Bursa Yenişehir Kirazlıyayla köyü yakınlarında kurşun-çinko-bakır madenciliği zenginleştirme ve atık barajı projesi için verilen orman kesim iznine karşı açılan davada mahkemenin aldığı yürütmeyi durdurma kararı aldı. Madenin faaliyeti durdurulurken, karar köylüler tarafından sevinçle karşılandı. Köyde bugün zafer şenliği tadında toplantı yapıldı. 

ŞENLİK HAVASINDA TOPLANTI

Maden faaliyetinin durdurulmasıyla köylüler, Kirazlıyayla meydanında Bursa'nın yakın şehirlerinden de birçok destekçinin katıldığı bir bilgilendirme toplantısı düzenledi.

Bursa'lı milletvekillerinin, sivil toplum örgütlerinin, avukatların, derneklerinin ve köylü kadınların da söz aldığı toplantıda süreç ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Toplantı şenlik havasında geçerken köylü kadınlar desteğe gelen misafirlerine yemek ikramında bulundu. Bir yandan lokma pişiren bir yandan da süreç içerisinde ne kadar hırpalandıklarını ama asla mücadelelerinden vazgeçmediklerini ve vazgeçmeyeceklerini anlatan kadınlar; “Köyümüzün havası çok temizdir. Şimdi yapılan tesisin üstünde bulunan tarafa hastane yapılacak denilmişti. Sonra bu tesisi kurmaya başladılar. Birisi yaşatmak için diğeri ölüm sebebi. Daha yapım aşamasında bile iki gölümüz, on tane de çeşmemizi kurutttular. Hayvanlarımız susuz kaldı. Ceviz ağaçlarımız kurudu. Ekinlerimiz tarlada kaldı. Çimenler vardı oralarda şimdi gidiyoruz tozdan yürüyemiyoruz” dedi.

‘BİZE TERÖRİST DEDİLER, ÖNÜMÜZE ETTEN DUVAR ÖRDÜLER’

Kendilerine ''sizi parayla tutmuşlar'' gibi sözler söylendiğini söyleyen kadınlar; “Bizim ne suçumuz var? Suçumuz toprağımızı, suyumuzu, köyümüzü savunmak mı? Ne suçumuzu görmüşler? Biz vatanımıza ne zaman ihanet etmişiz? Bu köydeki herkes ya Ak Parti ya da MHP'ye oy verirdi. Şimdi yanımızda daha önceden hiç desteklemediğimiz parti ve kurumlar var” dedi

Kirazlıyayla köyü kadınları yaşadıkları devlet baskısını ise şöyle anlattı: “Bize terörist gibi davrandılar. Dört ay boyunca her gün 250-300 tane jandarma ve çevik kuvvet gelip etten duvar örüyordu önümüzde. Ocağın olduğu bölgenin yakınında mezarlık vardı. Her mezarın başında bir asker duruyordu. Kuran okumaya bile Jandarma eşliğinde gidiyorduk. Köyün içinde iki kişi yan yana gelse Jandarma gelip ''ne yapıyorsunuz?'' diye soruyordu. Yollarımızın kesildiği, köyümüze giremediğimiz zamanlar oldu”.

KÖYLÜ KADINLAR DİRENİŞTEN BİR ADIM GERİ DURMAMIŞTI

Lübnan sermayeli Meyra Madencilik adlı şirket tarafından Kirazlıyayla ile Reşadiye köyleri arasında 2014 yılından bu yana yapılan madencilik faaliyeti için zenginleştirme tesisi ve atık barajı projesine karşı köylüler aylardır mücadele ediyordu. Maden tesislerinin sularını, meralarını kirleteceğini, yaşam alanlarını ellerinden alacağını dile getiren köylülerin direnişi sık sık jandarmanın müdahalesi ile gündeme gelirken, özellikle köylü kadınlara yönelik baskı ve gözaltılar yaşanıyordu.

MAHKEME ORMAN KESİM İZNİNİN YÜRÜTMESİNİ DURDURDU

Önceki gün madene verilen orman kesim iznine karşı açılan davada mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesi sonrası şirketin faaliyetleri jandarma tarafından durduruldu.

Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Murat Demir, bu kadar hızlı bir kapatma beklemediklerini aktararak, "Kararı öğrendiğimizde ilgili bütün kuramlara gereği yapılsın diye dilekçeler verdik aynı gün. Akşama jandarma maden alanına gelip faaliyeti durdurunca şaşırdık açıkçası. Jandarma köylüleri de maden alanına çağırarak madeni kapatmış. İş makinelerini alandan çıkarmış. Bu gelişmenin ardından bugün köyde 'mahkeme kararını uygulayın' diye yapacağımız basın açıklamasını bir kutlamaya çevirdik" dedi.

ŞU AN ELİMİZ DAHA DA GÜÇLÜ

Madenle ilgili yapılan bilirkişi raporunda 'ÇED uygun değil' denildiğini belirten Demir, "Ormana yönelik davada da bu en son yürütmeyi durdurma kararı çıkınca şu an elimiz daha da güçlü. Bu koşullarda ÇED'in iptali büyük olasılık diye düşünüyoruz" dedi.

Bu karara karşı firmanın da boş duracağını sanmadıklarını dile getiren Demir, "Mahkeme kararının arkasından dolaşmaya çalışacaklardır. Firma ÇED'i geri çekip yeni ÇED'le gelebilir mesela. Çok büyük bir firma, hükümetle ilişkileri çok iyi" diye konuştu.

KARŞIMIZDA ŞİRKETİ DEĞİL DEVLETİ GÖRDÜK

Demir şunları söyledi;

"İlk kez bir bütün olarak devleti karşımızda gördüğümüz bir olay oldu Kirazlıyayla. Açıkçası şirketi değil devleti karşımızda gördük. Birçok benzer olayda jandarma geride durur pek karışmazdı. Kirazlıyayla da ise devlet şirketi alenen destekledi. Köylülere her türlü eziyeti yaptılar."

'KAZANDIK ARTIK VERMEYİZ'

Hukuki olarak bu iş tamamen bitmediğini kendilerinin de bildiğini dile getiren Demir, "Ama öne geçtik. Köylü madene karşıyız dedikçe devlet kurumları mahkeme kararıyla, belgeyle önümüze gelin diyorlardı. Sokağa daha güçlü çıkacak şimdi köylü. Kazandık artık vermeyiz psikolojisindeler. İstemiyoruz demenin dışında, ellerinde hiç birşey yoktu. Şimdi daha güçlü hareket edecekler" diye konuştu.

Demir, "Bu karar bizi güçlendirdi, buradan yere düşmemeye onları da ayağa kaldırmamaya çalışacağız. Ama süreç nasıl gelişir bilmiyoruz. Sorun sadece Kirazlıyayla da değil zaten. Kirazlıyayla'yı kurtarsak bile daha benzer onlarca yayla, onlarca dağ, ova var..." dedi.

Kaynak: Evrensel Gazetesi / Özer Akdemir