanmaktadır. Aynı gün Hindistan'dan beklenmedik bir ziyaretçi gelir: İlk aşkı Peter Walsh. Onun bu apansız gelişi uzak bir geçmişin anılarını, eski arkadaşlıkları ve Clarissa'nın gençliğinde yaptığı tercihleri canlandırır zihninde. Bütün yaşamı, ilişkileri ve sıradan, tekdüze evliliğine götüren olaylar bir bir geçer gözlerinin önünden.

Clarissa çevresinde sürüp giden hayata ve o hayatın içindeki sayısız insana odaklanırken, yazar da çeşitli karakterler arasında gidip gelir ve onların yaşadıklarını Mrs. Dalloway'in akıp giden gününün içine yerleştirir.

Virginia Woolf romanında, erkekle kadın ve iki kadın arasındaki ilişkilere de bir pencere açıyor; geçmişe ait benzersiz ama acı veren imgeleri bugünün imgelerine katıyor, toplumun dayattıklarının altında boğulan arzuları incelikle işliyor. Hayatı ve dış dünyayı her bir karakterinin gözünden ve zihninden muhteşem bir çözümlemeyle sunarken, zamanının ruhunu da başarıyla yansıtıyor.

1941 yılında hayatını kaybeden Virginia Woolf’un ölümünün üzerinden 70 yıl geçince eserin telif hakları kalkınca Türkiye’de birçok yayınevince çeşitli çevirilerle yayımlanıyor.

İlgili haberler
GÜNÜN KİTABI: Annelik mi, kadınlık mı?

Badinter, 'Kadınlık mı, annelik mi' sorusunun kadınlar için nasıl tehditler içerdiğini anlatıyor: Bu...

GÜNÜN KİTABI: Sıfır Noktasındaki Kadın

Neval El Seddavi, ölüm hücresinde Mısırlı fahişe Firdevs'le konuşuyor. Firdevs'in anlattığı yaşam öy...

GÜNÜN KİTABI: Ruhun Kadınları

‘Ruhun Kadınları’, kadınların, psikanalizin daha ilk zamanlarından itibaren bu disipline nasıl katkı...